Wall Street Journal, corona virüsü salgını nedeniyle dünya borsalarında yaşanan düşüşlerin dün de devam ettiğini yazıyor. Gazete, Amerika'daki üç büyük borsa olan Dow Jones, Standard and Poors ve Nasdaq'ın kısa süre önceki yükselişten sonra en az yüzde 10'lük değer kaybına uğradığını, üç endeksin de en sert tek günlük düşüşü yaşadığını kaydediyor. Habere göre enerji ve teknoloji firmalarının hisseleri, en çok değer kaybına uğrayan hisseler oldu. Dün yüzde 5,3 kayba uğrayan teknoloji sektörü, bu hafta toplam yüzde 12 oranında değer kaybetti. Tesla yüzde 13, Virgin Galactic ise yüzde 24 oranında değer kaybetti. Corona virüsüyle ilgili haberlere kenetlenen yatırımcılar, ekonomik faaliyetlerin azalmasına karşı kendilerini hazırlamaya çalışıyor. Yatırımcılar aynı zamanda virüsün yayılmasını durdurmak için gösterilerin çabaların küresel ekonomiyi ağır hasara uğratacağı yönünde giderek kötümserleşiyor. Hatta bazı Amerikan firmaları, corona salgınının yaz aylarına da uzanması durumunda Çin kaynaklı yıllık gelirlerinin yarısını kaybedebileceklerini belirtiyor. Mali hizmetler firması Goldman Sachs'in öz sermaye uzmanlarına göreyse virüsün yayılmaya devam etmesi, Amerikan firmalarının 2020'de kazanç artışı elde edememesiyle sonuçlanabilir. Microsoft ise Apple'dan sonra salgın nedeniyle bu çeyrekte satışlarının azalacağı uyarısı yapan ikinci teknoloji firması oldu. Öte yandan petrol fiyatları yüzde 2'den fazla azalırken Brent petrolün fiyatı, Aralık 2018'den bu yana en düşük seviyeye geriledi. Japonya'da Nikkei, Hong Kong'da Hang Seng, Güney Kore'de Kospi borsaları da haftayı düşüşle kapatıyor.
New York Times ise Afganistan'da Amerika ve Taleban arasında varılan ve kısa süre içinde imzalanması beklenen barış anlaşması öncesinde ön şart olarak belirlenen kısmi ateşkesin şimdilik sürdüğünü yazıyor. Gazete, kısa ateşkesin Afgan güvenlik güçlerine nefes aldırdığını ve şimdi herkesin aklındaki sorunun ”Gerçekten de barış sağlanabilir mi? Sağlanırsa durum ne olur?” olduğunu kaydediyor. Habere göre Taleban ve Afgan güvenlik güçleri arasında varılan yedi günlük ateşkes, bir deneme niteliği taşıyor. Yetkililere göre büyük saldırıların oranının yüzde 80 azalması, yarın Katar'da barış anlaşmasının imzalanması için yeterli sayılabilir. Anlaşma, Amerika'nın şimdiye kadarki en uzun süreli savaşında sonun başlangıcına geldiğine işaret eder nitelikte. Ancak bu durum, Afganlar için uzun ve zorlu bir mücadelenin başlangıcı anlamına geliyor. Anlaşmanın başarılı olması için ezeli düşmanların nesillerdir ülkenin yabancı olduğu barışı korumanın ve uzlaşmanın yollarını bulması gerekiyor. Gazete, Amerika'nın 11 Eylül 2001 terör saldırılarına yanıt olarak başlattığı savaşın ağırlığının son yıllarda genç Afganlar'ın omuzlarına yüklendiğini, sadece son beş yılda 50 bin Afgan polis ve askerin öldüğünü yazıyor. Taleban'ın verdiği kayıpların da aynı düzeyde, hatta daha fazla olduğu tahmin ediliyor.
New York Times bugün ayrıca Demokrat Parti içindeki yerleşik düzen yanlısı liderlerin Vermont Senatörü Bernie Sanders'ın Kasım'da yapılacak seçimlerde başkan adayı olmasını engellemek için partiye zarar gelmesini bile göze almaya istekli olduklarını kaydediyor. Gazete, Demokrat Partili Temsiciler Meclisi üyelerinin Sanders'ın başkan adayı olması durumunda Kongre seçimlerinde ağır yenilgi alacağına ilişkin kaygılarını Nancy Pelosi ve Chuck Schumer'a sürekli ilettiğini yazıyor. Habere göre partili dostlarıyla bağlantı içinde olan eski Başkan Bill Clinton'ın bile Demokrat Parti'nin Kasım'da hezimete uğrayacağı endişesini öfkeyle dile getirdiği söyleniyor. 3 Mart günü 14 eyalette birden yapılacak Süper Salı seçimlerinde ve sonrasında liberal Sanders'ın toplamda kendisinden daha fazla oy toplayan ılımlı adayları saf dışı bırakması olasılığıysa kaygıları körüklüyor. Gazetenin 93 Demokrat Partili liderle yaptığı görüşmelere göre partililer, Temmuz ayında yapılacak ve başkan adayının resmen açıklanacağı kurultayda ellerine fırsat geçmesi durumunda Sanders'ın adaylığını durdurmak için parti için hasara rağmen harekete geçmek istiyor. Hepsi süper delege olarak tanımlanan bu liderler, kurultayda ön seçim sonuçlarından bağımsız olarak kendi istedikleri adaylara oy verebiliyor. Ancak gazete, Sanders'ın ön seçimlerde en çok delegeyi toplamasına rağmen aday olmasına izin verilmemesi durumunda parti içinde kopacak fırtınanın kutuplaşmanın yıllar boyunca sürmesi anlamına geleceğini kaydediyor.