Avrupa Birliği, 4 ile 7 Haziran arasında düzenlenecek olan seçimlerde Avrupa Parlamentosu’nun yeni üyelerini belirleyecek. Ancak gerek Avrupa Birliği ülkeleri gerekse Avrupa Birliği yetkilileri çok ciddi bir sorunla karşı karşıyalar. O da seçimlere ilginin düşüklüğü. Yapılan son anketler seçime katılmama oranının rekor kırabileceğinin sinyalini veriyor. Daha önce Eurbarometre tarafından yapılan bir araştırma oy atmama oranının yüzde 66’ya kadar yükselebileceğini göstermişti. Son olarak Avrupa Parlamentosu tarafından özel bir şirkete yaptırılan anket daha iyimser bir tablo çiziyor. Bu çalışmaya göre katılmama oranı yüzde 51’le sınırlı kalabilir. Ama kimse bu oranın daha yüksek olmayacağının garantisini veremiyor.
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun seçimler için hazırladığı mesajında kullandığı “Kişisel olarak bir çok Avrupalının, Avrupa’nın dünyadaki rolünden haberdar olmadığını düşünüyorum” ifadesi ortaya çıkan tabloyu özetleyen bir niteliğe sahip. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde bu sorun ilk seçimden bu yana yaşandı. 1979’da ilk kez Avrupa Parlamentosu seçimleri düzenlendiğinde katılmama oranı yüzde 37’ydi. 2004’te bu oran yüzde 54,3’e kadar yükseldi. Bu yılki seçimlerde bu oranın daha da artma riskinin yüksek olduğu belirtiliyor.
Seçimlere katılımın en yüksek olmasının beklendiği ülkelerin başını yüzde 66’yla İrlanda çekiyor. Oy kullanmanın zorunlu olduğu Belçika yüzde 64’le ikinci sırada yer alırken bu ülkeyi yüzde 60’la Malta izliyor. Ankete göre sandık başına gitme oranının en düşük olacağı ülke yüzde 16’yla Slovakya olarak belirlenmiş. Bu ülkeyi yüzde 24’le Çek Cumhuriyeti, yüzde 30’la da Romanya, İsveç ve Hollanda izliyor.
Anket, her ne kadar Fransa ve Almanya gibi ülkelerde seçimlerin ana konularından biri olarak Türkiye’nin üyeliği gösterilmeye çalışılsa ve aşırı sağ eğilimli partiler bu konu üzerinden puan toplama çabası içine girseler de halkın öncelikli gündeminin farklı olduğunu ortaya koyması açısından önem taşıyor. Çalışmaya göre seçmenlerin öncelikli konularını işsizlik, ekonomik büyüme, suç oranı, emekli maaşlarının geleceği ve alım gücü oluşturuyor.
Güven Özalp'in haberini sağ üst köşedeki bağlantıdan dinleyebilirsiniz.