Erişilebilirlik

AB'de Genişlemenin Birinci Yıldönümü


Avrupa Birliği’nin en önemli projelerinden biri olan genişleme birinci yılını doldurdu.

Brüksel bir yıl boyunca yaşananlardan ve kaydedilen gelişmelerden oldukça memnun. Bu memnuniyetin ardında genişlemenin on yeni üyeye olduğu kadar eski üyelere de yaradığını ortaya koyar nitelikteki veriler yer alıyor.

Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, genişleme ve sonuçlarını “Avrupa Birliği’nin kapalı bir kulüp olmadığını ve çekim gücünün önemini gösteriyor” sözleriyle yorumluyor. Genişlemenin Avrupa Birliği’ne siyasi istikrar, ekonomik istikrar, demokrasi ve insan haklarına saygı konularında olumlu katkı yaptığını söyleyen Barroso, “Birleşmiş Avrupa popülizme dayalı korkulara, şovenizme, yabancı düşmanlığına, terörizme ve özellikle de fakirliğe verilen bir cevap” dedi.

Genişlemenin genel yansımalarına baktığımızda Estonya, Letonya, Litvanya, Polonya, Slovenya, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Malta ve Kıbrıs’tan oluşan on yeni üye açısından tablonun oldukça olumlu olduğunu görüyoruz. 2003’te büyüme oranı ortalamaları yüzde 3.7 olan bu on yeni üye 2004’te yüzde 5 oranını yakaladılar. Hatta Letonya’nın yakaladığı yüzde 8.5’lik büyüme oranığıyla eski üyelerinin büyüme oranını neredeyse dörde katladığını söyleyebiliriz.

Tarım sektöründe yüzde 50’lere varan gelir artışı, yapısal fonlardan bu on ülkeye aktarılan 1.3 milyar euro, AB bütçesinden 6 milyar euro tutarında katkı ve turizm gibi önemli sektörlerde yüzde 23’lere varan artışlar genişlemeninm getirdiği katkılardan sadece bazılarını oluşturuyor.

Genişleme sadece yeni üyelere değil eski üyelere de yaramış gözüküyor. Genişlemeyle birlikte ihracat ve ithalat alanında patlama yaşanmasının yanı sıra yeni üyelere yapılan toplam 13.8 milyar euroluk yatırım eskilerin hanesine yazılan olumlu gelişmeler arasında yer alıyor.

Yeni üye ülkelerin vatandaşları ile yapılan anket sonuçları da olumlu bir tablo çiziyor. Genel dengeye baktığımızda eski ülkelerin vatandaşlarının genişlemeye biraz daha temkinli yaklaştıklarını görüyoruz. En büyük endişeyi ise işini kaybetme korkusu oluşturuyor.

Bu ay sonunda Fransa’da düzenlenecek olan Avrupa Anayasası referandumu bundan sonraki genişlemeler açısından da önemli sinyal oluşturacak. Fransa’dan çıkacak olası bir “hayır” bundan sonraki genişlemelerde ertelemeler yaşanması sonucunu doğurabilir. Her şeyin yolunda gitmesi halinde ise katılım antlaşmaları imzalanan Bulgaristan ve Romanya, bu iki ülkeden sonra ilk sırada yer alan Hırvatistan, Batı Balkan ülkeleri ve Türkiye, Avrupa Birliği’nin doğuya doğru genişlemesinin belki de son dalgasını oluşturacaklar.

XS
SM
MD
LG