Avrupa Birliği liderlerinin 10-11 Aralık’ta Brüksel’de yapacakları
zirvede masaya yatıracakları başlıklar arasında yer alan genişleme
konusu bir kaç gündür Avrupa Parlamentosu’nun da gündemde. İtalyan
parlamenter Gabriele Albertini tarafından hazırlanan genişleme
stratejisiyle ilgili karar tasarısı Avrupa Parlamentosu’nda yapılan
oylamada açık oy farkıyla kabul edildi.
Belge hem aday ülkeleri
hem de potansiyel adayları içine alan bir perspektifle hazırlandı.
Oldukça genişçe bir paragrafın Türkiye’ye ayrıldığı belgede Ankara’nın
performansı hem övülüyor hem de eleştiriliyor. Belgenin ilk halinde yer
almayan “aday ülke” ifadesine belgenin son halinde yer verilmesi ve
Avrupa Birliği ülkelerine yönelik olarak Türkiye’yle enerji başlığının
açılması çağrısı yapılması Ankara’yı oldukça memnun edecek unsurlar.
Kürt açılımından, Ermenistan’la ilişkilerde atılan adımlardan ve yargı
reformu stratejisinin hazırlanmış olmasından duyulan memnuniyet bu
olumlu tabloyu tamamlar nitelikte.
Ancak tablonun her tarafının
pembe olduğunu söylemek de pek mümkün değil. Doğan Grubu’na kesilen
vergi cezasının benzeri görülmemiş olarak tanımlandığı belgede,
özellikle bu cezanın ardından ifade ve basın özgürlüğü alanlarındaki
durumdan endişe duyulduğu dile getiriliyor. Dini özgürlükler ve
Alevilerle ilgili kısıtlamaların kaldırılması gereği de olumsuz
vurgulardan birini oluşturuyor. Hükümetle TBMM’deki partilerin
reformlar konusunda diyalog kurup uzlaşmasını talep eden Avrupa
Parlamentosu, Ankara’dan İran’la ilişkiler başta olmak üzere dış
politikada Avrupa Birliği’yle koordinasyonun artırılmasını istiyor.
Türk limanlarının Rum bandıralı gemilere açılmasını öngören Ek
Protokol’ün uygulanması da Avrupa Parlamentosu’nun geleneksel hale
gelmiş ama önemli vurguları arasında yer alıyor.
Genişleme konusu
Avrupa Birliği içinde her ne kadar tartışma yaratan bir niteliğe sahip
olsa da aslında bu alanda yaşanan gerginliklerin Türkiye’yle sınırlı
olduğunu söylemek pek de yanlış olmasa gerek. Oylama sırasında Avrupa
Parlamentosu Genel Kurulu’na izleyici olarak gelen Hırvat heyeti için
kopan alkış tufanı ve Başkanlık Divanı’ndan verilen “Hırvatistan’ın
Avrupa Birliği’ne mümkün olan en kısa zamanda katılmasını istiyoruz”
mesajı da bu durumu net şekilde ortaya koyması açısından dikkat
çekiciydi.
Haberi sağ üst köşedeki bağlantıya tıklayarak dinleyebilirsiniz.