Amerikan Kongresi’nde, Helsinki Komisyonu tarafından düzenlenen panelde Kıbrıs görüşmelerinin sonuçsuz kalması halinde yaratacağı sorunlar tartışıldı.
Bugünkü panele katılan uzmanlar, Kıbrıs’ta gerginliğin tırmanmasının, Türkiye’nin, Yunanistan ve AB'yle ilişkilerine yapacağı olumsuz etkinin, ABD’nin çıkarlarını yakından ilgilendirdiğini belirttiler. Uzmanlar, görüşmelerden sonuç alınmaması ve Kıbrıs Rum tarafının AB'ye üyelik sürecinin hızlanmasının, herşeyin sonu anlamına gelmediği görüşünü Türk tarafına kabul ettirmek için bazı teşvikler sunulması gerektiğini vurguladılar.
CATO Enstitüsü'nde görevli Doug Bandow, Kıbrıs Rum kesimimin tek başına Avrupa Birliği'ne alınmasına Türkiye’nin yapacağı her türlü misillemenin ciddi sonuçları olacağını, olumsuz etkilerinin başta Balkanlar olmak üzere tüm bölgede hissedileceğini söyledi.
RAND Corporation adlı araştırma kurumunda görevli Ian Lesser ise son bir yıl içinde bazı olumlu gelişmeler olduğunu, AB üyeliğinin hem Kıbrıs hem de Türkiye için sorunun çözümünde bir anahtar haline geldiğini savundu.
Brookings Enstüsünde görevli Philip Gordon görüşmelerin olumlu sonuç vereceği konusunda iyimser olmadığını, tarafların temel görüşlerini değiştirmediğini ve ABD'nin, Rum kesiminin AB'ye girmesini durduramayacağını söyledi.
Western Policy Center adlı kuruluşta danışmanlık yapan emekli Albay Stephen Norton ise, ABD'nin çıkarlarına zarar verecek olumsuz gelişmeleri önlemek için Kıbrıs Türkleri'nin de AB üyelik sürecine katılmasını sağlama yolları bulunmasını, Türk tarafına uygulanan uluslararası ambargonun kaldırılmasını ve adada geçici olarak yeni bir güvenlik düzenlemesi yapılmasını önerdi.
Bağımsız bir hükümet dairesi olarak 1976 yılında kurulan Amerika - Helsinki Komisyonu 9 Senatör, 9 Temsilciler Meclisi üyesi ile Dışişleri, Savunma ve Ticaret bakanlıklarının birer temsilcisinden oluşuyor.