Washington Post, Amerikan insan hakları kuruluşlarının çabaları sayesinde Küba’daki Guantanamo üssü ile Irak’ta tutuklulara yapılan kötü muameleyle ilgili yeni belgeleri değerlendiriyor. Eleştiri oklarını özellikle Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’e yönelten gazete, yönetimin tutuklulara yapılanların sorumluluğunu sadece birkaç alt düzey görevliye yıkma çabasının, ortaya çıkan yeni belgelerle yalanlandığını savunuyor:
''Bush yönetimi belgeler yayınlandıktan sonra, her türlü kötü uygulamanın soruşturulacağı vaadinde bulunuyor. Ancak geçtiğimiz birkaç ay içindeki uygulamalar, yönetimin ne üst düzey bir sorumludan hesap soracağını ne de bu utanç verici olaylara neden olan politikaları değiştireceğini gösteriyor. Cumhuriyetçilerin liderliğindeki Kongre de, kendi sorumluluğundan vazgeçmiş durumda. Şimdilik ortadaki tek üzücü gerçek, bu yönetiminin davranışını değiştirecek bir yol bulamadığıdır.''
Gazeteci Mustafa Melik ise, Boston Globe’da yayınlanan makalesinde Irak’ta savaşın devam etmesinin kimin işine yaradığını sorguluyor. Malik, Amerika’nın Sünni direnişçilerle mücadelesinin İran’a yarayacağı görüşünde:
''Amerika’nın Irak’ı işgali, Bağdat’ta İran yanlısı bir yönetim oluşması ihtimalini güçlendirmekle kalmadı, İran’ın tarihi düşmanı olan bu ülkenin askeri gücünü de mahvetti. Eğer mezhep ve etnik köken çatışması Irak’ı bölünmeye sürüklerse, Şiilerin çoğunlukta olduğu güney Irak, Şii İran’ın doğal müttefiki olacak. Eğer Irak bir bütün olarak kalırsa, İran ülkedeki Şii çoğunluk aracılığıyla kendi siyasi nüfuzunu artıracak gibi görünüyor. Saddam’ın devrilmesinden yararlanan tek tilki, İran değil. Savaş, bölgedeki Amerikan ve rejim karşıtı güçleri de görülmemiş ölçüde harekete geçirdi.
New York Times Amerika’nın yoksulluk, açlık ve hastalıklarla mücadele programlarına katkısını azaltmasını eleştiriyor. Zengin ülkelerin Birleşmiş Milletler Deklarasyonu çerçevesinde yoksul ülkelere belli ölçülerde yardımda bulunmayı kabul ettiği hatırlatan gazete, Amerika’nın yanı sıra İngiltere ve Fransa’nın da bu vaatlerini yerine getirmediğini hatırlatıyor ve dış yardımların terörle mücadelede büyük önem taşıdığını vurguluyor:
''Yönetim bir yıl içinde orduya 450 milyar dolar, yoksul ülkelerin kalkınmasına katkı için 15 milyar dolar harcıyor. Milenyum Projesinin yöneticisi Jeffrey Sachs’a göre 'otuzda bir' olan bu oran ülkenin dış politikasını nasıl barışa değil, tamamen savaşa dayandığını gösteriyor.''
Irak ve Afganistan’da görevli on binlerce askerin bu yıl Noel’i ailelerinden uzak kutlayacağını belirten Los Angeles Times, 2004’ün bu askerler açısından hiç de umdukları gibi geçmediğini vurguluyor. Görev sürelerinin beklenenden uzun sürdüğünü hatırlatan gazete, askerlerin 4 yıl daha Irak’ta kalacağı yönündeki açıklamaları eleştiriyor:
''Bugün tamamen gönüllü olan kara, deniz, hava birlikleri çağrı geldiğinde hemen göreve koştu. Zırhlı araç ve diğer ekipmanın eksikliğine rağmen moralleri genellikle yüksekti. Ama dört yıl daha savaş ve işgal ihtimali göz önüne alındığında şu an üniforma altında olan, apar topar göreve giden ve ailelerinden uzun süre uzak kalan askerlerin yükünü azaltmanın tek yolu, asker sayısında ciddi bir artışa gitmek gibi görünüyor.''