Başkan Bush’un Irak başbakanı Nuri el Maliki’yle görüşmesini değerlendiren New York Times, Irak’ta işlerin daha da kötüye gittiğini ileri sürüyor. Şii ve Sünni Iraklılarla Kürt liderlerin kendi çıkarlarını öne çıkarttığını belirten gazete, sürecin bir iç savaşa doğru gittiği görüşünde. Yazı özetle şöyle:
”Başkan Bush, Maliki’nin kendisini destekleyen Şii gruplara karşı dik durmasını sağlayacak bir yol bulmadıkça, ele aldıkları konuların hiçbir önemi yok. Bütün Iraklıların refah ve güvenliğini düşünecek bir hükümet oluşturma düşüncesi giderek yok oluyor ve bunu yeniden diriltmek için artık iyi niyetli ziyaretlerden çok daha fazlası gerekiyor.”
Washington Post, beş yıl önce başlatılan ve dünya ticaretinde gümrük vergileri ve sübvansiyonları azaltmayı amaçlayan Doha görüşmelerinin askıya alınmasını terörle mücadele açısından da büyük bir başarısızlık olarak yorumluyor. Gazete, Amerikalı ve Avrupalı liderlerin tarım lobilerinin baskılarına boyun eğmesi nedeniyle görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlandığını belirtiyor ve devamla şunları yazıyor:
”Bush yönetimi de, diğer inatçı hükümetler gibi Doha görüşmelerini kurtaracak tavizler vermemekte direndi. Söz konusu bu tavizler, sübvansiyon adı altında halkın parasını tarım sanayiine akıtmaya son verecekti. Aslında Bush yönetimi de tarım sübvansiyonlarını azaltmak istediğini söylüyor. Madem öyle, bu sübvansiyonları sürdürmek adına ticaret görüşmelerinin çökmesine izin vermenin mantığı nedir?”
Los Angeles Times da Doha görüşmelerinin çökmesinin etkisinin Lübnan, Irak veya Somali’deki çatışmalardan daha uzun vadeli olacağını yazıyor. Amerika’yla Avrupa Birliği’nin tarım sübvansiyonlarını azaltma konusunda birbirini suçladığını hatırlatan gazete, aslında her iki tarafın da suçlu olduğunu vurguluyor. Yorum özetle şöyle:
”Yoksullukla mücadele için şu anda daha fazla çaba harcanmazsa, insanlık bunun bedelini önümüzdeki yıllarda çok daha ağır biçimde ödeyecektir. Yoksulluk, daha fazla savaşa, açlığa, yeni hastalıklara ve nüfus artışına yol açacaktır. Bu nedenle yoksullukla mücadele, şu anda gördüğünden daha fazla ilgiyi hak ediyor.“
Christian Science Monitor gazetesi Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde Pazar günü Birleşmiş Milletler gözetiminde yapılacak olan seçimleri sadece bu ülke açısından değil, bütün Afrika açısından önemli bir fırsat olarak görüyor. İkinci Dünya Savaşı sonrasında en kanlı çatışmaların Kongo iç savaşında yaşandığını hatırlatan gazete, dünyanın bu ülkeye ilgisinin mutlaka sürmesi gerektiğini savunuyor ve şunları öneriyor:
”Uluslararası topluluk, yeniden yapılanma, yardım ve BM Barış Gücü ile Kongo’daki sürece yardımcı olmayı sürdürmelidir. Bütün dünya, seçimlerin sadece ilk adım olduğunu biliyor. Ancak genellikle seçimlerden sonra, gösterilen ilgi azalmaya başlar. Bu kez, böyle olmamalı.”