Ekonomik durgunluktan en çok etkilenenlerden biri de eğitimleri için kredi alan ve bu kredileri geri ödeyemeyen üniversite mezunları. Amerikalı öğrenciler eğitimleri için ortalama 24 bin dolar borç alıyor. Bunların yüzde 14’ü geri ödenemiyor. Ancak Kentucky eyaletinin Berea kentindeki bir üniversiteye giden öğrencilerin eğitim borcu ödeme gibi bir sorunları yok.
Berea Üniversitesi’ndeki bu bilgisayar mühendisliği dersinin Amerika’daki diğer üniversitelerdeki bilgisayar mühendisliği derslerinden bir farkı yok. Ancak 4 yıllık lisans eğitimi 100 bin dolar olan bu üniversitede öğrencilerin para ödemesi gerekmiyor.
Berea’daki öğrenciler bir yandan okula giderken diğer yandan da okulun verdiği işlerde çalışıyor. Son sınıf öğrencisi Jane Tonello haftada 10 saat çalışan öğrencilerden. Okulda dokuduğu kumaşlar kampüsteki mağazalarda turistlere satılıyor. Tonello yakında sırtında borç yükü olmadan mezun olacak: ”Üniversiteden mezun olduktan sonra hayata taze bir başlangıç yapacağımı bilmek harika bir duygu. Benimle aynı durumda olan, üniversiteden borçsuz mezun olabilen çok az öğrenci var.”
Doktor olmak isteyen Tonello bu yıl sonunda tıp fakültesine başlamayı planlıyor. Dokumacılığın tıpla yakından uzaktan ilgisi yokmuş gibi görünse de Tonello yararlı beceriler edindiğini söylüyor: ”Doktorluk insanlarla ilgilenmeyi, bununla ilgili becerileri geliştirmeyi ve zamanı iyi kullanmayı gerektiriyor. Çalıştığım işte öğrendiklerimden çok da farklı değil.”
Berea Üniversitesi Çalışma İşleri Dekanı David Tipton, günümüzde işverenlerin iş başvurusu yapan adaylarda da bu becerileri aradığını söylüyor: ”Öğrencilerin ekip çalışması yapabilmesi, inisiyatif sahibi ve güvenilir olması, işe zamanında gelmesi gibi beceriler, her işverenin aradığı özellikler. Bunun gibi özelliklere her çalışanın sahip olması gerekiyor.”
Berea Üniversitesi 1850’lerde kurulduğunda Kentucky eyaletinde yaşayanların çoğu çiftçiydi. Öğrencilere okurken çalışma imkanı sunan program sayesinde yoksullar da üniversite eğitimi alabiliyordu. Günümüzde aynı program farklı bir amaca hizmet ediyor.
Tipton, ”Üniversiteye giden öğrencilerin çoğu hayatında hiç çalışmamış oluyor. Çalışmak onlar için yeni bir deneyim. Çoğuna, çalışmanın ne olduğunu anlamaları açısından temel eğitim veriyoruz” diyor.
Tamirattan tezgahtarlığa, öğrencilerin yapacakları işler okul tarafından belirleniyor. Öğrenciler daha sonra yüzden fazla iş arasında seçim yapıyor. Bunlar arasında dokumacılık ve marangozluk da var.
Berea, Amerika’da öğrencilere iş imkanı veren yedi üniversiteden biri. Ancak bu yakında değişebilir. Dekan Tipton, Berea’nın eğitim anlayışını benimseyen üniversite sayısının arttığını söylüyor: ”Kişiyi tepeden tırnağa eğitmek derken kafayı yani akademik eğitimi, elleri yani meslek eğitimini ve yüreği, yani hizmet aşkını ve kişinin karakterini eğitmekten bahsediyoruz.”
Çalışmanın hayatını dengelediğini söyleyen Tonella, dokumacılığın da zevkli bir uğraş haline geldiğini anlatıyor: ”Bilimsel yanımla yaratıcı yanımı dengeleyen bir uğraş bulmaktan çok memnunum. Okulda çalıştığım iş, derslerde çok fazla düşünmekten sıkıldığım zamanlarda iyi vakit geçirmemi sağlıyor.”
Amerika’daki yüksek eğitim kurumları Berea Üniversitesi’nin sunduğu modelden yararlanabilir. Georgetown Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre üniversiteler özel sektörün elemanlarında aradığı becerileri öğrencilerine verme konusunda pek de başarılı değil.