Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Afrin’e zamanı geldiğinde askeri operasyon yapılacağı mesajı verirken; Türk Silahlı Kuvvetleri’nce sınırda PYD-YPG unsurlarına yönelik topçu ateşi açıldığı bildirildi.
Son olarak ABD Savunma Bakanlığı Pentagon Sözcüsü Eric Pahon, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, Suriye’nin kuzeyinde oluşturulacak askeri yapı için “istikrar gücü” ifadesini kullansa da Türkiye’nin bakış açısı değişmedi. Türkiye, ABD’nin desteğiyle Suriye’de herhangi şekilde PYG-YPG unsurlarıyla askeri yapı oluşturulmasını “terör/terörist ordusu” olarak değerlendiriyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert’in, Türkiye’ye olası bir operasyondan vazgeçme çağrısı da Türkiye’de tepkiyle karşılandı.
Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, A Haber kanalında bugün yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Suriye’de Afrin bölgesine operasyon hazırlığından vazgeçmeyeceğini tekrarladı. Canikli, “Bu operasyon yapılacak, Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi. Ama zamanı, saati tamamen harekatın gerekliliği çerçevesinde, harekatın en etkili, en başarılı şekilde yürütülmesiyle alakalı planlamanın bir parçası. Dolayısıyla o çerçevede şu anda gereği yapılıyor. Suriye'nin kuzeyindeki bütün terör hatları, varlığı ortadan kaldırılacaktır. Bunun başka çaresi yok” dedi.
Bakan Canikli, ABD Dışişleri Sözcüsü Nauert’in, Suriye’de terör örgütü IŞİD’den temizlenmiş bölgelerde güvenliği sağlama gerekçesiyle Suriyeli Kürt gruplara askeri desteği savunmasına da tepki gösterdi. Canikli, Nauert’in sözleri için, “Boş ve anlamsız bir değerlendirme. Bir defa DEAŞ bitti. Aslında şu ifade bile DEAŞ’ın, Amerika tarafından özellikle Suriye'de, belli bölgelerde nüfuzunu oluşturması, kurması, orada hakim olmak için araç olarak kullandığının bir yansıması. 'En büyük tehdit DEAŞ’tır, dolayısıyla herkes DEAŞ’e yönelik olarak bütün politikalarını belirlemeli, ona göre hareket etmeli' gibi bir yaklaşım bugün itibarıyla son derece anlamsız, içi boş bir sözdür, açıklamadır. DEAŞ tehdidinin bittiği resmi olarak ilan edildi zaten. DEAŞ tehdidi artık hem Suriye'de hem Irak'ta ortadan kaldırılmıştır. Bu gerçek ortadayken halen 'DEAŞ’a karşı odaklansın' gibi açıklama gerçekten çok anlamsız bir açıklama” diye konuştu.
Canikli’nin açıklamasının yanısıra Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Hatay’ın sınır ilçelerindeki askeri birliklerin Afrin’deki PYD-YPG unsurlarına topçu ateşi açıldığı da bildirildi.
Bu arada Başbakan Binali Yıldırım da, AFAD’daki tören konuşmasında, Türkiye’nin sınır güvenliğine yönelik saldırılar bulunduğunu belirtti:
“Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit eden hiçbir oluşum asla müsamahayla karşılanmayacak. Bu, bizim en doğal hakkımızdır. Uluslararası hukuktan da kendi hukukumuzdan da doğan bir hakkımızdır. Bizim amacımız, bölgede terör varlığını sona erdirmek, zaten yıllardan beri çok acı çeken bölge halkının yeni acılara tekrar maruz kalmasının önüne geçmek. İdlib’de, rejim güneyden girdi. Bir sürü insan kuzeye doğru hareket ediyor. Afrin de aynı şekilde, aynı korkuyla sınırlarımıza doğru yönelme var. Tabii ki bunların tedbirlerini alacağız. Bu konuda da hiçbir tereddüt yok, kimsenin de bize nasihatte bulunmasına gerek yok. Bizim kimsenin topraklarında gözümüz yok. Sadece vatandaşımızın can ve mal güvenliğini sağlamak gibi bir mecburiyetimiz var. Bölgenin istikrarını, güvenini sağlamak gibi bir sorumluluğumuz var.”
CHP: "Afrin’e önce ‘Erdoğan’ın kefenlileri’ gitsin"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti meclisindeki konuşmasında, Fırat Kalkanı Operasyonu’nda olduğu gibi uluslararası uzlaşma sağlanmasını istedi ve aksi takdirde Afrin’e askeri operasyon düzenlenmesi durumunda Türk askerinin kaybına yol açacağını vurguladı. Kılıçdaroğlu, “Afrin, El Bab gibi değildir. El Bab’da uluslararası uzlaşma vardı. Amerika’nın da Rusya’nın da Suriye’nin de kabulü vardı. 72 şehidimiz vardı. Önce siz diplomasiyi sonuna kadar zorlayacaksınız. Gerek Akar’ın gerek Fidan’ın çabaları kayda değerdir. Diplomasi sonuna kadar zorlanmalı. Hava desteği almadan girilecek bir Afrin büyük maliyetlere yol açar. Oraya asker gönderecekseniz, Sayın Erdoğan’a sesleniyorum ‘Seni kefenle karşılayan arkadaşlarını önce gönder. Bu milletin fakir fukara çocuğunu oraya gönderme’. Diplomasi sonuna kadar zorlanırsa hava desteği de sağlanırsa sorun büyük ölçüde aşılabilir” dedi.
Kılıçdaroğlu, AKP hükümetine tepkisini dile getirirken, Türkiye’nin terör örgütleriyle mücadelesini “evrensel bir hak” olarak tanımladı. Kılıçdaroğlu, “Hiçbir devlet kendi sınırlarında kendisine düşman olacak bir terör örgütü istemez. Her devletin terör ve terör örgütleri ile mücadelesi evrensel bir haktır. Terör suçsa, suçlu ile mücadele etmek hepimizin ortak görevidir. Bu bağlamda Türkiye’nin izlediği politikaların yanlışlığını bir kenara bırakıyorum. Sonra konuşuruz. Yanlışta ısrar ettiklerini de çok iyi biliyoruz. Türkiye’ye getirdiği faturayı da çok iyi biliyoruz. Aslında harcamadılar kendileri yediler 30 milyar dolar ama kendi sınırlarımızda terör örgütü ve uzantılarına destek verilmesini asla ve asla kabul etmeyiz. Güvenliği sağlamak 80 milyonun ortak görevidir. Türkiye’nin başına bütün bu olayları açan da bu hükümettir. Suriye'nin iç işlerine karışmasaydık terör örgütlerine destek vermeseydik bunlar başımıza gelmezdi ” diye konuştu.
