Almanya’da önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimlerin 22 Eylül’de olması kararlaştırıldı. Seçimlere on aya yakın bir süre olmasına rağmen partiler pozisyon ve adaylarını belirlemeye başladı.
İki hafta önce Yeşiller Partisi’nin başbakan adayları Federal Meclis Grubu Eşbaşkanı Jürgen Trittin ile Federal Meclis Başkan Yardımcısı Katrin Göring-Eckardt oldu. Son olarak Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi CDU’nun kurultayında partinin genel başkanı ve Başbakan Angela Merkel’in hem yeniden bu göreve adaylığı hem de genel başkanlığı onaylandı.
‘Güçlü bir Almanya- Herkes için şans’ adı altında Hannover kentinde yapılan kurultayda rakibsiz bir şekilde delegelerin yüzde 97 oyu ile koltuğunu koruyan Merkel, yaptığı konuşmada şu anda görev başında olan koalisyonu iki Almanya’nın birleşmesi sonrası en başarılı hükümet olarak tanımladı. Almanya’da işsiz sayısını düşürdüklerini ve ekonomik olarak tüm AB’nin motoru haline geldiklerini söyleyen Merkel, ileriye yönelik ise en büyük hedef olarak Çin ve Hindistan’la ekonomik rekabette başarıyı tanımladı. Euro krizini fırtınaya benzeten ve ortak Avrupa fikrinin oluştuğu son 55 yıldaki en büyük kriz olarak niteleyen Alman Başbakanı, ülkesinin bu krizden büyük zarar görmeden çıkacağını savundu.
Kurultaya Euro krizi ile ilgili tartışmaların yanısıra eşcinsel çiftlere vergi imtiyazı ve 1993’ten önce anne olanlara daha fazla emekli aylığı önerisi konuları damga vurdu. Daha fazla emekli aylığı konusuna Merkel’in bu alanda yapılacak değişikliğin yıllık maliyetinin 11 milyar Euro civarında olacağını ön sürerek sıcak bakmadığı biliniyor. Geçen günlerde kamuoyunda da çok yoğun tartışmalara neden olan eşcinsel çiftlere vergi imtiyazı konusunda da Merkel’in pozisyonu muhafazakar bir çizgide. Merkel Alman Anayasası’nın evlilik kavramını aile kavramıyla bütünleştirdiğini savunarak, vergi imtiyazını reddediyor.
Kurultayının açık sesle konuşulmayan ama kulisleri belirleyen konusu ise gelecek yılki seçimler sonrasında Yeşiller ile koalisyon ihtimali. Partinin önde gelen isimleri basına yaptıkları açıklamalarda Cem Özdemir’in eşbaşkanlığını yürüttüğü Yeşiller’le koalisyona gitme ihtimaline karşı tavır alıyor, ancak parti tabanın şu anda liberal FDP ile yürütülen koalisyonun devamını arzulamadığı, Alman basınında ‘siyah-yeşil koalisyon’ olarak tanımlanan CDU-Yeşiller ortaklığına çok sıcak baktığı biliniyor. Yeşiller’in başbakan adaylarından biri olarak muhafazakar-dindar kesimin temsilcisi Katrin Göring-Eckardt’ı seçmesi CDU’ya koalisyon konusunda sıcak mesaj olarak yorumlanmıştı.
Öte yandan CDU’nun kurultayına damga vuran başka bir olay ise, Berlin Sağlık Senatörlüğü Müsteşarı Emine Demirbüken-Wegner’in partinin Merkez Kurulu’na üye seçilmesi oldu. 8 yıldır CDU’nun Yönetim Kurulu’nda yer alan Demirbüken-Wegner Almanya’daki siyasi partilerde bu görevi alan ilk Türk kökenli politikacı. Demirbüken-Wegner CDU’nun ‘beyin takımı’ olarak tanımlanan 14 kişilik Merkez Kurulu’na seçilmesini partisinin göçmenlere yönelik politikalarında çok önemli bir gelişme olarak tanımlıyor.
Bu arada CDU’nun ardından gelecek hafta sonunda Sosyal Demokrat SPD’de federal seçim yarışına start verecek. SPD kurultayında eski Maliye Bakanı Peer Steinbrück’ün daha önce duyurulan başbakanlık adaylığı resmileşecek. Siyasi gözlemciler Steinbrück’ün Başbakan Merkel’e karşı şansının az olduğunu iddia ediyor. Kamuoyu araştırmalarına göre, halkın yüzde 36’sı Steinbrück’ü başbakan olarak görmek istiyor. Merkel’i tercih edenlerin oranı ise yüzde 54.
İki hafta önce Yeşiller Partisi’nin başbakan adayları Federal Meclis Grubu Eşbaşkanı Jürgen Trittin ile Federal Meclis Başkan Yardımcısı Katrin Göring-Eckardt oldu. Son olarak Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi CDU’nun kurultayında partinin genel başkanı ve Başbakan Angela Merkel’in hem yeniden bu göreve adaylığı hem de genel başkanlığı onaylandı.
‘Güçlü bir Almanya- Herkes için şans’ adı altında Hannover kentinde yapılan kurultayda rakibsiz bir şekilde delegelerin yüzde 97 oyu ile koltuğunu koruyan Merkel, yaptığı konuşmada şu anda görev başında olan koalisyonu iki Almanya’nın birleşmesi sonrası en başarılı hükümet olarak tanımladı. Almanya’da işsiz sayısını düşürdüklerini ve ekonomik olarak tüm AB’nin motoru haline geldiklerini söyleyen Merkel, ileriye yönelik ise en büyük hedef olarak Çin ve Hindistan’la ekonomik rekabette başarıyı tanımladı. Euro krizini fırtınaya benzeten ve ortak Avrupa fikrinin oluştuğu son 55 yıldaki en büyük kriz olarak niteleyen Alman Başbakanı, ülkesinin bu krizden büyük zarar görmeden çıkacağını savundu.
Kurultaya Euro krizi ile ilgili tartışmaların yanısıra eşcinsel çiftlere vergi imtiyazı ve 1993’ten önce anne olanlara daha fazla emekli aylığı önerisi konuları damga vurdu. Daha fazla emekli aylığı konusuna Merkel’in bu alanda yapılacak değişikliğin yıllık maliyetinin 11 milyar Euro civarında olacağını ön sürerek sıcak bakmadığı biliniyor. Geçen günlerde kamuoyunda da çok yoğun tartışmalara neden olan eşcinsel çiftlere vergi imtiyazı konusunda da Merkel’in pozisyonu muhafazakar bir çizgide. Merkel Alman Anayasası’nın evlilik kavramını aile kavramıyla bütünleştirdiğini savunarak, vergi imtiyazını reddediyor.
Kurultayının açık sesle konuşulmayan ama kulisleri belirleyen konusu ise gelecek yılki seçimler sonrasında Yeşiller ile koalisyon ihtimali. Partinin önde gelen isimleri basına yaptıkları açıklamalarda Cem Özdemir’in eşbaşkanlığını yürüttüğü Yeşiller’le koalisyona gitme ihtimaline karşı tavır alıyor, ancak parti tabanın şu anda liberal FDP ile yürütülen koalisyonun devamını arzulamadığı, Alman basınında ‘siyah-yeşil koalisyon’ olarak tanımlanan CDU-Yeşiller ortaklığına çok sıcak baktığı biliniyor. Yeşiller’in başbakan adaylarından biri olarak muhafazakar-dindar kesimin temsilcisi Katrin Göring-Eckardt’ı seçmesi CDU’ya koalisyon konusunda sıcak mesaj olarak yorumlanmıştı.
Öte yandan CDU’nun kurultayına damga vuran başka bir olay ise, Berlin Sağlık Senatörlüğü Müsteşarı Emine Demirbüken-Wegner’in partinin Merkez Kurulu’na üye seçilmesi oldu. 8 yıldır CDU’nun Yönetim Kurulu’nda yer alan Demirbüken-Wegner Almanya’daki siyasi partilerde bu görevi alan ilk Türk kökenli politikacı. Demirbüken-Wegner CDU’nun ‘beyin takımı’ olarak tanımlanan 14 kişilik Merkez Kurulu’na seçilmesini partisinin göçmenlere yönelik politikalarında çok önemli bir gelişme olarak tanımlıyor.
Bu arada CDU’nun ardından gelecek hafta sonunda Sosyal Demokrat SPD’de federal seçim yarışına start verecek. SPD kurultayında eski Maliye Bakanı Peer Steinbrück’ün daha önce duyurulan başbakanlık adaylığı resmileşecek. Siyasi gözlemciler Steinbrück’ün Başbakan Merkel’e karşı şansının az olduğunu iddia ediyor. Kamuoyu araştırmalarına göre, halkın yüzde 36’sı Steinbrück’ü başbakan olarak görmek istiyor. Merkel’i tercih edenlerin oranı ise yüzde 54.