PEKIN —
Başkan Barack Obama Asya gezisi sırasında Japonya’ya, Çin ile arasındaki adalar gerginliği kızışırsa yardımına geleceği konusunda güvence verdi. Obama ayrıca Filipinler ile yeni bir askeri rotasyon anlaşması imzaladı. Bu gelişmeler bazılarının geziyi “Çin’i kuşatma turu” olarak tanımlamasına yol açtı. Amerika’nın Sesi Pekin muhabiri Bill İde’ın haberi.
Başkan Obama’nın Asya gezisi genellikle Amerika’nın bölgedeki güvenlik ve ekonomik bağlantılarını güçlendirme çabası olarak görülüyor. Bu da Pekin’de bazı çevrelerin Obama’nın neden Çin’i gezisine dahil etmediği sorusunu sormasına yol açtı.
Obama’nın Japonya ve Çin’e verdiği destek sözleri ise Çin medyasında gezinin, güvencelerin aksine Çin’in yükselişini durdurma amacı taşıdığı şeklinde algılandı.
Hong Kong Üniversitesi profesörlerinden Alejandro Reyes, Obama’nın Çin’deki bu algıyı değiştirmesinin kolay olmadığını söylüyor:
“Pekin’in geziye gösterdiği tepki olumsuzdu. Çinliler Obama’nın gezisini Amerika’nın asıl amacının Çin’i kuşatma olduğu görüşünü güçlendiren bir girişim olarak görüyor. Bence Obama’dan bu görüşü değiştirmesini beklemek zaten gerçekçi olmazdı.”
Çin medyasında yapılan yorumlarda Amerika başkanının Japonya ile serbest ticaret anlaşması imzalanması konusunda ilerleme sağlayamadığı ve Güney Kore-Japonya ilişkilerini düzeltmeyi de başaramadığı vurgulandı.
Çin’de yayınlanan resmi medya yorumlarında Amerika bölgede sorun çıkaran müttefikleriyle grup oluşturmaya çalışmakla suçlandı. Amerika’nın kendisini Çin’e yönelik bir güvenlik tehdidi olarak takdim ettiği de öne sürüldü.
Ancak Profesör Reyes kayıp Malezya uçağını arama çalışmaları ve Filipinler’de geçen yılki yıkıcı tayfun olayının bölgede daha güçlü bir Amerikan varlığı ve bölgesel güvenlik yapısına duyulan ihtiyacı gözler önüne serdiğini söylüyor:
“Amerika’nın bölgede yaptıkları tutarlı. NATO gibi bir güvenlik yapısına sahip olmayan bir bölge için ikili askeri ilişkilerin esas olması ve bunların geliştirilmesi gerekiyor.”
Profesör Amerika’nın aynı zamanda Çin’le de askeri ilişkilerini geliştirmesi gerektiğini vurguluyor.
Ancak Amerika’da bazı uzmanlar dikkatlerin çok fazla Çin üzerinde toplandığı, buna karşın Washington’un bölgedeki müttefiklerinin Amerika’ya ne kadar yarar sağladığı sorusu üzerinde fazla durulmadığı görüşünde.
Amerika’nın eski ticaret görüşmecisi Clyde Prestowitz de bunlardan biri:
“Çin, Japonya ve Kore, Filipinler ve Malezya için bir tehdit mi? Bence, hayır. Olsa bile bu Amerika için bir tehdit mi? Elbette değil. Cevap hayırsa, neden bu ülkelere koruma sağlıyoruz? Karşılığında Amerika ne yarar sağlıyor?”
Washington’un Asya’ya öncelik verme politikasının somut yararlarını ölçme tartışmaları önümüzdeki günlerde önem kazanacak. Washington savunma bütçesini daha da azaltırken Çin’in askeri harcamalarını arttırmaya devam etmesi bekleniyor.
Başkan Obama’nın Asya gezisi genellikle Amerika’nın bölgedeki güvenlik ve ekonomik bağlantılarını güçlendirme çabası olarak görülüyor. Bu da Pekin’de bazı çevrelerin Obama’nın neden Çin’i gezisine dahil etmediği sorusunu sormasına yol açtı.
Obama’nın Japonya ve Çin’e verdiği destek sözleri ise Çin medyasında gezinin, güvencelerin aksine Çin’in yükselişini durdurma amacı taşıdığı şeklinde algılandı.
Hong Kong Üniversitesi profesörlerinden Alejandro Reyes, Obama’nın Çin’deki bu algıyı değiştirmesinin kolay olmadığını söylüyor:
“Pekin’in geziye gösterdiği tepki olumsuzdu. Çinliler Obama’nın gezisini Amerika’nın asıl amacının Çin’i kuşatma olduğu görüşünü güçlendiren bir girişim olarak görüyor. Bence Obama’dan bu görüşü değiştirmesini beklemek zaten gerçekçi olmazdı.”
Çin medyasında yapılan yorumlarda Amerika başkanının Japonya ile serbest ticaret anlaşması imzalanması konusunda ilerleme sağlayamadığı ve Güney Kore-Japonya ilişkilerini düzeltmeyi de başaramadığı vurgulandı.
Çin’de yayınlanan resmi medya yorumlarında Amerika bölgede sorun çıkaran müttefikleriyle grup oluşturmaya çalışmakla suçlandı. Amerika’nın kendisini Çin’e yönelik bir güvenlik tehdidi olarak takdim ettiği de öne sürüldü.
Ancak Profesör Reyes kayıp Malezya uçağını arama çalışmaları ve Filipinler’de geçen yılki yıkıcı tayfun olayının bölgede daha güçlü bir Amerikan varlığı ve bölgesel güvenlik yapısına duyulan ihtiyacı gözler önüne serdiğini söylüyor:
“Amerika’nın bölgede yaptıkları tutarlı. NATO gibi bir güvenlik yapısına sahip olmayan bir bölge için ikili askeri ilişkilerin esas olması ve bunların geliştirilmesi gerekiyor.”
Profesör Amerika’nın aynı zamanda Çin’le de askeri ilişkilerini geliştirmesi gerektiğini vurguluyor.
Ancak Amerika’da bazı uzmanlar dikkatlerin çok fazla Çin üzerinde toplandığı, buna karşın Washington’un bölgedeki müttefiklerinin Amerika’ya ne kadar yarar sağladığı sorusu üzerinde fazla durulmadığı görüşünde.
Amerika’nın eski ticaret görüşmecisi Clyde Prestowitz de bunlardan biri:
“Çin, Japonya ve Kore, Filipinler ve Malezya için bir tehdit mi? Bence, hayır. Olsa bile bu Amerika için bir tehdit mi? Elbette değil. Cevap hayırsa, neden bu ülkelere koruma sağlıyoruz? Karşılığında Amerika ne yarar sağlıyor?”
Washington’un Asya’ya öncelik verme politikasının somut yararlarını ölçme tartışmaları önümüzdeki günlerde önem kazanacak. Washington savunma bütçesini daha da azaltırken Çin’in askeri harcamalarını arttırmaya devam etmesi bekleniyor.