Erişilebilirlik

Afrika'da Artan Nüfus Açlık Tehdidiyle Karşı Karşıya


Afrika’da gıda üretiminin arttırılamamasının nedenlerinden biri olarak bölgesel gıda pazarlarının büyümesinin engellenmesi gösteriliyor. Dünya Bankası, Afrika’nın bu engelleri kaldırarak yılda 20 milyar dolar gelir elde edebileceğini öngörüyor.

Kalkınma uzmanları büyük bölgesel pazarların ölçek ekonomisi sağlayarak Afrika’nın gıda üretimini körükleyeceğini ve verimliliği arttıracağını düşünüyor.

Ancak ticaretin önündeki bazı engeller ve kısıtlamalar nedeniyle bu hedeflere ulaşmak mümkün olmuyor. Afrika’da gıda fiyatları tüketiciler için çok yüksek. Gübre ve tohum fiyatlarına küçük çiftçilerin bütçesi yetmiyor. Dünya Bankası, Burundi, Malawi, Zambia ve Uganda gibi denize kıyısı olmayan ülkelerin bu durumdan en çok etkilenen ülkeler olduğunu, bu ülkelerdeki fiyatların denize kıyısı olan ülkelere oranla 20 kat artabileceği uyarısında bulunuyor.

Dünya Bankası’nın Afrika üzerine çalışan iktisatçılarından Paul Brenton, aynı zamanda ”Afrika Afrika’yı Besleyebilir: Temel Gıda Maddelerinin Ticaretindeki Bölgesel Engelleri Kaldırmak” adlı kitabın yazarı.

Brenton, ”Şu anda Afrika’daki ülkelerin çoğunun kendi tohum politikaları mevcut. Piyasaya sürülmeden önce yeni tohumları çok dikkatli şekilde, kendi yerel ortamlarında denetimden geçirmek istiyorlar. Çok benzer tarımsal koşullara sahip olan bir başka ülke bu deneyleri daha önce yapmış olsa bile herkes kendi deneyini yapmak istiyor. Bu nedenle tohum pazarı bölünmüş durumda. Çiftçiler, uzun süre deneylerin sonuçlanmasını beklemek ve tohumlar için çok daha fazla ücret ödemek zorunda,” şeklinde konuşuyor.

Gübre için de aynı durum geçerli. Sahra Çölü’nün güneyindeki ülkelerde dünyanın en pahalı gübresi satılıyor. Brenton, sorunlardan birinin tedarikçilerin, bölgelere göre özel karışımlar yapması olduğunu söylüyor. Uzman, ”Ölçek ekonomisi olsaydı bu karışımlar daha ucuz olurdu” diyor. Örneğin gübre karışımları, tarımsal şartların benzer olduğu başka ülkelerde de satılabilir.

Dünya Bankası’nın raporu ülkeler arasında ticareti geliştirmek ve engelleri kaldırmak için bazı çözüm önerileri getiriyor.

Bazı ülkeler bölgesel standartları uyumlu hale getirmeye ve gıda ticaretinin maliyetini düşürmeye çalışıyor.

Brenton, standartların büyük-küçük tüm çiftçilerin ihtiyaçlarını karşılaması gerektiğini söylüyor. Uzman, standartların, yerel ticaret yapmak isteyen küçük çiftçilerle Amerika ve Avrupa’ya ihracat yapmak isteyen çiftçiler için farklı olacağı görüşünde.

Brenton’a göre, uyum sağlamanın başka bir alternatifi daha var: ”İki ülke biraz farklı standartlar ve yöntemlerle aynı amaca ulaşmaya çalışıyor olabilir. Eğer gıda ürünü, ülkelerden birinin standartlarına uyuyorsa, diğer ülkede bir daha deneylerden geçmesine gerek kalmamalı.”

Bazı bölgesel kuruluşlar, standartlar arasında uyum sağlamak ve sınır ticaretinin önündeki engelleri kaldırmak için çalışıyor.

Örneğin kısaca COMESA olarak bilinen Doğu ve Güney Afrika Ortak Pazarı, aralarında darı, pirinç, pamuk, fasulye, buğday, patates, soya ve ayçiçeğinin de olduğu 13 ürünün tohumlarına ilişkin kuralları ülkeler arasında uyumlu hale getirmeye çalışıyor.

Örgüt ayrıca Green Pass yani Yeşil İzin adlı bir program oluşturmayı amaçlıyor. Buna göre izin belgesi olan bölgeler, insan sağlığını olumsuz yönde etkileyecek sorunlardan arındırılmış yerler olarak tanımlanacak. Bu bölgelerden gelen gıdaların her sınır geçişinde yeniden lisans alması gerekmeyecek.

Güney Afrika Kalkınma Örgütü, tohum ticaretini kolaylaştırmak için yeni bir kural oluşturdu. Brenton açıklıyor: ”Örgüt üyesi iki ülke bir tohumun piyasaya sürülmesi üzerinde anlaşmaya varırsa tohum tüm üye ülkelerde satışa sunulacak. Tohumların verimliliğini tescil eden uzun ve külfetli süreç, her ülkenin kendi kural ve kısıtlamaları araya girip gecikmeye yol açmadan aşılmış olacak.”

Sınır ticaretinin genişlemesini engelleyen başka faktörler de var.

Ticaret yapmadan önce rüşvet vermek, yollardaki bariyerleri ve kontrol noktalarını aşmak gerekiyor. Bu zorlukların hedefi çoğu zaman sınır ticareti yapanların büyük bölümünü oluşturan kadınlar. Birçok kadın fiziksel ve sözlü tacize, hatta tecavüze uğruyor.

COMESA örgütü taciz ve gasp vakalarını durdurmak için hükümetleri göreve çağıracak bir bildirge yayınlamayı planlıyor. Önerilerden bir diğeriyse sınır kapılarındaki erkek görevli sayısını azaltmak.

Öte yandan geçen yıl Doğu Afrika’da oluşturulan ortak bir bilgisayar yazılım platformu sayesinde yetkililer, sınırlar arasında daha rahat iletişim kurabiliyor.

Todd Amani, Amerika Uluslararası Kalkınma Dairesi’nden: ”Kenya’nın Mombasa kenti ve Ruanda’nın başkenti Kigali arasındaki gıda ticareti beş gün kısaldı. Yakıt fiyatları yüzde 20 artsa da Doğu Afrika’da ticaretin maliyetinde yüzde 2‘lik bir azalma görüldü.”

Afrika ülkeleri arasındaki ticaret, ulaşım ve nakliye maliyetinin yüksek olması yüzünden de olumsuz etkileniyor.

Bir başka sorun da kamyonculuk ve nakliyat sektörünün modernize edilmesini ve rekabeti engelleyen karteller. Dünya Bankası, sektörü bağımsız hale getiren Ruanda’nın nakliye maliyetini düşürdüğünü, tarımsal verimi arttırdığını bildiriyor. Bankanın raporuna göre nakliyat maliyetinin yarı yarıya azaltılması Mozambik’in tarımsal gayri safi milli hasılasını yüzde 7, komşu Malawi’ninkini de yüzde 3 oranında arttırabilir.

Bu arada Amerika’nın başlattığı bir girişim sınır ticaretini geliştirmeyi amaçlıyor. Amerikan Uluslararası Kalkınma Dairesi’nden Todd Amani, Gana’nın başkenti Accra, Botswana’nın başkenti Gaborone ve Kenya’nın başkenti Nairobi’de ticaret üsleri kurduklarını söylüyor.

Amani, kıtanın güneyindeki ticaret merkezinin önderliğinde yapılan reformlar sayesinde Trans-Kalahari Koridoru adı verilen ve Namibya ile Botswana’yı Güney Afrika’ya bağlayan otoyolun trafiğinin 12 kat arttığını söylüyor. Seyahat süresiyse 72 saatten 48 saate düşmüş.

Gıda ürünlerini daha kısa sürede nakletmek isteyen iş adamları ve tüccarlar için bu, çok iyi bir haber. Uzmanlar ayrıca iklim değişikliği nedeniyle kimi bölgeler kuraklaşırken bazı bölgelerin tarıma daha elverişli hale geleceğini, bu nedenle gelecekte gıda ticaretinin öneminin daha da artacağını söylüyor.

STÜDYO VOA

EKOTÜRK Stüdyo VOA
lütfen bekleyin
Embed

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG