Erişilebilirlik

23 Kasım 2005: Terörist Olmakla Suçlanan Amerikalının Davası Değerlendiriliyor


Washington Post, üç yıldır terörist zanlısı olarak göz altında tutulan Amerikan vatandaşı Jose Padiya hakkında resmen dava açılmasını “önemli bir gelişme” olarak değerlendiriyor. Bu gelişmeyle birlikte Padiya’nın yargı sistemi içinde savunma imkanına kavuşacağını belirten gazete, Bush yönetiminin yargılanma hakkı tanımadan zanlıları yıllarca göz altında tutmasını “hukuk ilkelerinin ihlali” olarak görüyor.

"Padiya’nın Federal mahkemeye çıkartılması kararı, hiçbir suçlama olmadan uzun süre gözaltında tutulduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Ancak bu karar kimsenin, yönetimin iddialarına dayanarak sonsuza kadar gözaltında tutulamayacağı ilkesinin yeniden uygulanması yönünde atılmış bir adımdır. Kamuoyu sonunda yönetimin Padiya’nın tehlikeli bir terörist olduğunu kanıtlamak için topladığı delilleri görme imkanına kavuşacak ve jüri de bu delillerin yeterli olup olmadığına karar verecek."

USA Today
de Padiya’nın yakalanmasından üç yıl sonra yargılanacak olmasını hukuk devleti ilkesinin gecikmiş bir zaferi olarak yorumluyor. Gazete, ne kadar tehlikeli olursa olsun hiç kimsenin sadece yönetimin iddialarına dayanılarak uzun süre hapsedilemeyeceğini vurguluyor.

"Terör zanlılarına karşı izlenecek tutum, hukuki açıdan henüz çözülmemiş bir sorun olarak ortada duruyor. Bu kişilerin ne kadar süreyle göz altında tutulabileceği ve sivil mahkemelerde yargılanıp yargılanamayacağı konusunda Kongreyle mahkemeler arasındaki mücadele sürüyor. Ancak Padiya, yabancı bir savaşçı değil, Amerikan topraklarında yakalanmış bir Amerikan vatandaşı. Bush yönetimi, Padiya hakkında dava açarak ve askeri cezaevinden federal bir cezaevine naklederek, Yüksek Mahkemede muhtemelen kaybedeceği bir davadan kurtulmuş oldu."

Başkan Bush’un Asya gezisini değerlendiren New York Times, Çinli yetkililerin Bush’un demokrasi konusundaki açıklamalarını görmezden geldiği görüşüne yer veriyor. Pekin’in ekonomideki gücüne güvenerek Washington’un uyarılarına kulak asmadığını savunan gazete, Amerika’nın da demokrasi ve insan hakları konusunda inandırıcılığının Irak savaşı sonrasında darbe aldığını belirtiyor.

"Amerika’nın Çin’de ve diğer ülkelerde demokrasiyi geliştirmesinin en iyi yolu, ülke içinde ve dışında olumlu ve tutarlı bir örnek oluşturmasıdır. Bush, görevinin ikinci döneminde demokrasi söylemini dış politikasının en önemli unsuru olarak görmesine rağmen, hala bu gerçeği kavrayabilmiş değil."

Christian Science Monitor ise Mısır’daki Müslüman Kardeşler örneğinden yola çıkarak, Ortadoğu’da demokrasinin gelişmesinin İslamcı örgütleri iktidara taşıyabileceğini belirtiyor. Ancak gazete, İslamcı grupların siyasi sürecin dışına itilmesinin, terör tehdidini artıracağı görüşüne de yer veriyor.

"Hüsnü Mübarek gibi liderler için, kaygı verici örgütlerin yükselişine karşı izlenecek en iyi yol, halkın istediği şekilde bir yönetim oluşturmak ve etkin politikaları hayata geçirmektir. Bu liderler, başkalarının yaptıklarından kaygı duymak yerine, kendi icraatlarını ciddi bir biçimde gözden geçirmelidir."

XS
SM
MD
LG