Erişilebilirlik

18 Haziran Amerikan Basınından Özetler


18 Haziran Amerikan Basınından Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:03:39 0:00

Los Angeles Times, Texas-Meksika sınırında Orta Amerika'dan gelen kaçak göçmenlerin tutulduğu bir merkezde yaşananların ayrıntılarını ana sayfasından veriyor. Gazete, bir süredir Amerikan kamuoyunda büyük tartışma yaratan bir uygulamanın Texas'taki kaçak göçmen toplama merkezinde nasıl uygulandığını anlatıyor ve son durumu aktarıyor. Trump Yönetimi'nin ”Sınırda Sıfır Tolerans” uygulaması uyarınca Amerika'ya kaçak giriş yapan anne ve babaların çocuklarından zorla ayrılması, Amerikan toplumunun birçok kesiminde büyük tepki çekiyor. Yetkililerse aileleri çocuklarından ayırmanın kaçakları caydırmak açısından gerekli bir uygulama olduğunu savunuyor. Öte yandan haftasonunda Teksas'taki Rio Grande Vadisi kaçak göçmen toplama merkezinin önünde bir araya gelen Kongre üyeleri ve göçmen hakları savunucuları, aileleri birbirinden ayırmanın acımasız bir uygulama olduğunu a ve buna derhal son verilmesi gerektiği çağrısında bulundu. 2014'te açılan Rio Grande Vadisi merkezine şimdiye kadar sınırda kaçak yakalanan 108 bin göçmen getirildi. Merkezi ziyaret eden Los Angeles Times muhabirinin haberine göre burada gözaltında tutulanların kaçmasını engellemek için merkezin içinde tel örgüden yapılmış kafesler bulunuyor. Gazete, Trump Yönetimi'nin sıfır tolerans politikasının yürürlüğe girmesinden bu yana merkeze getirilen bin 174 çocuğun anne babalarından ayrıldığı, bunların bir kısmının birkaç saat içinde ailelerine iade edildikleri, ancak geri kalanının tek başlarına ne kadar tutulduğunun bilinmediğini yazıyor.

Washington Post ise kaçak göçmenlerle ilgili sıfır tolerans uygulaması konusunda eski First Lady Laura Bush'un kaleme aldığı bir makaleye yer veriyor. Laura Bush, İç Güvenlik Bakanlığı'nın 19 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında yaklaşık 2 bin çocuğu ailelerinden ayırarak toplama merkezlerine gönderdiğini hatırlatıyor ve ‘sıfır tolerans’ politikasını ‘zalimce ve ahlaka aykırı’ bulduğunu söylüyor. Eski Başkan’ın eşi, uygulamayı İkinci Dünya Savaşı sırasında Japon asıllı Amerikan vatandaşlarının toplama kamplarında tutulmasına benzetiyor. Bush, makalesine şöyle devam ediyor: ”Bu uygulamanın nedeni, sınırda sıfır tolerans politikası. Ben de sınır eyaletinde yaşıyorum. Sınırlarımızı korumamız gerektiğinin farkındayım, bunu anlıyorum, ancak sıfır tolerans, zalimce ve ahlaka aykırı bir uygulama. Ve bu uygulama yüreğimi incitiyor. Hükümetimiz bu çocukları depolarda toplama, sınır kenti El Paso dışında çölde kurulan çadırlara yerleştirme işinden vazgeçmeli. Bu görüntüler, İkinci Dünya Savaşı'nda Japon asıllı Amerikan vatandaşlarının toplandığı kampları akıllara getiriyor, ki o dönem, Amerikan tarihinin en utanç verici sayfalarından biriydi. Amerikan toplumu ahlaklı ve kapsayıcı olmakla övünen bir toplumdur. Dünyanın dört bir yanında yaşanan felaketlere yardım göndeririz. Eğer gerçekten ahlaklı olduğumuzu düşünüyorsak o zaman aileleri çocuklarından ayırmaktan vazgeçmeliyiz. Göçmenlik sistemimizin iyi işlemediği konusunda fikir birliği içindeyiz. Ancak sıfır tolerans, buna verilecek yanıt değildir.”

Washington Post bugün ayrıca Suudi Arabistan'daki kadınların durumuyla ilgili bir ana sayfa haberi yayınlamış. Gazete, Suudi Arabistan'da Veliaht Prens Muhammed Bin Selman'ın başlattığı sosyal değişimin ön saflarında kadınların yer aldığını, sosyal reformlardan en çok kadınların yararlandığını kaydediyor. Habere göre bir zamanlar saç telinin gözükmesi hapis cezasına varabilecek bir suç olarak değerlendirilirken şimdi kamuya açık alanlarda kadınlarla erkekleri birbirinden ayıran çizgilerin eskisi kadar keskin olmadığı gözleniyor. Hükümetin kadınların özel hayatlarının üzerinden elini yavaş da olsa çekmeye başladığı da Suudi Arabistan'da yaşanan değişimin bir parçası. Bunun en önemli göstergesi, 24 Haziran'dan itibaren kadınların da araç kullanma hakkı elde etmesi. Ancak bu reformlar, siyaset özgürlüğünü kapsamıyor. Araç kullanma hakkı elde etmek için gösteri yapan ve aralarında yedi kadının bulunduğu 14 kişinin geçen ay tutuklanması, topluma, sosyal değişikliklerin sadece hükümetin halka bahşedeceği birer hak olduğu mesajını verir nitelikte. Kadınların seyahat etmek, çalışmak, hatta dışarıya çıkmak için bir erkeğin iznini almak zorunda olması gibi bazı katı kuralların değiştirilmesininse şimdilik mümkün olmadığını görmek zor değil. Uzmanlar, sadece devletin belirlediği alanlarda reform yapılacağının altını çiziyor. Ancak Cidde gibi daha liberal sayılabilecek bazı kentlerde kadınların şimdiden baş örtüsünü çıkardığı, hatta bazı kafe ve restoranların erkeklerle aileler için ayrı bölümler oluşturma uygulamasını kaldırdığı görülüyor. Oysa aşiret geleneklerinin ve muhafazakarlığın hüküm sürdüğü Riyad'da Veliaht Prens'in artık zorunlu olmadığı açıklamasına rağmen kadınların çok büyük çoğunluğunun peçe takmaya ve abaya giymeye devam ettiği görülüyor.

New York Times ise Afganistan'da Taleban ve hükümet arasında sadece üç gün süren ateşkesin sonunun kanlı olduğunu bildiriyor. Gazete, Afgan Hükümeti'nin dün Taleban'ı ateşkes süresinin uzatılması konusunda son dakikada yaptığı girişimlerin sonuç vermediğini yazıyor. Habere göre Pakistan'ın Ketta kentindeki liderleriyle uzun bir toplantı yapan Taleban savaşçıları, savaşmaya geri döneceklerini bildirdi. Yapılan açıklamada yabancı güçlerin bölgeyi terk etmesi ve Taleban'ın sadece Amerika'yla doğrudan müzakere edeceği isteği yinelendi. Afgan Hükümeti ise askerlerine, Taleban saldırılarına karşı hazırlıklı olmaları emri verdi. Birçok uzman ve yetkili, ateşkes sona erer ermez şiddetin dozunun yükseleceğini beklediklerini söylüyordu. İstihbarat raporlarıysa saldırıların büyük kentlerde, intihar saldırıları şeklinde olabileceğini kaydediyor.

XS
SM
MD
LG