Sırbistan’da seçmenler parlamentonun yeni üyelerini belirlemek için sandık başına gitti. Seçimlerde devrik devlet başkanı Slobodan Miloşeviç ile savaş suçları işlemekle itham edilen diğer zanlıların 250 kişilik parlamentoya girmesi bekleniyor. Yapılan kamuoyu yoklamaları, Batı yanlısı koalisyon hükümetinin çökmesinden sonra, normal süresinden bir yıl önceye alınan seçimlerden, aşırı sağcı Sırbistan Radikal Partisi’nin oylarını önemli ölçüde artırarak çıkacağını gösteriyor.
Bosna ve Hırvatistan’ın bazı bölümlerini içeren ve Kosova’da denetimi elinde bulundurmayı hedefleyen Büyük Sırbistan için mücadele etmeyi sürdüreceğini söyleyen Sırbistan Radikal Partisi, Lahey’deki Birleşmiş Milletler Savaş Suçları Mahkemesi ile işbirliğine de son vereceğini belirtiyor.
Yakalanan Irak lideri Saddam Hüseyin’i baş müttefikleri olarak gören Radikallerin bu milliyetçi çıkışları seçim öncesinde Belgrat’ta belli bir sempati yaratmış görünüyor.
Radikalleri destekleyen bir çok kişi, seçim mitinglerine ellerinde savaş suçlusu olmakla itham edilenlerin posterleriyle katılırken, yapılan anketler de Sırp seçmenlerin dörtte birinin Radikal Parti’ye oy vereceğini gösteriyordu.
Partinin en önemli lideri olan Vojislav Seşel, seçim kampanyasını Lahey’de tutuklu bulunduğu hücresinden yönetti. Aynı cezaevinde tutuklu bulunan devrik devlet başkanı Slobodan Miloşeviç de, kamuoyu desteği daha düşük olan Sırbistan Sosyalist Partisi için oy verilmesini istedi.
Siyasi gözlemciler demokrasi yanlısı diğer üç partinin toplam oyların yarısını kazanmaları durumunda teorik olarak yeni bir hükümet kurabileceklerini belirtiyor. Ancak, bu yıl başında Sırbistan Başbakanı Zoran Zinciç’e düzenlenen suikasttan sonra daha da yoğunlaşan siyasi çekişmeler nedeniyle bu ihtimalin gerçekleşmesi zor görünüyor.
Avrupalı ve Amerikalı diplomatlar ise, Miiloşeviç’in müttefiklerinin iktidara gelmesi durumunda, bölgenin istikrarsızlığa sürüklenebileceği ve Avrupa Birliği ile NATO’ya üyelik planlarının zarar göreceği uyarsında bulundu.
Miloşeviç dönemindeki Balkanlar’da on yıl boyunca süren çatışmaların ardından, her üç kişiden birinin işsiz olduğu ve büyük bir yoksulluğun yaşandığı Sırbistan, Batı’nın desteğine büyük bir ihtiyaç duyuyor.