Erişilebilirlik

Amerika Irkçı Geçmişiyle Yüzleşiyor


19 Haziran, Afrika kökenli Amerikalılar için önemli bir tarih. 19 Haziran 1865, Amerikan İç Savaşı’ndan sonra ülkede köleliğin resmen sona erdiği, bütün kölelerin özgürlüğüne kavuştuğu tarih olarak kabul edilir. Her yıl 19 Haziran’da köleliliğin sona ermesinin yıldönümü kutlanır. Kölelik tarihin eski sayfalarında kalmış olmakla birlikte Amerika bugün hala, ırkçı geçmişinin izlerini silmeye çalışıyor.

Başkent Washington’da ve Mississippi eyaletinde son zamanda yaşanan olaylar, Amerikalıların, geçmişteki ırkçı uygulamaların izlerini silmek için hala çaba harcamak zorunda olduğunu gösteriyor.

Washington’da, Amerikan Senatosu, linç ederek adam öldürme uygulamasını durdurmak amacıyla federal hükümetin, 18’inci yüzyılın sonlarında başlattığı, bir yasa çıkarma girişimini engellediği için Amerikan halkından açıkça özür diledi.

Amerika’da, 1880’lerden, 1960’lara kadar, çoğu siyahlar ya da Afrika kökenliler olmak üzere yaklaşık 5 bin kişinin, linç edilerek öldürüldüğü tahmin ediliyor. Bunlar arasında, 1916 yılında Güney Carolina eyaletinde bir grup beyazın linç ettiği Anthony Crawford da vardı. Crawford’un torununun torunu Doria Johnson, Amerikan Senatosu’nun geçen haftaki kararından memnunluk duyduğunu şu sözlerle dile getirdi:

“Senato’nun bu şekilde özür dilemesi, Afrika kökenli Amerikalılar için ve Amerikalılar olarak paylaştığımız ortak tarih açısından çok önemli. Bireylerin, yargılanmaksızın, komşuları tarafından linç edilmesi, Amerikalı siyahları dehşete düşüren bir uygulamaydı.”

Washington’da, Amerikan Senatosu işlediği tarihi hata nedeniyle özür dilerken güneydeki Mississippi eyaletinde ise ırklar arası adaleti sağlama amacıyla bir başka adım atılıyordu.

Irkçı Ku Klux Klan grubunun eski üyelerinden Edgar Killen, Mississippi eyaletinin Philadelphia kasabası yakınında medeni haklar konusunda halkı eğitmek için çalışan üç kişinin 1964 yılında öldürülmelerindeki rolü nedeniyle cinayet suçlamasıyla yeniden mahkeme önüne çıkarıldı. Biri siyah olan üç gencin öldürülmesi, ırkçılığın yaygın olduğu güney eyaletlerinde medeni haklar hareketinin güçlenmesine ve federal hükümetin, medeni haklar yasalarını uygulama konusunda daha dikkatli davranmaya başlamasında önemli rol oynamıştı.

Edgar Killen ve öteki yedi kişi, cinayetlerden sonra, medeni haklar yasalarını ihlal etmekten yargılanmış ve jüri üyeleri anlaşamadığı için ceza almadan kurtulmuştu. Olay, 1998 yılında çevrilen “Mississippi Yanıyor” adlı filme konu olmuştu.

Senato’nun özür dilemesi ve Mississippi’de 40 yıl sonra yeniden açılan dava, medeni haklar alanında çalışanlar tarafından, Amerika’nın, ırkçı geçmişi nedeniyle kendi kendiyle hesaplaşmasında yeni bir aşama olarak görülüyor. Bu alanda faaliyet gösteren en büyük kuruluş olan NAACP ya da Siyahların Gelişimi Ulusal Derneği’nin Washington bürosunu yöneten Hilary Shelton şöyle diyor:

“Bu iki adım, toplumsal uzlaşma çabasının çok önemli unsurları... Ülkemizde, yaralama ve öldürme dahil şiddet hareketlerini de içeren çok zor bir ırkçı geçmişimiz var. Bu tür olaylarla dolu bir dönemi kapatmak açısından bu son gelişmeler çok önemli.”

Adalet Bakanlığı görevlilerinden, eski gazeteci ve medeni haklar hareketinin liderleri arasında yeralan Roger Wilkins, şu anda başkent yakınında Virginia eyaletindeki George Mason Üniversitesinde tarih profesörü. 1960’larda kuzeydeki Minnesota eyaletinde genç bir siyah Amerikalı olan Wilkins, ırkçılığın hala sürdüğü o dönemde herhangibir güney eyaletine gitmekten kaçındığını söylüyor. Ancak Profesör Wilkins, bugün ülkenin güneyine sık sık gittiğini ve ırklar-arası ilişkiler açısından durumun ne kadar değişmiş olduğunu memnunlukla gördüğünü anlatıyor:

“Güneyden sık sık davetler alıyorum ve gidip konuşmalar yapıyorum. Özellikle üniversite kampüslerinde ırk sorununu aşmak, geçmişin yaralarını sarmak için önemli adımlar atıldığına tanık oluyorum.”

Profesör Wilkins, Amerika’nın ırkçı geçmişiyle hesaplaşmasının belki nesiller boyu sürebileceğini söylüyor. Wilkins, bu sürecin diğer ülkeler için de önem taşıdığını belirtiyor ve şöyle diyor:

“Bizim tarihimiz mücadeleyle dolu, bazen, insan gelişiminin normal sonucu olan ciddi hataların işlendiği bir tarih. Bunun bilinci içinde diğer ülkelerle ilişkilerimizde, sorunların çözümünde alçak gönüllü davranmamız, başkalarına ne yapacaklarını öğretmek yerine onlardan da birşeyler öğrenmeye çalışmamız gerekir. Tarihte işlediğimiz hataların, bize, mükemmel olmadığımızı hatırlatması gerekir.”

Amerikan tarihinde, Senato’nun, özellikle siyahları hedef alan linç etme olayları konusunda özür dilemesinin başka benzerleri de var. Amerikan Kongresi, 1988 yılında, Japon kökenli Amerikalılardan, İkinci Dünya Savaşı yıllarında kendilerine yapılan muamele nedeniyle özür diledi. Japon kökenli Amerikalılar, savaş yıllarını özel kamplarda geçirmeye zorlanmıştı. 1993 yılında da Kongre, Havai adalarının yerli halkından, 19’uncu yüzyılda bir Havai kralının görevden uzaklaştırılmasında Amerika’nın oynadığı rol nedeniyle özür diledi.

XS
SM
MD
LG