Washington Post Afganistan’da cumhurbaşkanlığı seçiminin Batı standartlarından uzak olsa da bir ilerleme olduğunu belirtiyor. Gazete, seçimi kazanması beklenen Karzai ile Amerika’nın ilişkileri konusunda şu yorumda bulunuyor:
"Son aylarda Amerikalı yetkililerle Karzai arasında sık sık görüş ayrılıkları yaşandı. İki tarafında haklı olduğu yanlar var. Amerika, yolsuzluğa bulaşmamış ve becerikli liderlerle yakınlaşma politikasını sürdürmelidir. Yolsuzluğa bulaşmamış isimlerin hükümete alınması konusunda Karzai’ye baskı yapmaya devam etmelidir. Operasyonlar sırasında sivil halka zarar verilmemesi için alınacak önlemler de, ilişkilerdeki en önemli sorunlardan birini ortadan kaldıracaktır. Afgan halkına, kendi hayatlarını tehlikeye atarak seçtikleri hükümetin daha iyi bir yaşam sunacağını göstermek, hem Obama’nın hem de yeni Afgan devlet başkanının çıkarınadır."
USA Today Afganistan’da savaş uzadıkça, savaşa verilen desteğin azaldığı yorumunda bulunuyor. Gazete, bu açıdan seçime katılım oranının büyük önem taşıdığını vurguluyor:
"Savaşın kazanılması için, savaşa verilen desteğin yeniden canlandırılması ve belirlenecek stratejiye uygun yeterli askeri güç sağlanması gerekiyor. Bugünkü seçimler, Afganistan’da istikrarlı, temsilgücü olan ve teröristlere yataklık etmeyen bir yönetim kurulması için Amerika’nın ve NATO’nun neler yapması gerektiği konusunda bir sınav niteliği taşıyor. Taleban’ın seçmenleri tehdit etmesi ise, kötülerin kimler olduğunu ortaya koyuyor. Belki seçime katılım oranı, Taleban’ın Ortaçağ’a özgü barbar anlayışının Afgan halkı tarafından reddedildiğini gösterecek. Belki Afganistan savaşı, hala kazanılabilir. Ancak asıl mesele Obama’nın yeterli zaman, çaba ve kaynak ayırmaları için Amerikan halkını ve müttefiklerini ikna edecek bir strateji bulmasıdır."
Christian Science Monitor gazetesi Mısır’ın, Ortadoğu barışı için daha fazla çaba sarfetmesi gerektiğini vurguluyor. Gazete, Obama yönetiminin Hüsnü Mübarek’e bu konuda geniş bir manevra alanı sağladığını belirtiyor:
"Barış sürecinin ilerlemesi, iktidarda 30 yılını dolduran Mübarek’in kişisel çıkarları açısından da bir gerekliliktir. Varılacak bir anlaşma sonucunda Filistin devletinin kurulması ve İsrail ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerin normalleşmesi, Mübarek’in tarihe geçmesini sağlayacaktır. Ayrıca, Mübarek’in kendisinin de sık sık belirttiği gibi, hemen yanı başındaki istikrarsızlık, Mısır için de tehlikelidir. Üstelik barış anlaşmasının olmaması, İran’ın bölgedeki nüfuzunu artıran unsurlardan birisi. Obama yönetiminin, Ortadoğu’da herkesin birlikte bir adım atmasını öngören stratejisi, doğru bir yaklaşımdır. Ancak Mısır ve Arap dünyası dahil olmazsa, bu strateji işlemeyecektir.
New York Times Obama’nın sağlık reformunu Kongreden geçirmek için Cumhuriyetçilerin desteğine ihtiyaç duyduğunu hatırlatıyor. Gazete, Obama’nın bu nedenle sağlık sigortasında kamu seçeneğinden geri adım atmak zorunda kalacağı öngörüsünde bulunuyor:
"Bazı Demokratlar, sağlık sigortasında kamu seçeneği olmadan sağlık reformunun da anlamsız olacağını düşünüyor. Ancak bu doğru değil. Eğer sağlık reformu gerçekleşmezse, bunun en büyük sorumlusu Cumhuriyetçiler olacaktır. Cumhuriyetçiler, konuyu bir siyasi istismar malzemesi olarak gördüler ve her türlü uzlaşma önerisini reddettiler. Şimdi Demokratlar büyük bir sıkıntı yaşarken, Cumhuriyetçiler keyifli bir yaz geçiriyorlar. Ancak bunun bedelini çok ağır ödemeleri söz konusu olabilir"