Erişilebilirlik

Amerikalı Tanığın Gözünden İsrail Baskını


Hafta başında İsrail’in müdahale ettiği Gazze’ye yardım filosunda emekli bir Amerikalı büyükelçi de bulunuyordu. 80 yaşının üzerindeki Edward Peck, Washington yakınlarında yaşıyor. İsrailli komandoları “korsan” diye tanımlayan emekli diplomat olay sırasında filodaki bir Yunan teknesinde olduğunu söyledi.

Edward Peck, İsrail askerlerinin gözaltından sonra ülkesine ilk geri dönen yardım eylemcilerinden biri. Yardım konvoyuna katılma nedeni, Hür Filistin Hareketi adlı San Francisco merkezli örgütün, konvoyda Amerikalı temsilcilerin de bulunmasını istemesi…

Peck gün doğmadan uyandığında İsrail askerlerinin çoktan içinde bulunduğu Yunan teknesine girdiğini ve insanları oturmaya zorladığını belirtiyor. Anlattıklarına göre üst güvertedekiler askerlere pasif direniş göstermiş ve küçük çaplı boğuşmalar yaşanmış. İsrailli komandolar bu teknede boya silahları ya da tazerler dışında başka silah kullanmamış.

Edward Peck Aşdod limanına indirildiklerinde karşılaştıklarını şöyle anlatıyor:

“Karaya çıkınca bana derhal sınırdışı edileceğimi söylediler. İsrail yasalarını ihlal etmişim. Hangi yasayı ihlal ettiğimi sordum. Ülkeye yasadışı yollardan girmişim. ‘Bir dakika’ dedim. Gemiyi açık denizde zorla ele geçirdiniz, bizi silah zoruyla İsrail’e gitmeye zorladınız. Şimdi benim ülkenize yasadışı girdiğimi mi iddia ediyorsunuz? Benim hiç de öyle niyetim yoktu.”

Bu tartışma Edward Peck’in sınırdışı edilmesine engel olamamış. İlk sınırdışı edilen grubun arasında olduğu için de Türk yolcularla görüşme fırsatı bulamadığını söylüyor.

Edward Peck İsrail’in yayınladığı ve askerlerinin saldırıya uğradığını iddia ettiği videoyu izlediğini belirtiyor. Amerikalı eylemci çatışmaları şöyle yorumluyor:

“Katıldığım birçok radyo ve televizyon programında bana hep yolcuların askerlere saldırıp saldırmadığı soruldu. Ben de ‘Hayır tam tersi oldu,’ diye yanıt verdim. Sonuçta 600 kadın ve erkek taşıyan, uluslararası sularda seyreden bir Türk gemisi… Ağır silahlarla donatılmış yabancı güçler gemiye saldırıyor, kaba kuvvetle gemiyi ele geçiriyor, İsrail’e gitmeye zorluyor. Yolcular gemiyi saldırıya karşı koruduklarını söylüyor. Herkes bana saldırganlara saldırılıp saldırılmadığını soruyor. Tabi ki eviniz istemediğiniz kişilerin saldırısına uğrarsa savunacaksınız. Onlar da gemilerini yasal olmayan bir saldırıya karşı koruyordu.”

Peki iyi niyetle başlayan bir yardım misyonunun bu şekilde sonuçlanmasını bekliyorlar mıydı? Edward Peck, “İsrail askerlerinin geçmemize izin vermesini bekleyecek kadar iyimserdik, ama böyle bir olay geçmişte pek olmadı,” diyor ve ekliyor:

“Teknemizde İsrail’in 1967 savaşı sırasında bombaladığı Amerikan donanma gemisinde yaralanan bir arkadaş vardı. Liberty adlı gemide 34 Amerikan askeri öldü, 170’i yaralandı. Bu arkadaş bize İsraillilerin hiç de farklı davranmayacağını söylemişti. Biz de ona göre pasif direniş hazırlığı yaptık. Ama yine de kimse ölüm ve yaralanmaların yaşandığı kanlı olayları beklemiyordu.”

Peck, Mavi Marmara’daki ölüm ve yaralanma olaylarını karaya inince öğrendiğini söylüyor. Çatışmalar biri Türk asıllı Amerikan vatandaşı olmak üzere dokuz Türk’ün ölümüyle sonuçlandı. Edward Peck, ölen Türkler için taziyelerini sunarken özellikle de başından dört kurşunla vurulan, 19 yaşındaki Amerikan vatandaşı Furkan Doğan’ın ölümünden dolayı çok üzgün olduğunu açıkladı.

Hafta başında İsrail’in müdahale ettiği Gazze’ye yardım filosunda emekli bir Amerikalı diplomat da bulunuyordu. 80 yaşının üzerindeki Edward Peck, Washington yakınlarında yaşıyor. İsrailli komandoları “korsan” diye tanımlayan emekli diplomat olay sırasında filodaki bir Yunan teknesinde olduğunu söyledi. Edward Peck yaşadıklarını Alparslan Esmer’e anlattı:

TEXT *Edward Peck, İsrail askerlerinin gözaltından sonra ülkesine ilk geri dönen yardım eylemcilerinden biri. Yardım konvoyuna katılma nedeni, Hür Filistin Hareketi adlı San Francisco merkezli örgütün, konvoyda Amerikalı temsilcilerin de bulunmasını istemesi…

Peck gün doğmadan uyandığında İsrail askerlerinin çoktan içinde bulunduğu Yunan teknesine girdiğini ve insanları oturmaya zorladığını belirtiyor. Anlattıklarına göre üst güvertedekiler askerlere pasif direniş göstermiş ve küçük çaplı boğuşmalar yaşanmış. İsrailli komandolar bu teknede boya silahları ya da tazerler dışında başka silah kullanmamış.

Edward Peck Aşdod limanına indirildiklerinde karşılaştıklarını şöyle anlatıyor:

ACT1

“Karaya çıkınca bana derhal sınırdışı edileceğimi söylediler. İsrail yasalarını ihlal etmişim. Hangi yasayı ihlal ettiğimi sordum. Ülkeye yasadışı yollardan girmişim. ‘Bir dakika’ dedim. Gemiyi açık denizde zorla ele geçirdiniz, bizi silah zoruyla İsrail’e gitmeye zorladınız. Şimdi benim ülkenize yasadışı girdiğimi mi iddia ediyorsunuz? Benim hiç de öyle niyetim yoktu.”

Bu tartışma Edward Peck’in sınırdışı edilmesine engel olamamış. İlk sınırdışı edilen grubun arasında olduğu için de Türk yolcularla görüşme fırsatı bulamadığını söylüyor.

Edward Peck İsrail’in yayınladığı ve askerlerinin saldırıya uğradığını iddia ettiği videoyu izlediğini belirtiyor. Amerikalı eylemci çatışmaları şöyle yorumluyor:

ACT2

“Katıldığım birçok radyo ve televizyon programında bana hep yolcuların askerlere saldırıp saldırmadığı soruldu. Ben de ‘Hayır tam tersi oldu,’ diye yanıt verdim. Sonuçta 600 kadın ve erkek taşıyan, uluslararası sularda seyreden bir Türk gemisi… Ağır silahlarla donatılmış yabancı güçler gemiye saldırıyor, kaba kuvvetle gemiyi ele geçiriyor, İsrail’e gitmeye zorluyor. Yolcular gemiyi saldırıya karşı koruduklarını söylüyor. Herkes bana saldırganlara saldırılıp saldırılmadığını soruyor. Tabi ki eviniz istemediğiniz kişilerin saldırısına uğrarsa savunacaksınız. Onlar da gemilerini yasal olmayan bir saldırıya karşı koruyordu.”

Peki iyi niyetle başlayan bir yardım misyonunun bu şekilde sonuçlanmasını bekliyorlar mıydı? Edward Peck, “İsrail askerlerinin geçmemize izin vermesini bekleyecek kadar iyimserdik, ama böyle bir olay geçmişte pek olmadı,” diyor ve ekliyor.

ACT3

“Teknemizde İsrail’in 1967 savaşı sırasında bombaladığı Amerikan donanma gemisinde yaralanan bir arkadaş vardı. Liberty adlı gemide 34 Amerikan askeri öldü, 170’i yaralandı. Bu arkadaş bize İsraillilerin hiç de farklı davranmayacağını söylemişti. Biz de ona göre pasif direniş hazırlığı yaptık. Ama yine de kimse ölüm ve yaralanmaların yaşandığı kanlı olayları beklemiyordu.”

Peck, Mavi Marmara’daki ölüm ve yaralanma olaylarını karaya inince öğrendiğini söylüyor. Çatışmalar biri Türk asıllı Amerikan vatandaşı olmak üzere dokuz Türk’ün ölümüyle sonuçlandı. Edward Peck, ölen Türkler için taziyelerini sunarken özellikle de başından dört kurşunla vurulan, 19 yaşındaki Amerikan vatandaşı Furkan Doğan’ın ölümünden dolayı çok üzgün olduğunu açıkladı.
XS
SM
MD
LG