Erişilebilirlik

'Türkiye'nin AB'ye Alınmaması Modern Türk Tarihinin İnkarı Olur' - 2003-08-10


4 Ağustos'ta Washington Post gazetesinde yayınlanan Jackson Diehl imzalı bir makalede Avrupa Birliği ve NATO’nun Berlin Duvarı’nın yıkılmasından bu yana büyük bir genişleme projesini başlattığı, bununla birlikte kendini Avrupalı addeden ve Arnavutluk’tan, Ermenistan’a, Ukrayna’dan, Moldovya’ya uzanan çok sayıda ülkenin Batı’ya entegrasyonu konusunda daha yapılması gereken çok iş olduğu belirtiliyordu.

“Avrupa’nın Son Zor Vakaları” başlıklı makalede Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne adaylığı da ele alınıyor; merkezi Washington’da bulunan “Değişim Sürecindeki Demokrasiler Projesi” Başkanı Bruce Jackson’ın daha geniş katılımlı bir büyüme sürecinin gerekliliğine işaret eden sözlerine yer veriliyor.

Yazıda, eski bir Savunma Bakanlığı yetkilisi olan Bruce Jackson’ın hem Washington hem de Brüksel’de daha geniş kapsamlı bir NATO ve Avrupa Birliği için mücadele ettiği belirtiliyor, ancak Jackson’ın bu çabalarının Türkiye’yi Avrupa Birliği’nin, Ukrayna ve Kafkaslar’ı da tamamiyle Batı dünyasının dışında bırakmak isteyenlerin direnişiyle karşılaştığına dikkat çekiliyor.

Arkadaşımız Melek Çağlar, “Değişim Sürecindeki Demokrasiler Projesi” Başkanı Bruce Jackson’la, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri özelinde konuştu.

"Türkiye'nin AB'ye alınmaması tarihi hata olur"

Bruce Jackson, Türkiye’nin son dönemde reformlar konusunda gösterdiği kararlılık ve hızdan oldukça memnun görünüyor; 2004 yılı Aralık ayındaki zirveye kadar Ankara’nın kendisinden beklenen kriterleri yerine getireceğinden emin olduğunu söylüyor. Washington’un bu konuda oldukça iyimser olduğunu söyleyen Bruce Jackson 2004’teki zirveden çıkacak kararın Türkiye lehine olacağına inandığını vurguluyor; zirveden Türkiye’nin beklediği sonuç çıkmazsa bunun tarihi bir hata olacağını kaydediyor:

"Türkiye, Avrupa-Atlantik İttifakı’nın doğal bir üyesi, Avrupa tarihinin önemli bir parçası, bu nedenle de Avrupa Birliği dahil tüm Avrupa-Atlantik kurumlarında yer alması gerekiyor. Eğer, Türkiye ait olduğu yerden bir şekilde uzaklaştırılırsa bu, hem ahlaki hem de stratejik bir hata olur. Bu tür haksız bir karar hem Avrupa Birliği’nin değerleri açısından yaralayıcı nitelik taşır hem de Batı Avrupa’daki gençlerle aynı fırsatlara sahip olması gereken Türk gençlerine ve gelecek kuşaklara haksızlığa yol açar."

Türkiye’nin üyelik isteğinin geri çevrilmesinin, geleceğini Batı’da gören modern Türk tarihinin inkarı olacağını söyleyen Bruce Jackson, Ankara’nın üyeliğine karış çıkanlar konusunda ise şunları söylüyor:

"Bazı kesimler Türkiye’ye önyargılı oldukları ya da ırkçılıkları nedeniyle ayırımcılık uyguluyor, ki biz Amerikalılar bundan son derece rahatsızız. Ancak bu sesler, Batı dünyasının gerçek görüşlerini, Avrupalı liderlerin görüşlerini yansıtmıyor ve yakın bir zamanda yenilgiye uğrayacaklardır."

Başkan Bush ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice’ın Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine büyük bir destek verdiğini söyleyen “Değişim Sürecindeki Demokrasiler Projesi” Başkanı Jackson, “Beyaz Saray 2004 Aralık Zirvesi öncesinde de Avrupa ülkelerine Türkiye için baskı yapmayı sürdürecek mi” şeklindeki soruya şu yanıtı veriyor:

"Demokrasilerin birbirlerine baskı uyguladığı görüşünde değilim. Washington görüşünü açık biçimde müttefiklerine aktardı ve sanıyorum ki müttefiklerimiz de Başkan’ın ve diğer Amerikalı yetkililerin görüşlerini öğrenmiş olmaktan dolayı memnunlar."

“ABD’nin Türkiye'ye destek veren politikası bence son derece doğru bir yaklaşım” diyen Bruce Jackson, Washington’un, Aralık 2002 AB zirvesinde Türkiye’ye üyelik tarihi verilmesi konusunda Avrupalı müttefikleri karşısında yeterince etkili olamadığı yolundaki bir eleştiriyi ise reddediyor:

"Girişimlerimizden sonuç alamadık demek kanımca doğru değil. Zirvede Türkiye’nin hazır olmadığını, üyelik tarihi verilmemesi gerektiğini söyleyen çok sayıda insan vardı."

"Türkiye'nin beklentileri gerçekci değildi"

“Aralık ayındaki Kopenhag zirvesinde Türkiye, beklediği gibi kesinleştirilmiş bir tarih alamadı, bu nedenle de zirveden çıkan sonuç sizce Ankara’nın beklentilerinin gerisinde kalmıyor mu” şeklindeki bir soruyu ise Bruce Jackson şöyle yanıtlıyor:

"Türkiye’nin beklentileri gerçekçi değildi. O dönemde Türkiye’nin liderinin kim olduğu bile belli değildi. Son dönemde gördüğümüz gibi reformlar konusunda bir kararlılık da sergilenmemişti. Başbakan’ın kim olduğu bile belli değilken, Türkiye’nin kendini anlatması çok zordu. Dolayısıyla kesin tarih verilmesi konusunda tarih verilmiş olması yolun yarısıydı, bu mesafe alındı, 2004 yılına kadar da geride kalan yolu katedeceğiz."

Bruce Jackson, 2004 yılında Türkiye’yi hayal kırıklığına uğratacak bir kararın alınmayacağından emin görünüyor bunun nedenini de şu sözlerle açıklıyor:

"“Geçen yıl Washington’da hakim olan görüş Türkiye’nin yavaşladığı, durağanlaştığı yönündeydi, ancak şimdi birçok sorunun üzerine gidiliyor, Washington’a gelen Türk yetkililer son derece heyecanlı görünüyor.”

Ağustos ayında tatil amaçlı olarak Türkiye’ye gideceğini, ancak burada gayriresmi ortamlarda Türkiye’nin önde gelen isimleriyle görüş-alışverişinde bulunacağını söyleyen “Değişim Sürecindeki Demokrasiler Projesi” Başkanı Bruce Jackson, Eylül ayında da Avrupa Birliği’nin Dış Politika ve Siyasetten Sorumlu yetkilisi Javier Solana, NATO Genel Sekreteri George Robertson ve Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi’yle Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik konusunu görüşeceğini belirtiyor.

XS
SM
MD
LG