BERLİN- Avrupa Konseyi’nin Irkçılık, Yabancı Düşmanlığı ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele birimi ECRI, Almanya hakkındaki denetim raporunu açıkladı.
Almanya’yı ırkçılık konusunda ağır şekilde eleştiren ECRI, ülkedeki ırkçı ve ayrımcı uygulamaların endişe verici boyutlara ulaştığını savundu. Almanya açısından çarpıcı olarak yorumlanabilecek raporda öncelikle eleştirilen konulardan biri, Berlin’in daha önce yapılan tüm uyarılara rağmen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ayrımcılığa genel anlamda yasak getiren 12. Ek Protokol'ünü imzalamaması.
Hazırladığı ülke raporlarında, üye ülkeleri düzenli olarak ırkçılık ve ırk ayrımcılığı ile mücadele etmek için etkili yasal önlemler almaya çağıran ECRI’nin raporunda eleştirilen bir diğer konu ise ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve Yahudi karşıtlığı yapan siyasi grup ve partilerin yasaklanması konusunda devletin yeteri kadar kararlı hareket etmemesi.
Birim yetkililerine göre Almanya ırkçılık kavramını çok dar kapsamlı tanımlıyor ve sadece ırkçı politikalar izleyen partilerle ilişkilendiriyor. Bu yüzden kurumsal ırkçılık ve günlük yaşamda karşılaşılan göçmenleri hedefleyen söylemler cezasız kalıyor.
Irkçı saldırılara maruz kalan göçmenlerin bu durumu yetkililere rapor etmedikleri gibi haklarını da aramadıklarını belirten rapor ırkçı ayrımcılığa uğrayanların yasal çerçeve hakkında bilgilendirilmesi talep ediyor. Almanya Türk Toplumu Başkanı Kenan Kolat ECRI’nin bu konudaki uyarısının Türkler açısından da ciddiye alınması gerektiği görüşünde.
ECRI Federal Banka Bundesbank’ın eski yöneticisi Thilo Sarrazin’in üç yıl önce çıkan ve Türkleri aşağılayan kitabı hakkındaki şikayetlerin savcılıklar tarafından ‘fikir özgürlüğü’ neden gösterilerek geri çevrilmesini makamların bu konudaki olumsuz tutumuna örnek olarak gösteriyor.
Alman siyasilerden de göçmenlere karşı basmakalıp olumsuz söylemlerden kaçınmaları uyarısında bulunan kurum, başta ırkçı Milliyetçi Demokratik Parti NPD olmak üzere seçimlere katılan aşırı sağcı partilere bütçeden seçim yardımı yapılmasını kabul edilemez bir olay olarak tanımlıyor ve bu uygulamanın derhal durdurulmasını talep ediyor.
Yaklaşık 6 bin üyesi bulunan ırkçı parti NPD, her yıl devletten yaklaşık 1,5 milyon Euro seçim yardımı alıyor ve bu parayla başta göçmenler olmak üzere azınlıklara karşı düşmanca kampanyalar yürütüyor.
ECRI tarafından eleştirilen bir başka konu ise LGBT olarak tanımlanan lezbiyen, gey, biseksüel, transgender kişilere karşı Alman kurumlarında yoğun bir ayrımcılık yapılması ve bu gibi kişilerin cinsel kimliklerini saklamak zorunda kalması.
Özellikle okullarda ve sağlık sektöründe homofobinin çok yoğun olduğunu ve devletin buna seyirci kaldığını savunan rapor, yetkililerin toplumda hoşgörünün yaygınlaşması için harekete geçmesini talep ediyor. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 47 Avrupa ülkesindeki ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve ayrımcılık eğilimleri hakkında düzenli raporlar hazırlayan ECRI bundan önce Almanya hakkında dört rapor yayımlamıştı.
Almanya’yı ırkçılık konusunda ağır şekilde eleştiren ECRI, ülkedeki ırkçı ve ayrımcı uygulamaların endişe verici boyutlara ulaştığını savundu. Almanya açısından çarpıcı olarak yorumlanabilecek raporda öncelikle eleştirilen konulardan biri, Berlin’in daha önce yapılan tüm uyarılara rağmen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ayrımcılığa genel anlamda yasak getiren 12. Ek Protokol'ünü imzalamaması.
Hazırladığı ülke raporlarında, üye ülkeleri düzenli olarak ırkçılık ve ırk ayrımcılığı ile mücadele etmek için etkili yasal önlemler almaya çağıran ECRI’nin raporunda eleştirilen bir diğer konu ise ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve Yahudi karşıtlığı yapan siyasi grup ve partilerin yasaklanması konusunda devletin yeteri kadar kararlı hareket etmemesi.
Birim yetkililerine göre Almanya ırkçılık kavramını çok dar kapsamlı tanımlıyor ve sadece ırkçı politikalar izleyen partilerle ilişkilendiriyor. Bu yüzden kurumsal ırkçılık ve günlük yaşamda karşılaşılan göçmenleri hedefleyen söylemler cezasız kalıyor.
Irkçı saldırılara maruz kalan göçmenlerin bu durumu yetkililere rapor etmedikleri gibi haklarını da aramadıklarını belirten rapor ırkçı ayrımcılığa uğrayanların yasal çerçeve hakkında bilgilendirilmesi talep ediyor. Almanya Türk Toplumu Başkanı Kenan Kolat ECRI’nin bu konudaki uyarısının Türkler açısından da ciddiye alınması gerektiği görüşünde.
ECRI Federal Banka Bundesbank’ın eski yöneticisi Thilo Sarrazin’in üç yıl önce çıkan ve Türkleri aşağılayan kitabı hakkındaki şikayetlerin savcılıklar tarafından ‘fikir özgürlüğü’ neden gösterilerek geri çevrilmesini makamların bu konudaki olumsuz tutumuna örnek olarak gösteriyor.
Alman siyasilerden de göçmenlere karşı basmakalıp olumsuz söylemlerden kaçınmaları uyarısında bulunan kurum, başta ırkçı Milliyetçi Demokratik Parti NPD olmak üzere seçimlere katılan aşırı sağcı partilere bütçeden seçim yardımı yapılmasını kabul edilemez bir olay olarak tanımlıyor ve bu uygulamanın derhal durdurulmasını talep ediyor.
Yaklaşık 6 bin üyesi bulunan ırkçı parti NPD, her yıl devletten yaklaşık 1,5 milyon Euro seçim yardımı alıyor ve bu parayla başta göçmenler olmak üzere azınlıklara karşı düşmanca kampanyalar yürütüyor.
ECRI tarafından eleştirilen bir başka konu ise LGBT olarak tanımlanan lezbiyen, gey, biseksüel, transgender kişilere karşı Alman kurumlarında yoğun bir ayrımcılık yapılması ve bu gibi kişilerin cinsel kimliklerini saklamak zorunda kalması.
Özellikle okullarda ve sağlık sektöründe homofobinin çok yoğun olduğunu ve devletin buna seyirci kaldığını savunan rapor, yetkililerin toplumda hoşgörünün yaygınlaşması için harekete geçmesini talep ediyor. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 47 Avrupa ülkesindeki ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve ayrımcılık eğilimleri hakkında düzenli raporlar hazırlayan ECRI bundan önce Almanya hakkında dört rapor yayımlamıştı.
