Washington Post, bir çok Amerikalı seçmenin kurultayda resmen Demokrat Partinin başkan adayı ilan edilmesi beklenen John Kerry’yi iyi tanımadığını hatırlatıyor. Gazete, kurultayın Kerry için kendini ve politikalarını anlatmak açısından önemli bir fırsat oluşturduğu yorumunda bulunuyor:
"Kurultay, Kerry’ye Amerikan halkının niçin kendisini seçmesi gerektiği konusunda mesaj vermesi, kaygıları ve belirsizlikleri gidermesi, kendi başkanlığında ülkenin nereye gideceğini şimdiye kadar yaptığından daha açık bir şekilde anlatması için en büyük fırsatı sunuyor. Potansiyel seçmenlerin önemli bir kısmı Bush’un yeniden seçilmesine sıcak bakmıyor, ancak Kerry’yi destekleme kararı da vermiş değiller. Aslında son yapılan kamuoyu yoklaması Kerry’ye verilen desteğin partisine verilen desteğin gerisinde kaldığını gösteriyor."
Christian Science Monitor de, Demokrat Parti kurultayını mercek altına aldığı başmakalede, John Kerry’nin ekonomi ve sağlık gibi konularda Başkan Bush’tan daha başarılı bulunmasına rağmen, savaş döneminde gerekli liderlik yetenekleri açısından Bush’un daha avantajlı olduğuna dikkat çekiyor. Demokrat Parti kurmaylarının kurultay sırasında Kerry’nin teröre karşı savaşta başkomutanlık yapma kapasitesine sahip biri olduğu imajını öne çıkaracağını vurgulayan gazete, bunun hiç de kolay olmayacağı görüşüne yer veriyor:
"Kerry, güvenlik konusunda kendi yaklaşımının Başkan Bush’a göre daha etkili olduğunu savunuyor. Ancak seçmenlerin Kerry’yi yeterince kararlı ve güçlü bir lider olarak algılamamasının nedeni belki de bu yaklaşımdan kaynaklanıyor. Senatoda izlediği tavır da, bu konuda Kerry’nin işini kolaylaştırmıyor. Kerry, birinci Bush dönemindeki Körfez Savaşına hayır oyu vermişti. İkinci Bush dönemindeki Irak savaşına evet derken, Irak savaşı için istenen 87 milyar dolarlık askeri bütçeye karşı çıktı. Bu farklı tavırlarının bir açıklaması elbette var, ama açıkça görülüyor ki bu açıklamalar hedefini bulmuyor. Milyonlarca kişinin izleyeceği kurultay, Kerry’ye bir fırsat daha sunuyor."
Kurultayın yapılacağı Boston’da yayımlanan Boston Globe ise Demokrat Parti’ye açık destek veriyor. John Kerry ile yardımcısı John Edwards’ın hukuk kariyerini hatırlatan gazete, Bush yönetimindeki isimlerin petrol şirketleriyle ilişkisine gönderme yapıyor ve başkanlık seçiminin hukukçularla petrolcüler arasında yaşanacağını yazıyor. Demokrat Partinin bu seçimde bir çok avantajı olduğunu belirten gazete, bu yılki seçimlerin önemini ise şöyle anlatıyor:
"Amerika, ideolojilerin çatışmasına sahne oluyor. 2004 seçiminde devletin varlık nedeni; güvenlik ile özgürlük arasındaki tehlikeli denge, dinin kamusal alandaki rolü, halkın yönetimin kararlarını şeffaflıkla izleyebilme hakkı, çevrenin korunması, halk sağlığı, giderek tehlikeli bir hal alan dünyada güvenli biçimde yaşamayı sağlayacak bir dış politika gibi konular tartışılıyor. Önümüzdeki dört gün boyunca parlak gösteriler ve propaganda öne çıkacak. Ancak bu seçimde yarışan iki temel farklı siyasi anlayış daha net ortaya konamaz."
New York Post yazarlarından Amir Tahiri ise, 11 Eylül araştırma komisyonunun açıkladığı raporu sert bir şekilde eleştiriyor ve komisyonun temel hatasının 11 Eylül saldırılarını Soğuk Savaş döneminin mantığıyla kavramaya çalışması olduğunu savunuyor:
"Komisyon, siyasi sorunlardan bahsederek, İslamcıları klasik mantık parametreleriyle açıklamaya çalışıyor. Eski Yunan’dan bu yana, demokrasilerde klasik politikacı tipi, uzlaşmaları öne çıkartır. Ama, düşman uzlaşmak istemiyor. Her konuda ona itaat etmenizi istiyor, aksi taktirde sizi öldüreceğini söylüyor. Düşmanın Amerika’yla, diğer demokrasilerle ve demokrasi yanlısı Müslümanlarla savaşı, siyasi değil varoluşsal bir nedene dayanıyor. Düşman herkese hükmetmek, herkesi İslam dinini kabul etmeye zorlamak istiyor. Zira onlara göre Müslüman olmayanlar eksik insanlar. "