Biber o günleri şöyle anlatıyor: "Benim ilk önce Bunte’de 1968’de bir hac röportajım çıktı. Ondan gören Geo mecmuası, yine böyle özel olarak hacca gönderdi, Stern mecmuası gönderdi. Sonra National Geographic çağırdı, Biber dedi bizim için de gider misin, çeker misin? Peki dedim, gittik, bir ay hacda onlar için resim çektik. Böyle kullandılar ve kapaktan kullandılar." Biber’in aldığı ilk ödül ise Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden geldi. Ödülün ayrıntılarını Mehmet Biber şöyle anlatıyor: "1955’te ilk Gazeteciler Cemiyeti ödülünü aldım. Yağmurlu bir havada otobüsle gazeteye giderken Unkapanı'nda baktım bir yaşlı kadın, eskiden çocukların oynadığı kendilerinin yaptığı araba gibi bir şey, arabanın içinde de bir bacakları böyle kesilmiş bir adam. Sırtında böyle iple çekiyor. Öyle bir resim oldu ki, paçalarından kadının sular akıyor. Onu birinci sayfadan sadakatin örneği diye verdiler. Ben o zaman Agence France Presse’e çalışıyorum. Onu Le Soir da birinci sayfadan verdi."
1962’de Amerika’ya yerleşen fotoğrafçı, 1971 yılına kadar New York'ta Birleşmiş Milletler'de çalıştı. Bu dönem, Mehmet Biber’in hayatına bir başka önemli yenilik de getirdi: Hayat arkadaşı Krista ile bu yıllarda tanıştı. Çift, 1971’de Türkiye’ye geri döndü. Ancak Mehmet Biber’in yutdışı gezileri devam etti. Suudi Arabistan’dan Almanya’ya kadar birçok ülkede foto muhabirliği yapan Biber’in fotoğrafları National Geographic, Geo, Time, Stern, Alfaysal ve Der Spiegel gibi önemli uluslararası yayınlarda çıktı. Mehmet Biber birçok devlet adamının yurtdışı gezilerini de takip etti. Bunlar arasında Bülent Ecevit, Turgut Özal ve Necmettin Erbakan da bulunuyor.