ABD’de seçimde usulsüzlük yapıldığına ilişkin asılsız iddialar ve Kongre saldırısıyla sonuçlanan kutuplaştırıcı bir süreçten iki yıl sonra ABD’lilerin çoğu ülkede demokrasinin durumu ve seçimle göreve gelen yetkililerin belirlenme şekli konusunda karamsar olmayı sürdürüyor. AP’nin anketine katılan yetişkinlerin yalnızca yüzde 9’u demokrasinin çok iyi işlediği görüşünde.
Associated Press-NORC Kamu İşleri Araştırması Merkezi’nin ortaklaşa yaptığı ankete katılanların yaklaşık yarısı 8 Kasım’da yapılacak ara seçimlerde oyların doğru şekilde sayılacağına güven duyuyor.
2020’deki başkanlık seçiminden önce yapılan ankette 10 kişiden 4’ü bu görüşteydi. Yeni ankette bu alanda bir iyileşme gözlemlense de demokrasinin işleyişi konusunda halkın önemli bir kısmı iyimser olmamayı sürdürüyor.
Ankete katılan yetişkinlerin yüzde 9’u demokrasinin son derece iyi ya da çok iyi işlediğini düşünürken; yüzde 52’si demokrasinin iyi işlemediği görüşünde.
İki yıl öncesinden farklı olarak, Cumhuriyetçiler demokrasinin iyi işlemediği görüşünü Demokratlar’a kıyasla daha fazla dile getiriyor. AP’nin yeni anketinde böyle düşünen Cumhuriyetçiler’in oranı yüzde 68. Bu oran iki yıl önce yüzde 32 idi.
Demokrasinin ABD’de nasıl işlediğine ilişkin karamsar bir görünüm sergileyen Demokratlar’ın oranıysa yüzde 63’ten yüzde 40’a düşmüş.
Indianapolis’ten 67 yaşındaki emekli inşaat işçisi Ronald McGraw bu yıl ilk kez oy vermeyi planlıyor. Kendisini ılımlı olarak tanımlayan Siyah Amerikalı McGraw demokrasi ve ekonomik duruma atıfta bulunarak, “Herkes oyunu kullansın deyip akışa bırakmayı düşünmüştüm ama şimdi her şey tehlikede. Her şey, ülkenin işleyişi de” diyor.
Önemli bir endişe kaynağının ülkedeki siyasi çalkantı ve kendisine hizmet ettiğini düşündüğü siyasetçilerin iktidara odaklandığını düşünen McGraw, Cumhuriyetçi olarak seçmen kaydını yaptırdığını; o anda parti duruşu üzerine pek düşünmediğini ancak şimdi buna dikkat ettiğini belirtiyor.
Halkın çıkarı mı parti sadakati mi?
Ankete göre ABD’de yetişkinlerin yalnızca dörtte biri liderlerin seçilme şekli konusunda iyimserken, ankete katılanların yüzde 43’ü bu konuda karamsar olduğunu söylüyor.
Wisconsin’dan 31 yaşındaki sosyal bilimler öğretmeni Adam Coykendall, Kongre üyelerinin ülkenin iyiliğinden çok parti sadakatini önemsediği görüşünde.
Kendisini Demokrat Parti eğilimli bağımsız seçmen olarak tanımlayan Coykendall, “Her şeyin gittikçe daha fazla ayrıştırıcı olmaya başladığını hissediyorum. Kendi seçim bölgeleri için çalışmaktan, parti yerine halkın çıkarına olacak şeyler yapmaktan ziyade, gittikçe daha fazla kutuplaşmanın olduğunu ve parti sadakatine odaklanıldığını görüyorum” diyor.
Cumhuriyetçiler’in çoğu hala Biden’ın seçim zaferinin meşru olmadığını düşünüyor
AP anketine katılan Cumhuriyetçiler’in yüzde 58’i hala Biden’ın zaferinin meşru olmadığına inanıyor. Bu oran 2021 yılı Temmuz ayında yüzde 66’ydı.
Minnesota’lı 70 yaşındaki emekli kamyon sürücüsü Gary Phelps, Biden’ı başkan olarak kabul ediyor ancak meşru olarak seçildiğini düşünmüyor.
Seçmen usulsüzlüğü, posta yoluyla kullanılmış oyların seçim gününden sonra alınıp sayılması ve bazı oy makinelerindeki düzensizlikler nedeniyle kaygılı olduğunu söyleyen Phelps, bu endişelerinin somut delilden çok kendi hislerine dayandığını kabul ediyor.
Cumhuriyetçi eğilimli bağımsız olduğunu belirten Phelps, oy kullanma süreci ve oyların doğru sayılacağı konusunda kaygılı olmaya devam ettiğini belirterek, “Öyle olmasını umuyorum ama sanmıyorum” diyor.
Ara seçimlere güven
AP’nin anketine katılan Amerikalılar’ın yüzde 47’si Kasım ayında yapılacak ara seçimlerde oyların doğru şekilde sayılacağına çok veya epey güven duyduğunu belirtiyor. Oyların doğru şekilde sayılacağına duyulan güven, yüzde 74’le en yüksek Demokratlar arasında.
Cumhuriyetçiler’in yüzde 21’i seçimlere çok güven duyduğunu, yüzde 30’u orta seviyede güven duyduğunu, yüzde 45’iyse ya az güven duyduğunu veya hiç güven duymadığını belirtiyor.
Chicago’dan 31 yaşındaki polis memuru Julie Duggan, Demokrat Biden’ın zaferinin meşru olmadığını düşünen Cumhuriyetçiler arasında. “Gaflarını ve yanlış adımlarını düşününce seçimi kazanmak için yeterli desteği topladığına inanmak imkansızdı” diyor.
Enflasyon, yasa dışı göç, suç oranları ve kolluk kuvvetlerine karşı saygısızlık gibi konuları gündeme getiren Julie ülkenin gidişatı konusunda kaygılı olduğunu söyleyerek, “Doğru insanları göreve getirmezsek, dönüşü olmayan bir noktaya geleceğiz” diyor.
Seçimlerin adil şekilde yapılmasını umduğunu belirten Julie Duggan, bu konuda kuşkularının olduğunu ve güveninin sarsıldığını söylüyor.
Güven kaybında ne etkili oldu?
ABD’de seçimlere duyulan güvende yaşanan bu aşınmada, eski Başkan Donald Trump’ın ve yakın çevresinin 2020 seçimine ilişkin gerçeği yansıtmayan iddiaların yanı sıra; oy makineleriyle ilgili komplo teorilerini sık sık gündeme getirmesinin etkili olduğu belirtiliyor.
ABD’de her başkanlık seçiminin ardından, kaybeden partinin adayları hüsranla karşılaşabiliyor.
Eski Başkan Donald Trump ve ona yakın isimlerin Demokratlar’ın seçimi çaldıklarına ilişkin asılsız iddiaları gündeme getirmeleri sebebiyle, 2020 seçiminin etkileriyse daha uzun süreli oldu.
Seçimde usulsüzlük yapıldığına ya da oy makinelerinde bir manipülasyon olduğuna ilişkin bir delil bulunamadı. Kritik eyaletlerde yapılan incelemeler de Demokrat Joe Biden’ın zaferini doğruladı.
Bazıları Trump tarafından atanan yargıçlar seçim sonucuna meydan okuyan çok sayıda davayı reddetti. Trump’ın kendisinin göreve getirdiği dönemin Adalet Bakanı William Barr da usulsüzlük iddialarını yalanladı.