Yaklaşık 20 yıl önce 189 ülkeden temsilciler Pekin’de yapılan Birleşmiş Milletler konferansında biraraya gelerek küresel çapta cinsiyet eşitliği sağlamak için hazırlanan planı kabul etmişti. California Üniversitesi’nin Los Angeles kampusu bünyesindeki Dünya Politika Analiz Merkezi, 20 yıl sonra Pekin Platformu’nun başarıya ulaşıp ulaşamadığını inceledi. Yayınlanan rapor, bazı alanlarda kazanımlar elde edildiğini gösterse de doğum izni konusunda diğer gelişmiş ülkelerin oldukça gerisinde olan Amerika dahil birçok ülkede tam cinsiyet eşitliği için daha katedecek çok uzun bir yol olduğunu vurguluyor.
Kendisini Barbara olarak tanıtan ve yüzünün gösterilmesini istemeyen bir kadın, özel bir okulda öğretmen. Söyleyeceklerinin iş yerinde aleyhinde kullanılması olasılığı yüzünden kaygılı. İkinci bebeğini bekleyen Barbara, geçim sıkıntısı çekmekten korkuyor.
Barbara, 20 günlük ücretli yıllık iznini ve hastalık izinlerini kullanacak. Bundan sonrası için alacağı izinler, ücretsiz olacak.
Bir başka seçenek, engellilik sigortası almak. Ancak bu, Barbara’nın gelir kaybının sadece bir kısmını karşılıyor.
California Üniversitesi’ndeki Dünya Politika Analiz Merkezi’nin kurucusu Jody Heymann’a göre Barbara’ya benzer örneklere Amerika’da çok sık rastlanıyor.
Amerika’da yasalar uyarınca işverenler, elemanlarına 12 haftalık ücretsiz izin vermek zorunda. 50‘den az çalışanı olan şirketlerse bu yasadan muaf. İktisatçı Chris Tilly’ye göre bunun nedeni, ücretli doğum izninin mali bir yük sayılması.
Ücretli doğum izni uygulaması, birkaç eyalette mevcut. Örneğin California, engellilik sigortası kapsamında bir elemanın maaşının yüzde 55‘ini altı hafta boyunca ödüyor.
Jody Heymann’a göre bir kadının annelik rolü cinsler arasındaki gelir ayrımına bağlı olduğu için ücretli doğum izni yasasının federal düzeyde çıkarılması şart.
Ücretli doğum izni federal yasa olmadan önce Amerika’da kültürel bir değişim de gerekiyor.
Barbara için şu anki en önemli konu, lohusalık dönemini atlatmak ve yeni bebeğine bakmak için alacağı izin döneminde, faturalarını ödeyebilmek.
