Erişilebilirlik

Şimşek: 'IMF'den Yanıt Bekliyoruz'


Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın bahar toplantılarına katılmak üzere Washington’da bulunan Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, yeni stand-by anlaşması konusunda takvim açıklayamayacağını, hükümetin IMF’ye sunduğu plana yanıt beklediğini kaydetti.

Şimşek, IMF’ye kapsamlı bir program sunduklarını, mali politikaların aşamalı bir şekilde düzenlenmesini önerdiklerini ve plana ciddi yapısal reformlar dahil ettiklerini kaydetti.

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, “Uluslararası Para Fonu’na yapısal reformlar, bütçe disiplini ve makro dengeler konusunda bazı taahhütlerde bulunduk ve IMF’nin yanıtını bekliyoruz” dedi.

IMF Başkanı Dominique Strauss Khan bahar dönemi toplantılarında yaptığı açıklamada Türkiye’yle önümüzdeki haftalarda anlaşmaya varmayı beklediklerini bildirmişti.

Hükümet, geçen yıl Uluslararası Para Fonu’yla stand-by anlaşması yapmadığı için eleştirilmişti.

Ancak Şimşek, Para Fonu’nun o dönem Türkiye’nin faiz dışı fazlası hedefini yükseltmek istediğini hatırlattı ve ‘O dönem IMF’yle bu şartlar altında anlaşmaya varılsaydı programı defalarca gözden geçirmek durumunda kalacaktık’ dedi. Gözlemciler, ekonomilerin canlandırılması için harcamaların arttırılması gerektiği bir dönemde Türkiye’nin IMF programı nedeniyle sıkı mali politika uygulamasının olumsuz bir etki yapacağına dikkati çekiyordu.

Şimşek, o dönem Para Fonu’yla anlaşmaya varılmamasının bir isteksizlikten kaynaklanmadığını, ekonomik beklentilerden kaynaklandığını söyledi.

Krizin Türk Ekonomisine Etkileri

Washington’daki Brookings Enstitüsü’nde bir konuşma yapan Şimşek, küresel ekonomik krizin Türkiye’ye etkilerini de değerlendirdi.

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, “biz de dokunulmaz değiliz ve küresel krizin Türkiye’ye etkisi ciddi olmuştur” dedi. Türk bankacılık sisteminin güçlü olduğunu, Türkiye’deki krizin finans sektöründe başlamadığını hatırlatan Şimşek, krizin etkilerinin doğrudan reel sektörde hissedildiğini vurguladı.

Şimşek, bankacılık sektörünün gücüne rağmen, küresel ekonomik yavaşlamadan dolayı reel ekonomideki hareketliliğin ciddi bir şekilde yavaşladığını söyledi.

Krizin Türkiye’yi neden etkilediğini değerlendiren Şimşek, üç temel unsura dikkati çekti. Şimşek, kredi sıkışıklığının finansman sıkıntısına yol açtığını vurguladı. Kriz nedeniyle dış talepte ciddi bir düşüş olduğunu hatırlatan Şimşek, ihracatın bundan ciddi bir şekilde etkilendiğini belirtti. Şimşek, son olarak piyasalarda yayılan güvensizliğe ve bunun da tüketime olan etkisine dikkati çekti.

İşsizlik konusunda ise Şimşek, Türkiye’de genç nüfusun artmasıyla işgücüne girenlerin sayısının arttığına işaret etti. Şimşek, kriz döneminde yeni iş sahalarının açılamamasıyla işsizlik oranının arttığını kaydetti. Şimşek, ayrıca, kriz dönemlerinde iş arayanların sayısının arttığını, bu nedenle işsizlik oranın hızla yükseldiğini belirtti. Türkiye’de işsizlik yüzde 15,5 oranında.

Şimşek, bazı iyileşme işaretlerine rağmen kredi piyasalarındaki sıkışıklığın ve finansman eksikliğinin en büyük sorun olduğunu belirtti. Bu bağlamda, gelişmekte olan piyasalardan sıcak para çıkışının devam etmesinin sorunu derinleştireceğini vurguladı.

Ancak Şimşek, hükümetin bu krizi fırsata dönüştürmeyi hedeflediğini belirtti ve ekonomik canlanmanın başlamasıyla Türkiye’nin bundan güçlü bir şekilde çıkacağını söyledi.

Şimşek, krize çözüm bulunması için daha fazla küresel adımlar atılması gerektiğini söyledi.

Amerika'nın Sesi'nden Barış Ornarlı'nın haberini dinlemek için sağ üst köşedeki bağlantıya tıklayabilirsiniz.

XS
SM
MD
LG