Başkan Bush ve Avrupa Birliği liderleri, görüş farkları olmakla birlikte Viyana’daki zirveyi verimli olarak niteledi.
Birliğin dönem başkanlığını yürüten Avusturya’nın başbakanı Wolfgang Schüssel, görüşmelerde Irak, İran, Balkanlar, enerji ve ekonomik konuların ele alındığını söyledi.
Başkan Bush ise, Avrupalı liderlerin Balkanlar gibi ülkelerde demokrasinin inşası için gösterdikleri işbirliğini övdü.
Bush, Avrupalıların Guantanamo tutukevi konusundaki kaygılarını anladığını ve kendisini de kapatılmasını istediğini belirtti. 460 tutukludan bazılarının ülkelerine gönderileceğini söyleyen Bush ancak “kanlı katiller” olarak tanımladığı bazılarının nasıl yargılanacakları konusunda Amerikan Anayasa Mahkemesinin kararının bekleneceğini vurguladı.
İran’ın nükleer programıyla ilgili soruna değinen Başkan Bush, bu konuda uluslararası işbirliğinin şart olduğunu vurguladı. Bush, İran’ın; Amerika, Avrupa Birliği, Rusya ve Çin’in tek bir amaç çevresinde birleşmiş olduğunu görmesi gerektiğini belirtti ve bu amacın, Tahran’ın nükleer silah geliştirmemesi olduğunu söyledi.
Başkan Bush, Avrupa Birliği liderleriyle Viyana’daki zirve sonrası düzenlenen basın toplantısına, Birlik dönem başkanı Avusturya’nın başbakanı Wolfgang Schüssel ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’yla birlikte katıldı.
Gerek Schüssel, gerekse Barroso, Amerika’nın Guantanamo üssündeki cezaevinde, terör zanlılarına yaptığı muameleden dolayı kaygılarını dile getirdi. Bush da, iki lidere, Guantanamo’daki cezaevini derhal kapatmak istediklerini söylediğini belirtti, ancak kampta tutulan terör zanlılarından suçsuz bulunanların ülkelerine gönderilmesi, suçlu bulunanların da yargı önüne çıkarılması için bir yol arandığını kaydetti.
Bush Guantanamo’daki zanlılardan bazılarının soğukkanlı katiller olduklarını ve bunların Amerikan mahkemeleri tarafından yargılanması gerektiğini belirtti.
Bush bu insanların, serbest bırakılmaları durumunda cinayetlerine devam edeceklerini, ancak Amerikan mahkemelerinde yargılanmaları için Anayasa mahkemesinin bir yol açmasını beklediklerini söyledi.
Viyana’daki zirvede uluslararası ticari anlaşmazlıklar da ele alındı, ancak Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso, son derece olumlu konuştu.
Jose Manuel Barroso zirveyi olumlu değerlendirdi ve Doha’daki görüşmelerden başarılı sonuçlar çıkarılabileceğini söyledi. Oldukça olumlu geçen basın toplantısında hava, bir gazetecinin, Amerika’nın Avrupa’daki imajının bozulduğunu gösteren bir kamuoyu yoklamasının sonuçlarını sorması üzerine gerginleşti. Avusturya Başbakanı bu soruyu oldukça duygusal bir biçimde yanıtladı.
Wolfgang Schüssel, 1945’te harabe halindeki bir Viyana’da doğduğunu hatırlattı ve Amerika’nın İkinci Dünya Savaşı’na girmemiş olsaydı, bugün çok daha kötü durumdaki bir Avrupa’yla karşılaşılacağını söyledi.
Kuzey Kore konusunda da soru sorulan Başkan Bush, Pyonyang’ın uzun menzilli füze denemesi yapması durumunda uluslararası toplum tarafından daha da tecrit edileceği uyarısında bulundu.
Birliğin dönem başkanlığını yürüten Avusturya’nın başbakanı Wolfgang Schüssel, görüşmelerde Irak, İran, Balkanlar, enerji ve ekonomik konuların ele alındığını söyledi.
Başkan Bush ise, Avrupalı liderlerin Balkanlar gibi ülkelerde demokrasinin inşası için gösterdikleri işbirliğini övdü.
Bush, Avrupalıların Guantanamo tutukevi konusundaki kaygılarını anladığını ve kendisini de kapatılmasını istediğini belirtti. 460 tutukludan bazılarının ülkelerine gönderileceğini söyleyen Bush ancak “kanlı katiller” olarak tanımladığı bazılarının nasıl yargılanacakları konusunda Amerikan Anayasa Mahkemesinin kararının bekleneceğini vurguladı.
İran’ın nükleer programıyla ilgili soruna değinen Başkan Bush, bu konuda uluslararası işbirliğinin şart olduğunu vurguladı. Bush, İran’ın; Amerika, Avrupa Birliği, Rusya ve Çin’in tek bir amaç çevresinde birleşmiş olduğunu görmesi gerektiğini belirtti ve bu amacın, Tahran’ın nükleer silah geliştirmemesi olduğunu söyledi.
Başkan Bush, Avrupa Birliği liderleriyle Viyana’daki zirve sonrası düzenlenen basın toplantısına, Birlik dönem başkanı Avusturya’nın başbakanı Wolfgang Schüssel ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’yla birlikte katıldı.
Gerek Schüssel, gerekse Barroso, Amerika’nın Guantanamo üssündeki cezaevinde, terör zanlılarına yaptığı muameleden dolayı kaygılarını dile getirdi. Bush da, iki lidere, Guantanamo’daki cezaevini derhal kapatmak istediklerini söylediğini belirtti, ancak kampta tutulan terör zanlılarından suçsuz bulunanların ülkelerine gönderilmesi, suçlu bulunanların da yargı önüne çıkarılması için bir yol arandığını kaydetti.
Bush Guantanamo’daki zanlılardan bazılarının soğukkanlı katiller olduklarını ve bunların Amerikan mahkemeleri tarafından yargılanması gerektiğini belirtti.
Bush bu insanların, serbest bırakılmaları durumunda cinayetlerine devam edeceklerini, ancak Amerikan mahkemelerinde yargılanmaları için Anayasa mahkemesinin bir yol açmasını beklediklerini söyledi.
Viyana’daki zirvede uluslararası ticari anlaşmazlıklar da ele alındı, ancak Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso, son derece olumlu konuştu.
Jose Manuel Barroso zirveyi olumlu değerlendirdi ve Doha’daki görüşmelerden başarılı sonuçlar çıkarılabileceğini söyledi. Oldukça olumlu geçen basın toplantısında hava, bir gazetecinin, Amerika’nın Avrupa’daki imajının bozulduğunu gösteren bir kamuoyu yoklamasının sonuçlarını sorması üzerine gerginleşti. Avusturya Başbakanı bu soruyu oldukça duygusal bir biçimde yanıtladı.
Wolfgang Schüssel, 1945’te harabe halindeki bir Viyana’da doğduğunu hatırlattı ve Amerika’nın İkinci Dünya Savaşı’na girmemiş olsaydı, bugün çok daha kötü durumdaki bir Avrupa’yla karşılaşılacağını söyledi.
Kuzey Kore konusunda da soru sorulan Başkan Bush, Pyonyang’ın uzun menzilli füze denemesi yapması durumunda uluslararası toplum tarafından daha da tecrit edileceği uyarısında bulundu.
