Washington Post, İslam dünyasındaki aşırı uçların ve otoriter yönetimlerin, Hazreti Muhammet karikatürleriyle ilgili tepkileri istismar ettiğini öne sürüyor. Ancak gazete, Danimarka hükümetinin de aşırı sağın desteğiyle iktidar olduğu için olayların bu noktaya gelmesine göz yumduğunu belirtiyor. Yapılan yorumda karikatürleri basan diğer Avrupa gazetelerinin, ifade özgürlüğünü savunmak için değil, kültürel farklılığa karşı düşmanlık besledikleri için bu kararı aldığı ileri sürülüyor.
"Bu çirkin olayın gerçek kahramanları, Avrupa’daki gazetelerin haber merkezlerinde değil, Ortadoğu’da yaşıyor. İfade özgürlüğünün gerçekten ciddi bir tehlike altında bulunduğu Ürdün’de, iki editör cesaret örneği göstererek karikatürleri yayınladı. Ancak şu anda ikisi de yargılanıyor. Irak’ta, Ayetullah Ali Sistani, Müslüman kışkırtıcıları kınadı. Arap dünyasındaki bu sağduyulu seslerin aynı zamanda demokrasiyi destekleyen kişiler olması bir tesadüf değildir. Bu kişiler, Batının desteğini herkesten daha fazla hak ediyor."
New York Times uluslararası toplumun İran’ın nükleer programı karşısında ilk kez ortak ve kararlı bir tutum takındığını hatırlatıyor ve uzlaşmanın sağlanmasında Washington’un diğer ülkelerle uyum içinde hareket etmesinin büyük bir rol oynadığını vurguluyor. Ancak gazete, İran’a karşı uygulanan değişik taktiklerin şu ana kadar sonuç vermediğini ifade ediyor ve bütün dünyanın en azından zaman kazanmak amacıyla Tahran üzerindeki baskısını yoğunlaştırmasını istiyor.
"Güvenlik Konseyinin yaptırım tehdidine rağmen İran’daki sertlik yanlıları nükleer silah üretme çabasını sürdürüyor olsa da, uluslar arası toplumun ortak çabasıyla bu çalışmalar en azından yavaşlatılabilir. Bu da, Amerika’da ve diğer ülkelerde enerji tasarrufu önlemlerinin alınması ve İran’ın ekonomik baskısının azaltılması, nükleer silahsızlanma anlaşmasının daha etkin ve daha güçlü bir biçimde uygulanması ve İran’da daha makul davranan ve nükleer silah üretimi yerine halkının ekonomik refahını düşünen bir yönetimin seçilmesi için zaman kazandıracaktır."
Los Angeles Times ise Başkan Bush’un Kongreye sunduğu 2007 bütçe teklifinde halktan fedakarlık istenirken, savunma bakanlığı Pentagon’un gereksiz bir çok projesine büyük kaynaklar ayrıldığını yazıyor. Gazetenin yorumunda, savunma harcamalarında ülke çıkarlarının değil başka etkenlerin rol oynadığı görüşüne yer veriliyor.
"Bazı askeri yetkililer, teröre karşı mücadele söylemi altında, kendi kariyerlerini belirli projelere bağlamış durumda. Kongrenin bütün üyeleri kendi seçim bölgelerinde istihdam alanı yaratmak için her şeyi yapacak durumda... Silah üreticileri de neredeyse her eyalette istihdam sağlayacak kadar zeki bir politika izliyor. Ancak, sağduyudan vazgeçilmesinin bedelini bütün ülke ve Irak’ta savaşan askerler ödemektedir."
Boston Globe, Japonya başbakanı Junichiro Koizumi’nin Japon milliyetçiliğini öne çıkartan tavırlarının komşu ülkelerde ciddi rahatsızlık yarattığı görüşüne yer veriyor. Asya’daki bir çok ülkenin geçmişte Japon emperyalizminden dolayı büyük acılar çektiğini hatırlatan gazete, Tokyo’nun militarist söyleminin bu acıları yeniden canlandırdığını belirtiyor.
"Japonya ve Çin arasındaki düşmanlığın yeniden canlanması, aslında önlenemez bir durum değil. Bütün Asya’da istikrarı tehlikeye sokacak böyle bir gelişmenin önlenebilmesi için, Japonya’daki sağcılar kavgacı tavırlarından vazgeçmeli, Çin’in komünist yöneticileri de Çin halkının milliyetçi duygularını harekete geçirmek için Japonya’nın kışkırtmalarından istifade etmeye çalışmamalıdır."