PARİS —
Sera gazlarıyla mücadelede lider kabul edilen Avrupa Birliği, yeni iklim değişikliği ve enerji politikalarını açıkladı. Ancak Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’na bir yıl kala hazırlanan taslak çevreciler tarafından yeterli bulunmadı.
AB Komisyonu’nun iklim değişikliği ve enerji politikasıyla ilgili yeni taslağı 2030 yılına kadar sera gazlarında kesinti, daha fazla yenilenebilir enerji ve daha verimli enerji kullanımı öneriyor. Taslağı açıklayan AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’ya göre önerilen politika hem çevrecilerin hem de iş dünyasının taleplerini karşılayacak nitelikte.
Komisyonun taslağını “iddialı ve akıllı bir strateji” olarak tanımlayan Barroso, “Bu strateji sadece Avrupa’nın küresel iklim eylem planındaki payına katkıda bulunmakla kalmıyor. Yatırımcı firmalara uzun vadeli bir istikrar tablosu sunarak yeşil teknoloji sektörünü ve sürdürülebilir büyümeyi desteklerken ithal gaz ve petrole olan bağımlılığımızı azaltmayı hedefliyor” dedi.
Taslak 2030 yılına kadar sera gazlarının emisyonunda 1990’daki seviyelere oranla yüzde 40 civarında kesinti öngörüyor. Taslakta önerilen strateji, yenilenebilir enerji kaynaklarının, Avrupa’daki enerji karışımında en az yüzde 27’lik bir paya sahip olmasını hedefliyor. Komisyon aynı zamanda daha verimli ve rekabetçi bir enerji üretimiyle, AB’nin karbon emisyon ticaretini desteklemeyi planlıyor.
“Önerilerimizi önceden ortaya koyarak ve bunların Mart ayındaki Avrupa Konseyi toplantısında tartışılmasını sağlayarak, iklim değişikliği konusundaki liderliğimizi korumayı ve küresel iklim eylem planını şekillendirmeyi hedefliyoruz” diyen Barroso, 2015 BM İklim Değişikliği Konferansı öncesinde Avrupa’nın tartışmalara yön vermek istediğini bildirdi.
Avrupa dünyanın en geniş kapsamlı iklim değişikliği politikalarını uyguluyor. Ancak Greenpeace gibi bazı çevreci örgütlere göre, yeni öneriler yeterince iddialı değil. Greenpeace’in AB Politikası Direktörü Joris den Blanken’e göre, Avrupa’nın 2030’a kadar sera gazı salınımlarını en az yüzde 55 oranında azaltması gerekiyor.
Blanken, “Taslaktaki yüzde 40 emisyon kesintisi hedefi küresel ısınmayı güvenli düzeyde tutmak için yeterli değil. Ayrıca bu taslakta AB’nin temiz enerji konusunda gerilediğini görüyoruz. Son 15 yılda temiz enerji yatırımlarıyla büyük ölçüde istihdam yaratıldı. Bu AB’nin enerji güvenliği için de önemli. Ancak taslaktaki öneriler temiz enerji sektörüne yatırım yapan firmalara belirsizlik ortamı sunuyor ve Avrupa’yı temiz enerji konusunda riske sokuyor” diyerek AB Komisyonu tarafından hazırlanan yeni taslağı eleştirdi.
Uzmanlar iklim değişikliğinin deniz seviyelerinin yükselmesi, bazı bölgelerin çölleşmesi ve değişken hava şartları gibi tehlikeli sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulunuyor. BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli tarafından geçenlerde hazırlanan yeni bir rapor taslağı, ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadeledeki isteksizliğinin, zaman içinde daha da kötüleşecek tehlikeli bir durum yarattığına dikkati çekmişti.
AB Komisyonu’nun iklim değişikliği ve enerji politikasıyla ilgili yeni taslağı 2030 yılına kadar sera gazlarında kesinti, daha fazla yenilenebilir enerji ve daha verimli enerji kullanımı öneriyor. Taslağı açıklayan AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’ya göre önerilen politika hem çevrecilerin hem de iş dünyasının taleplerini karşılayacak nitelikte.
Komisyonun taslağını “iddialı ve akıllı bir strateji” olarak tanımlayan Barroso, “Bu strateji sadece Avrupa’nın küresel iklim eylem planındaki payına katkıda bulunmakla kalmıyor. Yatırımcı firmalara uzun vadeli bir istikrar tablosu sunarak yeşil teknoloji sektörünü ve sürdürülebilir büyümeyi desteklerken ithal gaz ve petrole olan bağımlılığımızı azaltmayı hedefliyor” dedi.
Taslak 2030 yılına kadar sera gazlarının emisyonunda 1990’daki seviyelere oranla yüzde 40 civarında kesinti öngörüyor. Taslakta önerilen strateji, yenilenebilir enerji kaynaklarının, Avrupa’daki enerji karışımında en az yüzde 27’lik bir paya sahip olmasını hedefliyor. Komisyon aynı zamanda daha verimli ve rekabetçi bir enerji üretimiyle, AB’nin karbon emisyon ticaretini desteklemeyi planlıyor.
“Önerilerimizi önceden ortaya koyarak ve bunların Mart ayındaki Avrupa Konseyi toplantısında tartışılmasını sağlayarak, iklim değişikliği konusundaki liderliğimizi korumayı ve küresel iklim eylem planını şekillendirmeyi hedefliyoruz” diyen Barroso, 2015 BM İklim Değişikliği Konferansı öncesinde Avrupa’nın tartışmalara yön vermek istediğini bildirdi.
Avrupa dünyanın en geniş kapsamlı iklim değişikliği politikalarını uyguluyor. Ancak Greenpeace gibi bazı çevreci örgütlere göre, yeni öneriler yeterince iddialı değil. Greenpeace’in AB Politikası Direktörü Joris den Blanken’e göre, Avrupa’nın 2030’a kadar sera gazı salınımlarını en az yüzde 55 oranında azaltması gerekiyor.
Blanken, “Taslaktaki yüzde 40 emisyon kesintisi hedefi küresel ısınmayı güvenli düzeyde tutmak için yeterli değil. Ayrıca bu taslakta AB’nin temiz enerji konusunda gerilediğini görüyoruz. Son 15 yılda temiz enerji yatırımlarıyla büyük ölçüde istihdam yaratıldı. Bu AB’nin enerji güvenliği için de önemli. Ancak taslaktaki öneriler temiz enerji sektörüne yatırım yapan firmalara belirsizlik ortamı sunuyor ve Avrupa’yı temiz enerji konusunda riske sokuyor” diyerek AB Komisyonu tarafından hazırlanan yeni taslağı eleştirdi.
Uzmanlar iklim değişikliğinin deniz seviyelerinin yükselmesi, bazı bölgelerin çölleşmesi ve değişken hava şartları gibi tehlikeli sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulunuyor. BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli tarafından geçenlerde hazırlanan yeni bir rapor taslağı, ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadeledeki isteksizliğinin, zaman içinde daha da kötüleşecek tehlikeli bir durum yarattığına dikkati çekmişti.
