ABD'nin İran’a yaptığı görüşme önerisi Amerikan gazeteleri tarafından genellikle olumlu bir adım olarak değerlendiriliyor. Görüşmelerin başlaması için İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetine son vermesi şartını doğru bir yaklaşım olarak niteleyen Washington Post, İran’ın bu öneriyi reddetmesi durumunda yaptırım uygulamasına giden yolun açılacağını vurguluyor. Gazete, Tahran’ın uzlaşmaz bir tavır içine girmesi halinde Rusya ve Çin’in de yaptırımları desteklemek zorunda kalacağını belirtiyor:
"Dışişleri Bakanı Rice, ortada büyük bir pazarlık önerisi olmadığını net biçimde ifade etti. Eğer Bush yönetimi böyle bir pazarlık önerisinde bulunsaydı, İran bir yandan nükleer faaliyetlerine devam ederken bir yandan da Amerika’nın kendisini fiilen tanımasından yararlanmaya çalışacaktı. Avrupa’nın yaptırımlar konusundaki kırılgan desteği nedeniyle, Washington’a taviz üstüne taviz vermesi yönünde baskı uygulanacaktı. Ama yönetim doğru bir karar vererek Washington’u değil Tahran’ı seçim yapmaya zorlayacak bir adım attı."
USA Today de görüşmelerin başlaması için İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetine son vermesi şartının ileri sürülmesini destekliyor ve görüşme önerisinin gecikmiş de olsa doğru bir yaklaşım olduğunu savunuyor. Yapılan yorumda, Amerika’nın Irak Savaşı öncesinde diplomatik yöntemleri zorlamamakla suçlandığı hatırlatılıyor ve İran için artık böyle bir suçlama getirilemeyeceği ifade ediliyor: "Bugüne kadar Bush yönetiminin geleneksel diplomatik yöntemleri reddetmesinin bedeli ağır oldu. 1991’deki Körfez Savaşı’nda diplomatik yöntemler sayesinde müttefikler ikna edildi ve hem asker hem de para katkısı yapmaları sağlandı. Bugünkü Irak savaşında ise Amerika’nın kendi başına hareket etmesi nedeniyle büyük kayıplar verildi. Şimdi daha diplomatik yollara dönülmesi, gecikmiş ancak doğru bir adımdır."
New York Times, Afganistan’da son günlerde tırmanan Amerikan karşıtı gösterilere ve artan çatışmalara dikkat çekiyor. Afganistan’daki durumun henüz Irak’taki kadar kötü olmadığını kaydeden gazete, bununla birlikte işlerin giderek kötüye gittiğini öne sürüyor ve Amerika’nın yaptığı hataları düzeltmemesi durumunda Afganistan’ın yeniden kargaşa ortamına sürüklenebileceği uyarısında bulunuyor:
"Dört yılın ardından Afganistan’ın sabrı tükeniyor. Ülkedeki Amerikan askerleri tamamen El Kaide militanlarını yakalamayı amaçlayan ve Afgan sivillerin ölümüyle Afganistan’ın kendi güvenlik kaygılarını önemsemeyen birlikler olarak görülüyor. Ancak Afgan halkının büyük bir kısmı yakın geçmişteki korku dolu günlere de dönmek istemiyor. Washington, Afganistan’ın sadece stratejik coğrafyasını değil, Afgan halkının geleceğini de düşündüğünü göstererek, onların desteğini yeniden kazanmalıdır."
Christian Science Monitor, Kolombiya’da Devlet Başkanı Alvaro Uribe’nin yeniden seçilmesini, ülkede güvenliğin sağlanmasıyla ilişkilendiriyor. Kolombiya’daki sağcı milislerin tasfiye edildiğini, solcu gerillaların da güç kaybettiğini kaydeden gazete, Uribe’nin Latin Amerika’daki solcu liderler karşısında da başarılı bir alternatif olduğunu öne sürüyor:
"Amerika, özellikle uyuşturucu ticaretini önlemek amacıyla Kolombiya’ya çok yardım etti. Ancak bu konuda daha büyük bir çaba harcaması gerekiyor. Uyuşturucu ticareti, solcu isyancıları da besleyen bir kaynak ve bu da Kolombiya’da yoksulluğun sürmesine ve insan hakları ihlallerine neden oluyor. Uribe’nin yeniden seçilmesiyle, Amerika ve Kolombiya önümüzdeki dört yıl boyunca yeni başarılara imza atabilir. "
"Dışişleri Bakanı Rice, ortada büyük bir pazarlık önerisi olmadığını net biçimde ifade etti. Eğer Bush yönetimi böyle bir pazarlık önerisinde bulunsaydı, İran bir yandan nükleer faaliyetlerine devam ederken bir yandan da Amerika’nın kendisini fiilen tanımasından yararlanmaya çalışacaktı. Avrupa’nın yaptırımlar konusundaki kırılgan desteği nedeniyle, Washington’a taviz üstüne taviz vermesi yönünde baskı uygulanacaktı. Ama yönetim doğru bir karar vererek Washington’u değil Tahran’ı seçim yapmaya zorlayacak bir adım attı."
USA Today de görüşmelerin başlaması için İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetine son vermesi şartının ileri sürülmesini destekliyor ve görüşme önerisinin gecikmiş de olsa doğru bir yaklaşım olduğunu savunuyor. Yapılan yorumda, Amerika’nın Irak Savaşı öncesinde diplomatik yöntemleri zorlamamakla suçlandığı hatırlatılıyor ve İran için artık böyle bir suçlama getirilemeyeceği ifade ediliyor: "Bugüne kadar Bush yönetiminin geleneksel diplomatik yöntemleri reddetmesinin bedeli ağır oldu. 1991’deki Körfez Savaşı’nda diplomatik yöntemler sayesinde müttefikler ikna edildi ve hem asker hem de para katkısı yapmaları sağlandı. Bugünkü Irak savaşında ise Amerika’nın kendi başına hareket etmesi nedeniyle büyük kayıplar verildi. Şimdi daha diplomatik yollara dönülmesi, gecikmiş ancak doğru bir adımdır."
New York Times, Afganistan’da son günlerde tırmanan Amerikan karşıtı gösterilere ve artan çatışmalara dikkat çekiyor. Afganistan’daki durumun henüz Irak’taki kadar kötü olmadığını kaydeden gazete, bununla birlikte işlerin giderek kötüye gittiğini öne sürüyor ve Amerika’nın yaptığı hataları düzeltmemesi durumunda Afganistan’ın yeniden kargaşa ortamına sürüklenebileceği uyarısında bulunuyor:
"Dört yılın ardından Afganistan’ın sabrı tükeniyor. Ülkedeki Amerikan askerleri tamamen El Kaide militanlarını yakalamayı amaçlayan ve Afgan sivillerin ölümüyle Afganistan’ın kendi güvenlik kaygılarını önemsemeyen birlikler olarak görülüyor. Ancak Afgan halkının büyük bir kısmı yakın geçmişteki korku dolu günlere de dönmek istemiyor. Washington, Afganistan’ın sadece stratejik coğrafyasını değil, Afgan halkının geleceğini de düşündüğünü göstererek, onların desteğini yeniden kazanmalıdır."
Christian Science Monitor, Kolombiya’da Devlet Başkanı Alvaro Uribe’nin yeniden seçilmesini, ülkede güvenliğin sağlanmasıyla ilişkilendiriyor. Kolombiya’daki sağcı milislerin tasfiye edildiğini, solcu gerillaların da güç kaybettiğini kaydeden gazete, Uribe’nin Latin Amerika’daki solcu liderler karşısında da başarılı bir alternatif olduğunu öne sürüyor:
"Amerika, özellikle uyuşturucu ticaretini önlemek amacıyla Kolombiya’ya çok yardım etti. Ancak bu konuda daha büyük bir çaba harcaması gerekiyor. Uyuşturucu ticareti, solcu isyancıları da besleyen bir kaynak ve bu da Kolombiya’da yoksulluğun sürmesine ve insan hakları ihlallerine neden oluyor. Uribe’nin yeniden seçilmesiyle, Amerika ve Kolombiya önümüzdeki dört yıl boyunca yeni başarılara imza atabilir. "