Türkiye, uzun süredir AK Parti kurucusu, AKP hükümetlerinin ilk başbakanı ve 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına cumhurbaşkanı adayı olarak çıkma ihtimalini tartışıyordu.
Son iki haftada hızlanan Saadet Partisi-CHP-İYİ Parti hatta HDP arasındaki mekik diploması sonuç vermedi ve Abdullah Gül aday olmayacağını açıkladı.
Dün cuma namazı çıkışında bugün basın toplantısı yapacağını duyuran 11. Cumhurbaşkanı, açıklamasını İstanbul Maslak’taki Ayazağa Kasrı’nda yaptı.
Tüm makamlara eriştiği için siyasetin pek de gönlünden geçmediğini söyleyen Abdullah Gül, erken seçim sürecine kadar mümkün mertebe siyasetten uzak durduğunun altını çizdi.
Gül, “Benim ismim de yoğun bir şekilde gündemde. Bir faninin ulaşabileceği bütün makamlara, mevkilere ben ulaştım ve bütün bunlar benim gerimde kalmış şeyler. Ne ben ne ailem herhangi bir beklenti, herhangi bir arzu içinde değiliz. Bütün beklentimiz memleketin huzurlu, istikrarlı geleceğimizin güçlü olması. Çocuklarımızın daha güçlü, barış, huzur içinde yaşayabilecekleri bir Türkiye olması. Cumhurbaşkanlığından sonra aktif bir siyaset içinde olmayacağımı bir çok vesile ile söyledim ve öyle de yaptım. Öyle ki arkadaşlarımın düğün davetlerine bile gidemedim. İllerde herhangi bir hareketlilik olmasın diye” ifadelerini kullandı.
"Geniş mutabakat olmadığı için adaylığımla ilgili süreç söz konusu değildir"
Peki Abdullah Gül ismi ne kadar bu kadar gündeme geldi? 11. Cumhurbaşkanı, herkesin merak ettiği bu soruya yanıtında Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu’nu işaret etti.
Abdullah Gül, “Seçimlerin aniden erken yapılacağının anlaşılması üzerine SP Genel Başkanı Sayın Temel Karamollaoğlu’nun ismimi zikretmesi ile başlayan hareketlilik tamamen benim dışımda gelişmiştir. Benim organizem, talebim veya organize ettiğim bir süreç değildir. Benim bilgime ve tecrübeme, siyaset ve devlet yönetim anlayışıma güvenen kişilerin bir talebi ile ortaya çıkmıştır. Bunun içerisinde benim camiamdan insanlar olduğu gibi toplumun geniş tabakalarından da bir çok kişiler böyle bir talep içerisinde olmuşlardır. Ben de çok geniş bir mutabakat söz konusu olursa o zaman üstümüze düşeni arkadaşlarımla birlikte yapmaktan kaçınmayacağımı da söylemişimdir. Temel beyin yaptığı temaslar sonrasında böyle bir geniş bir mutabakatın ve arzunun olmadığı gözükmüştür. Dolayısıyla adaylığım ile ilgili bir süreç artık söz konusu değildir, vicdanen müsterihim” diye konuştu.
"Türkiye’nin geleceği güçlü bir demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, kuvvetler ayrılığından geçiyor”
Bu sözlerle aday olmayacağını açıklayan çoğulculuğun düşmanlık olmadığının altını çizdikten sonra Gül, iki konuya daha temas etti. İlki kendisine yer yer hakarete varan eleştiriler getiren eski siyaset arkadaşları ikincisi ise seçim sonrasında oluşmasını istediği Türkiye tablosu hakkındaydı.
11. Cumhurbaşkanı, “Benimle ilgili zaman zaman çok saygısızlık boyutuna ulaşan sözleri söyleyen (AK Partili)arkadaşlara şunu söylemek isterim; başlarını iki ellerini arasına alıp söylediklerini, bugünkü olup bitenleri ve konumlarını şöyle bir muhasebe etsinler, gözden geçirsinler. Bunun dışında söyleyeceğim başka bir şey yok. Bütün arzum bu seçim döneminin Türkiye’yi daha çok kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı bir atmosferde geçmemesi bunun yerine daha pozitif bir gündemle herkesin ortaya çıkması. Şuna inanıyorum ki Türkiye’nin geleceği güçlü bir demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, kuvvetler ayrılığı prensibinin gerçekleşmesinden temel hak ve özgürlüklerin, evrensel nitelikli standartların uygulanmasından, liyakat, şeffaflık, hesap verebilirlik ilkelerinin hakim olduğu bir düzenden ve sistemden geçtiğidir” dedi.
Akar ve Kalın Gül’ü ziyaret etti mi?
Türkiye, Erbakan Ödülleri’ne katılacağı gün Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri İbrahim Kalın’ın Gül’ü ziyaret ettiği iddialarıyla çalkalanıyor.
Ancak konuşması sırasında soru almayacağını ifade eden 11. Cumhurbaşkanı bu soru sorulmasına rağmen yanıt vermedi. Gül’ün bu iddiayı reddetmemesi dikkat çekti.
Başbakan Yıldırım: "Muhalefetin çatısı yerle bir oldu"
Dün CNN Türk televizyonunda “Aday olacaksa olur, olmayacaksa olmaz. AK Parti Abdullah Bey’e bütün makamları verdi. Başka yere savruldu gitti” diyen Başbakan Binali Yıldırım İzmir’de yaptığı konuşmada da eleştirilerini sürdürdü.
Başbakan, “Muhalefetin çatı adayı arayışı daha kurulmadan çatır çatır çatırdadı. Yerle bir oldu. Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığında çatı altında buluşmaya çalıştılar, o çatı çöktü altında kaldılar” dedi.
Gül’ün ismini ortaya atan Temel Karamollaoğlu’nun genel başkanı olduğu Saadet Partisi’nde 2003-2010 yılları arasında Genel İdare Kurulu üyesi olarak görev yapan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ise Twitter hesabında
“Kardeşlik hukuku, vefa duygusu ve siyasi ahlak, 'Kardeşim Gül' hitabına, 'Kardeşim Erdoğan' mukabelesinde bulunmayı gerektirirdi” mesajını paylaştı.
Ruşen Çakır: "Çok olağanüstü bir durum olmazsa Gül bundan sonra siyasi çıkış yapmaz"
Türkiye’deki İslami akımları uzun yıllardır takip eden Medyascope televizyonu genel yayın yönetmeni Ruşen Çakır, Gül’ün bundan sonra siyasette çıkış yapmayacağı kanısında.
Çakır, “Gül’ün Karamollaoğlu’nun teması sonrası çatı aday olmayı kabul ettiği açık. Bu Kemal Kılıçdaroğlu’nun desteğine alan bir hareketti. Gül’ün kurmaylarıyla konuştum. Onlar, sorunun İyi Parti’den kaynaklandığını söylediler. Bundan sonra kendisine yönelik bir siyasi beklenti olmayacaktır. Çok olağanüstü koşullar olmazsa ondan da çıkış yapmasını beklemek doğru olmaz. Ancak şu açık ki Erdoğan’ın karşısına çıkmayı istemiş ve hazırlanmış” yorumunu yaptı.
