Washington Post, Amerika'daki bütçe açığının bir trilyon dolara yaklaştığını bildiriyor. Gazete, harcamaların artması ve 2017'de yürürlüğe giren vergi kesintisi uygulaması nedeniyle önümüzdeki on yıl içinde federal bütçe açığının beklenenden 800 milyar dolar daha fazla olacağını kaydediyor. Habere göre Kongre Bütçe Dairesi, artan harcamalar nedeniyle Amerika'daki federal bütçe açığının İkinci Dünya Savaşı'nın sonundan bu yana eşine rastlanmamış bir yükseliş eğilimi içine girdiğini bildirdi. Daire, bütçe açığının bu yıl 1 trilyon dolara dayanmasının ekonomik büyüme dönemleri açısından olağandışı bir durum olduğunu kaydetti. Öte yandan bütçe açığının rekor seviyeye tırmanması, ekonomik gerileme dönemine girilmesi durumunda ekonomiyi teşvik edecek kozların yitirileceği korkularını körüklüyor. İktisatçılara göre ekonomiyi teşvik etmek için harcamaları arttırmak ya da yeni vergi kesintilerine gitmek gibi geleneksel yöntemlere başvurmak, geçmişe oranla çok daha zor olabilir. Bunun yanısıra faiz oranlarının zaten düşük olduğu bu dönemde Merkez Bankası'nın faizleri daha da düşürerek ekonomiyi canlandırma girişiminde bulunmaK gibi bir kozu da olmayabilir. Kongre Bütçe Dairesi, dün yayınladığı raporda, federal borç açığını kontrol altına alınabilmek için Kongre'nin vergi ve harcama politikalarında büyük değişikliklere gitmesi gerektiğini kaydetti. Uzmanlar, Amerikan hazine bonolarının faizlerinin düşük olması nedeniyle bütçe açığının en azından şu anda altından kalkamayacak bir seviyede olmadığı söylüyor, ancak borçların uzun vadeli bir tehdit olduğunu hatırlatıyor.
Wall Street Journal ise İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın Alman mevkidaşı Angela Merkel'e İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkışının pürüzsüz olması için bir anlaşmaya varma konusunda ciddi olduğunu söylediğini yazıyor. Ancak Johnson, Avrupa Birliği'nin getirdiği ve İrlanda Cumhuriyeti ve Kuzey İrlanda arasında fiziki sınır oluşturulmasını engelleyen koşulun kalkması gerektiğini kaydetti. Johnson, Berlin'de Angela Merkel'le dün akşam yaptığı görüşme öncesinde, ”Backstop mekanizmasını kaldırmamız gerekiyor, bunu başarabilirsek birlikte ileriye yönelik adım atabileceğimize kesinlikle eminim,” şeklinde konuştu. Backstop mekanizması, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkışının Birleşik Krallık'ın parçası olan Kuzey İrlanda ve Avrupa Birliği üyesi olan İrlanda Cumhuriyeti arasında gümrük kontrollerine yol açmasını engellemek için tasarlanmıştı. Bu tür gümrük kontrollerinin Kuzey İrlanda'da on yıllar süren çatışmaları sona erdirmek üzere 1998'de imzalanan barış anlaşmasına zarar vermesinden endişe ediliyor. Brexit'in en ateşli savunucularından biri olan Boris Johnson, backstop uygulamasının İngiltere'yi Avrupa Birliği'ne fazlasıyla yakınlaştıracağını savunuyor ve üç aydan kısa süre içinde anlaşma olmadan da birlikten çıkmaya hazır olduğunu söylüyor. Meselenin, Johnson'ın bu haftanın sonunda Fransa ve Avrupa Birliği liderleriyle yapacağı görüşmelerde de masaya yatıracağı ana gündem maddelerinden biri olması bekleniyor. Johnson, Pazartesi akşamı Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk'a gönderdiği mektupta, Avrupa Birliği'ni backstop uygulamasını tamamen kaldırmaya çağırdı. Tusk ise Johnson'ın mektubuna verdiği yanıtta, ”backstop uygulamasına karşı olan ancak gerçekçi alternatifler sunmayanların aslında fiziki sınır oluşturmayı desteklediği” ifadesini kullandı.
Los Angeles Times ise Trump Yönetimi'nin genç göçmenleri korumak için on yıllar önce getirilen uygulamayı kaldırarak çocuklu göçmen aileleri ve reşit olmamış gençleri göz altında sınırsız süre tutmanın önünü açmayı planladığını yazıyor. Habere göre Trump Yönetimi, Flores anlaşması adı verilen 1997 tarihli mahkeme kararı uyarınca Amerika'nın himayesi altındaki göçmen çocuklara asgari bakım standartları sağlamaya uzun zamandır zaten karşı çıkıyordu. Karar, Amerikan Hükümeti'nin, ister tek başlarına ister aileleriyle birlikte olsun, çocuk göçmenleri 20 günden fazla göz altında tutmamasını ve bir an önce serbest bırakmasını öngörüyor. Cuma günü resmi olarak açıklanması beklenen değişikliklerin hukuki bir engelle karşılaşılmaması durumunda 60 gün içinde yürürlüğe girmesi planlanıyor. İç Güvenlik Bakan Vekili Kevin McAleenan, dün düzenlediği basın toplantısında, Flores anlaşmasını, Orta Amerikalı aileleri Amerika sınırına akın etmesine neden olan temel etken olarak niteledi. McAleenan, uygulamanın sona erdirilmesiyle sınıra dayanan göçmen sayısında ciddi düşüş yaşanmasını beklediklerini kaydetti. Flores anlaşmasına ilişkin tartışmalar, Trump Yönetimi'nin geçen yıl sınıra gelen göçmen çocukları ailelerinden ayırmaya başlamasıyla patlak vermiş, en az 2 bin 900 çocuk anne babasından zorla ayrılmıştı.