Erişilebilirlik

2002 Yılı Sona Ererken Irak Sorunu - 2002-12-24


Sona ermekte olan 2002 yılının başlarında Başkan Bush, Irak’ı açıkça uyardı. 30 Ocak’ta, Kongre önünde yıllık geleneksel Birliğin Durumu konuşmasını yapan Bush, Irak, İran ve Kuzey Kore’nin, kitle imha silahları üretmekte olduğunu söyledi ve bu ülkeleri “Şeytan Ekseni” diye niteledi. Bu suçlamayı, üç ülke de reddediyor.

Ancak Irak konusu, dünya haberlerinde başlıklara, yılın ikinci yarısından sonra yerleşti. 9 Eylül’de, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü tarafından yayınlanan bir raporda Irak’ın, dışarıdan gerekli malzemeyi sağladığı takdirde birkaç ay içinde nükleer bomba yapabilecek yeteneğe sahip olduğu belirtildi.

Bundan bir hafta sonra Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, Irak yöneticilerinden, silah denetçilerini hiçbir koşul öne sürmeden yeniden ülkeye davet eden bir mektup aldığını açıkladı.

Ancak Bush yönetimi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin yeni bir karar çıkarması ve bu karara uymadığı takdirde askeri yola başvurulacağı yönünde Bağdat hükümetinin açıkça uyarılması konusunda ısrar etti.

Irak lideri Saddam Hüseyin bu girişime şiddetle direndi. Mısırlı siyaset bilimci Sait Sadık, Saddam Hüseyin’in direnişini Irak konusunda 2002 yılının en önemli gelişmesi olarak niteliyor:

“Irak, Rusya ve Fransa’yı etkilemek için yoğun çaba harcadı. Irak’ın diplomatik girişimleri sonucu Amerika’yla Güvenlik Konseyi’nin diğer üyeleri arasında sert tartışmalar yaşandı. Irak, Rusya ve Fransa’ya ekonomi ve ticaret alanında birçok şey vaad ediyordu. Amerika ise bu iki ülkeye, Irak rejiminin devrilmesinden sonra, Irak’taki çıkarlarının zarar görmeyeceği yolunda güvence vermeye çalıştı. Irak’ın kendilerine olan borçları ödenecek, petrol sevkiyatı devam edecekti ve Irak’ta rejim değişikliği, Rusya ve Fransa’nın çıkarlarını zarara sokmayacaktı.”

Uluslararası alanda bu tartışmalar sürerken, Saddam Hüseyin 15 Ekim’de yapılan bir halk oylamasında Iraklıların neredeyse yüzde 100 desteğini kazandı. Oy pusulasında sadece Saddam Hüseyin’in adı vardı ve seçmenlerden Saddam’a evet ya da hayır demeleri istenmişti. Birçok gözlemciye göre buna halk oylaması denemezdi ve Irak halkının böyle bir oylamada “Saddam’a Hayır” oyu kullanması beklenemezdi.

Bundan yaklaşık 3 hafta sonra, 8 Kasım’da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, oy birliğiyle1441 sayılı kararı aldı. Bu kararda, Irak’a kitle imha silahlarını elden çıkarması için son bir fırsat veriliyor, aksi takdirde ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacağı belirtiliyordu.

Ürdün’deki Kudüs Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin direktörü olan Urayib el Rantavi, bu kararın, Irak açısından 2002 yılının dönüm noktası olduğunu söylüyor: “1441 sayılı karar Irak krizinde 2002’nin en önemli gelişmesi oldu ve önümüzdeki haftalarda ciddi sonuçlarını göreceğiz. Sanırım Irak, bu kararı tümüyle yerine getirmediği takdirde son derece ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalacak.”

13 Kasım tarihinde Irak bu kararı koşulsuz olarak kabul ettiğini açıkladı ancak kitle imha silahlarına sahip olmadığını tekrarladı.

Irak konusunda uzman olan serbest gazeteci Sait Nasır son yıllarda Saddam Hüseyin’le yüzyüze konuşabilen az sayıdaki gazeteciden biri... Nasır, Irak’ın bu son kriz karşısında izlediği tutumu, uluslararası alanda 2002 yılının en önemli gelişmesi olarak niteliyor. Nasır Irak’ın bu kez, 1990 ve 91 yıllarındaki Körfez bunalımı sırasında izlediği tutuma kıyasla çok daha akıllıca ve etkin bir şekilde hareket ettiğini söylüyor. Gazeteci, Saddam Hüseyin’in bu kez, eski hatalarından aldığı ders sayesinde daha akıllı davrandığını ve 10 yıl önce reddettiği şeyleri bugün kabul etme yeteneğini gösterdiğini belirtiyor. Said Nasır, Irak yönetim kadrosunun da savaş ihtimali karşısında tutumunu yeniden gözden geçirme esnekliğini gösterdiğini söylüyor.

Birleşmiş Milletler silah denetim uzmanlarından oluşan ilk heyet 18 Kasım’da, 4 yıl süren bir aradan sonra Bağdat’a döndü. Dokuz gün sonra heyet, kitle imha silahlarını ortaya çıkarmak amacıyla yaptığı ilk aramaları tamamlamıştı. Şu anda aralıksız süren denetimlerin, önümüzdeki yılda da devam etmesi bekleniyor. Denetim heyeti üyeleri, Irak’ın kendileriyle işbirliği yaptığını, Iraklı yetkililer de denetçilerin profesyonelce ve işbirliği anlayışı içinde hareket ettiğini söylüyorlar. Bu denetimlerde şimdiye kadar kitle imha silahına ya da bu tür silah yapmakta kullanılabilecek malzemeye rastlanmadı.

Ancak Irak’ın sorunları bitmiş değil. 7 Aralık günü Bağdat hükümeti, silah programları hakkında Güvenlik Konseyinin istediği raporu sundu. Rapor, 12 bin sayfadan oluşuyordu ve Irak, kitle imha silahına sahip olmadığını tekrarlıyordu.

Güvenlik Konseyi rapor üzerinde yetkililerden bilgi almadan Washington ve Londra’da yapılan açıklamalarda, Amerika ve İngiltere’nin, Irak’ın sunduğu raporu yetersiz bulduğu belirtildi. Amerikalı ve İngiliz yetkililer, Irak’ın elinde kitle imha silahı bulunduğuna kesinlikle inanıyordu. Kahire Üniversitesi Profesörü Hasan Nafai, Amerika ve İngiltere’nin bu açıklamalarının, kendisi dahil olmak üzere bölgede yaşayanların zihninde, Washington’un Irak’la ilgili gerçek niyetinin ne olduğu konusunda kuşkulara yolaçtığını söylüyor: “Birleşmiş Milletler ekipleri kitle imha silahı bulsa da bulmasa da Amerika Irak’ta savaşa girmeye kararlı görünüyor. Bu durumda ben dahil birçok kişi Amerikan yönetiminin bir gizli gündem peşinde olduğunu düşünüyor. Sadece kitle imha silahlarından kaygılı oldukları söylenemez. Başka bir niyetleri varmış gibi görünüyor.”

19 Aralık günü Birleşmiş Milletler Silah Denetim Heyeti Başkanı Hans Blix de Irak’ın raporunda eksiklik ve boşluklar olduğunu açıkladı. Ancak Blix, Iraklı yetkililerinin kendileriyle gereken ölçüde işbirliği yaptığını bildirdi. Yetkili, Amerikan ve İngiliz hükümetlerini, Iraklı ilgili istihbaratı kendisiyle paylaşmaya, kitle imha silahları hakkında bildiklerini, Birleşmiş Milletler denetim heyetine de iletmeye çağırdı. Amerikalı yetkililer, bu çağrıya uygun davranılacağını açıkladı.

Dün de Saddam Hüseyin’in bilim danışmanı, Irak’ın, silah sistemleri hakkında her türlü soruyu cevaplamaya hazır olduğunu açıkladı. Bu Iraklı yetkili, Amerika Merkezi İstihbarat Örgütü CIA görevlilerinin Irak’ta, şüpheli gördükleri yerlerde inceleme yapmasına bile izin vereceklerini söyledi.

Ocak ayı içinde silah denetim heyeti ilk raporunu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne sunacak. 2002 yılı ise, başladığı şekilde bitecek gibi görünüyor. Irak kitle imha silahı olmadığını savunuyor; Amerika ise gerçeğin bunun tersi olduğu yolunda ısrar ediyor.

XS
SM
MD
LG