Diyarbakır’ın Sur İlçesinin Hafız Akdemir Sokağı 30 yıldır her 8 Haziran’da anmaya ev sahipliği yapıyor. Kürt siyasetine yakın Özgür Gündem Gazetesi’nde Diyarbakır muhabiri olarak çalışan Akdemir, 8 Haziran 1992'de gazetenin bürosuna giderken, bugün adının verildiği Sur ilçesi Melik Ahmet Caddesi üzerindeki sokakta uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitirdi.
Cinayetle ilgili başlatılan soruşturmada, 8 yıl boyunca hiçbir gelişme kaydedilmedi. 17 Ocak 2000’de İstanbul Beykoz'da Hizbullah yöneticilerinin kaldığı villaya düzenlenen ve örgüt lideri Hüseyin Velioğlu’nun öldürüldüğü operasyonda ele geçirilen belgelerde cinayetin izine rastlandı.
Olayın ardından Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan Hizbullah Ana Davası’nda yer alan 31 sanığa yöneltilen 188 cinayet arasında Akdemir’in öldürülmesi de vardı. Cinayetin tetikçisi olduğu iddiasıyla aranan Hizbullah üyesi "Hüseyin" kod adlı Cihan Yıldız, 2008 yılında İnterpol tarafından Avusturya’nın başkenti Viyana'da yakalandı.
Türkiye’ye iade edilen Yıldız, Akdemir’in de aralarında olduğu 11 cinayetten sorumlu tutuldu. Yargılama sonucunda Yıldız, 6 cinayet ve 2 silahlı yaralama suçundan müebbet hapis cezasını çarptırıldı.
Yıldız, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yaptığı başvurunun ardından AİHM ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “adil yargılanma hakkı’ ile ilgili maddelerinin ihlal edildiği gerekçesiyle 2019 yılında serbest bırakıldı.
30 yıldır süren anma
Meslektaşları ve arkadaşları olayın 31. yıldönümünde, Akdemir’in vurulduğu yerdeydi. Anmaya, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), Halkların Demokratik Partisi (HDP) üyeleri ve gazeteciler katıldı.
Sessiz yürüyüşün ardından, Akdemir’in vurulduğu yerde açıklama yapan Xwebûn Gazetesi İmtiyaz Sahibi Kadri Esen, 90'lı yıllarda gazetecilerin büyük zorluklar ve baskılarla karşılaştığına dikkat çekti.
Onlarca gazetecinin sokak ortasında öldürüldüğünü, gazetelerin bombalandığını ifade eden Esen, "Bunlardan biri de Hafız Akdemir'di. Onun katledilmesinin üzerinden 31 yıl geçti ama onun katilleri tespit edilmesine rağmen daha sonra serbest bırakıldılar. Bu ve benzer olaylarda katiller benzer şekilde cezalandırılmadı ve ceza verilenler de bir müddet sonra serbest bırakıldı" dedi.
“Adaletin Türkiye içinde tecelli etmesinin bekliyoruz”
Olayın tek görgü tanığı olan Akdemir’in yeğeni Veysi Polat, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, 30 yıldır adaletin sağlanması için çalıştıklarını söyledi.
Yargılamanın hiçbir aşamasında mahkemeye çağrılmadığını belirten Polat, tanık olarak dinlenmesi halinde olayın faili olarak tutuklanan ve daha sonra serbest bırakılan Cihan Yıldız’ı teşhis edebileceğini kaydetti.
Polat, cinayetle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de başvurduklarına dikkat çekerek, adaleti Türkiye mahkemelerinde sağlamak istediklerini vurguladı.
Mahkemeye giderek sanıkla yüzleşmek istediğini dile getiren Polat, “Bizim aile olarak adaletin tecelli ettiğine olan inancımız yok. Olayın tek görgü tanığı olmam hasebiyle Cihan Yıldız adlı kişiyle yüzleştirme ya da mahkemede tanığı dinleme gibi bir süreç de yaşanmadı. Biz yargı sürecinin de kanunlar çerçevesinde doğru bir şekilde yapıldığına inanmıyoruz. Sanığa yurtdışı yasağı getirip salıvermek ne kadar adil? Hukuki süreçle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine de başvuru yapmıştık. O süreçte de Türkiye mahkûm olmuştu. Biz Avrupa'da ya da başka dünyanın herhangi bir yerindeki uluslararası mahkemelerin kararıyla değil de cinayetin işlendiği Türkiye'de adil yargılamanın tecelli etmesini beklerdik. Hafız Akdemir’le birlikte binlerce cinayet cezasız kaldı. Benim bir metre mesafemde cinayet işlendi. Mahkeme beni çağırsaydı, gördüklerimi anlatırdım. Belki yargılama bizler açısından daha farklı olurdu” dedi.
Polat, 14 Mayıs seçimlerinde seçilen milletvekillerine de çağrı yaparak, adil yargılama yapılması için destek istedi.
İnsan hakları örgütlerinin verilerine 1990’lı yıllarda, en az 33 Kürt gazeteci faili meçhul cinayete kurban gitti.
