22 Temmuz seçimlerini bu ifadeyle yorumlayan Washington Post, seçim sonuçlarının sadece solcular ve milliyetçiler için değil, ordu için de bir yenilgi olduğunu öne sürüyor:
“AKP’nin hem hükümette hem de sandıkta sağladığı başarı, İslami kökenli siyasi partilerin demokratik bir işleyişte kök salıp güçleneceğini göstermekle kalmıyor, o demokratik işleyişin güçlenmesine de katkıda bulunabileceğini kanıtlıyor. Ancak, seçimde kazandığı ezici zafere rağmen, Erdoğan’ın ihtiyatlı hareket etmesi gerekiyor. Türkiye’nin hala ekonomik reformlara, yabancı sermayeye ve Avrupa Birliği ile entegrasyona ihtiyacı var. Bütün bunları sağlamak için de ülkenin yöneticileri ne İslamcılara ne de milliyetçilere teslim olmamalıdır. Erdoğan bu zor görevi başarabilirse bundan sadece Türkiye değil, bütün bölge kazançlı çıkacaktır.”
Christian Science Monitor ise Amerika’nın Pakistan’daki El Kaide üslerine yönelik askeri bir operasyon düzenleme ihtimalinin düşük olduğunu yazıyor. Gazete, Amerikan Dışişleri ve Savunma bakanlıklarında yapılan planlarda, daha çok ekonomik yardım planları üzerinde durulduğunu vurguluyor:
"Pakistan hükümetiyle üzerinde çalışılan milyar dolarlık projeye göre, Amerika Pakistan’da aşiretlerin hüküm sürdüğü bölgenin kalkınması için beş yıl boyunca yılda 150 milyon dolar yardımda bulunacak. Ancak bölge halkının nasıl kazanılabileceği, uzun vadeli askeri planların nasıl etkileneceği, kimlerle birlikte çalışılacağı ve kilit ülkelerdeki hükümetlere ne kadar güvenilebileceği gibi sorular hala cevapsız durumda. Ayrıca gönderilecek paranın Amerika tarafından değil de, Pakistan tarafından harcanacak olması, paranın yanlış ellere gitmesi ihtimalini artırıyor. Bazı uzmanlar da, bölgenin kalkınmasına katkıda bulunmakla teröre karşı savaş arasında bir ilişki olmadığını savunuyor."
New York Times Demokratların, Peru, Panama ve Güney Kore’yle varılan serbest ticaret anlaşmalarına karşı çıkmasını eleştiriyor. Küreselleşmenin, Amerikan işçilerini olumsuz etkilediğini kabul eden gazete, çözümün korumacı politikalardan geçmediğini vurguluyor:
"Amerika, ulusal gelirinin artmasını istiyorsa, küreselleşmeye karşı çıkmamalı, tam tersine kabullenmelidir. Serbest ticaret, Amerikan mallarının başka ülkelere girişini sağlarken, yurt içinde de üretici ve tüketicilere daha geniş bir ürün yelpazesi sunuyor. Ayrıca rekabet, Amerika’nın verimliliğini de artırıyor. Elbette, Amerikan işçilerinin kötü durumda olduğu açık bir gerçek. Ancak Demokratlar bir yandan serbest ticareti desteklerken bir yandan da işçilerin durumunu düzeltecek politikalar üretmelidir."
Boston Globe Amerika’nın geniş bant internet ulaşımını hızlandırma konusunda diğer ülkelerin gerisinde kalmaya başladığına dikkat çekiyor. Gazete, özellikle kablosuz ve hızlı internet bağlantısında Amerika’nın önünü açacak yeni düzenlemelere ihtiyaç olduğunu belirtiyor:
"OECD’nin bu yılbaşında açıkladığı rapora göre, Amerika geniş bant internet bağlantısı konusunda 14 ülkenin gerisinde yer alıyor. Bu konuda yapılacak düzenlemeler, Amerika’daki kablosuz internet bağlantısını çok daha ileri bir düzeye getirebilir. Bu da başta telefon iletişimi olmak üzere internetin nimetlerinden çok daha yaygın bir şekilde faydalanılmasını sağlayabilir."
