Erişilebilirlik

İstanbul'da Açılan Kütüphane Okuyuculara Canlı Kitaplar Sunuyor


İstanbul’da açılan bir kütüphane, okuyucularına canlı kitaplar sunuyor. Örneğin hayatınızda hiç bir Yahudi’yle, Kürtle, Lazla, Hrıstiyanla, zenciyle, eşcinselle tanışmadınızsa Yaşayan Kütüphane’ye giderek bu kişileri “okumanız” mümkün.

Yaşayan Kütüphane projesi ilk kez 2000 yılında Danimarka’da, ırkçılığa karşı mücadele amacıyla hayata geçirildi. Türkiye’de ilk kez 2007 yılında uygulanan Yaşayan Kütüphane fikri, o zamandan beri çeşitli sivil toplum örgütleri tarafından her yıl uygulamaya kondu. Proje bir kütüphane gibi çalışmasına rağmen kütüphane sözcüğü aslında bir benzetme. Kitaplar da birer insan.

Proje Başkanı Meri İzrail kütüphane girişini göstererek, binaya giren okuyucuların kütüphaneciler tarafından karşılandığını söylüyor:

İzrail, okuyucuların kütüphanecilerin sunduğu katalogdan kitap seçtiğini ve kartı doldurduktan sonra kitabın kendilerine verildiğini belirtiyor. Tabii okuyucu kitap seçip aldığında aslında kitap değil bir insanı ödünç almış oluyor. İnsanlar etnik, dinsel, cinsel, kültürel ve siyasi görüşleri nedeniyle ve sadece bu nedenle ayrımcılığa maruz kalan hor görülen, aşağılanan gruplardan.

Yaşayan Kütüphane’nin kataloğunda kimler var?

Meri İzrail, katalogda Rum, Ermeni, Kürt, Alevi, Laz, Roman, Yahudi ve Araplarla; transseksüel, travesti, gay, lezbiyen, biseksüel, şizofren, feminist, eski uyuşturucu bağımlısı, görme engelli, hakem, hemşire, bankacı, avukat, psikolog, akademisyen ve başörtülü kadınların bulunduğunu söylüyor. Yaşayan Kütüphane’nin amacı birbirini tanımayan iki insanı tanıştırmaktan ziyade; bireylerin, ayrımcılığa maruz kalan kişinin kendinden çok da farklı olmadığını anlamasına yardımcı olmak.

Yaşayan Kütüphane’ye girmek için kuyrukta bekleyen yüzlerce kişiden biri Anıl Çelik. 21 yaşında olduğunu söyleyen Çelik, Yaşayan Kütüphane’ye yaşam tarzı kendininkinden değişik olan insanları görmek için geldiğini söylüyor:

Ermeni soykırımı iddialarının Türkiye’nin gündeminden hiç düşmemesine rağmen hayatında hiç Ermeni tanımadığını belirten Çelik, “Türkiye’de 60 bin Ermeni var ama kendi aralarında yaşadıkları için hiç Ermeni arkadaşım olmadı” diyor. Türkiye’deki Ermenilerin nasıl yaşadığını, geleneklerini, göreneklerini bilmediğini vurgulayan Çelik “Ermeni meselesi konusunda ne düşündüklerini çok merak ediyorum” diyor.

Yaşayan Kütüphane’de en çok okunan kitap, başka bir deyişle en popüler insan İstanbullu bir Ermeni. 22 yaşındaki Bagsi gösterilen ilgiye şaşırdığını söylüyor.

Bagsi’nin okuyucusu Anıl Çelik, 20 dakika sohbetten sonra genç kız için “aynı Türk gibi” diyor.

Çelik, Bagsi’nin Türkiye hakkında kendisi gibi düşündüğünü, bir Türk’ten farklı olmadığını söylüyor.

Proje Başkanı Meri İzrail önyargı kataloğunu anketle oluşturduklarını ve popüler kitapların yerine göre değiştiğini söylüyor. İzrail, insanların önyargılarını yarım saat içinde değiştirmenin mümkün olmadığını da vurguluyor.

Meri İzrail, Yaşayan Kütüphane’yi ziyaret eden kişilerin tekrar ve çoğu zaman arkadaşlarıyla birlikte geldiğini belirtiyor ve “önyargılarını silemesek de düşünmeye zorluyoruz” diyor.

XS
SM
MD
LG