New York Times, ABD Temsilciler Meclisi’nin Çin mallarına yeni gümrük vergisi uygulanmasına olanak tanıyan tasarıyı kabul etmesinin bir ticaret savaşına yol açabileceğini yazıyor. Gazete, bu konuda şu görüşlere yer veriyor:
“Gümrük vergileri, Pekin’in tavrının değişmesine yol açabilir. Ancak, Çin’in misillemeye gitmesi de aynı ölçüde mümkündür. Olası bir ticaret savaşı, İran ve Kuzey Kore’nin nükleer silah edinmesini önleme çabalarına darbe vurmakla kalmaz, dünya ticareti için de felaket olur. Çin’e karşı, imalat sektörleri büyük zarar gören ülkelerin desteğini almaya çalışmak daha etkili bir strateji olacaktır. Çin’in, izlediği kur politikasının çok istediği küresel etkinlik kazanma çabasına zarar verdiğini anlaması gerekiyor. Temsilciler Meclisi’ndeki oylamaya saatler kala Çin Merkez Bankası kur esnekliğini artıracağını ve kur belirleme mekanizmasını aşamalı olarak değiştireceğini açıkladı. Çin, daha önce de benzer sözler vermişti. Bu nedenle, Amerika’nın ve diğer ülkelerin hep birlikte davranarak Çin’e daha fazla baskı uygulaması gerekiyor.”
USA Today ise Çin’le bir ticaret savaşının kaçınılmaz olduğunu öne sürüyor. Gazete, Amerika’nın bu savaşta başarı kazanmak için diğer ülkelerle birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguluyor:
“Çin’e karşı geniş çaplı bir koalisyon oluşturmak kolay olmayacak. Yaşadığı borç krizi nedeniyle Avrupa’nın Çin’le çatışma isteği azalmış görünüyor. Latin Amerika’nın Çin’e karşı tavrı değişkenlik arz ediyor. Asya ülkelerinin Çin’le kur politikasıyla ilgisi olmayan başka sorunları var. Ancak Çin, manipülasyon politikasında ısrar ederse, diğer ülkeler de buna karşı birleşecektir. Ancak bu arada Amerika’nın da kendisinin sorgulaması gerekiyor. Asya ülkeleri tasarruf ve yatırıma yönelirken, Amerika tüketime ve borca dayalı bir ekonomi kurdu. Bunun sonucu, kronik dış ticaret açığı oldu. Amerika, artık kendi olanaklarıyla yaşamayı öğrenmelidir. Bu da Amerika’nın Çin’e olan borcunu azaltacak ve Çin’in manipülasyon yapmasını zorlaştıracaktır."
Washington Post, Amerika’nın her tarafında yoksulluğun giderek arttığına dikkat çekiyor. Gazete, böyle bir ortamda Senato’nun yoksullara istihdam sağlamayı amaçlayan bir programı uzatmamasını eleştiriyor:
“Yoksulluk verileri, sosyal güvenlik programlarının da önemini ortaya koyuyor. Örneğin, Bütçe ve Politika Öncelikleri Merkezi’nin verilerine göre, 2009’da 3,7 milyon kişi yoksulluk sınırının altına düştü. Eğer işsizlik ödeneklerinin süresi uzatılmasaydı, 3,3 milyon kişi daha yoksulluk sınırının altında yaşıyor olacaktı. Perşembe günü, teşvik paketinin bir parçası olarak 250 bin düşük gelirli ebeveynin ve gencin özel sektörde istihdamını sağlayan bir programın süresi sona erdi. Temsilciler Meclisi, 2,5 milyar dolarlık bir ek bütçeyle programın bir yıl uzatılmasını kabul etti. Ancak Senato bu uzatma kararını engelledi. Böylesine başarılı bir programın, yoksullukla ilgili bütün verilere rağmen uzatılmaması, üzüntü vericidir.”
Christian Science Monitor, NATO helikopterlerinin Pakistan askerlerini öldürmesinin bu ülkede büyük tepkiye yol açtığını hatırlatıyor. Gazete, bu olayın Pakistan-Amerika ilişkilerini olumsuz etkilediğini de ekliyor:
“Pakistan İçişleri Bakanı Rahman Malik, sınır ötesi saldırı sonrasında ‘dost mu düşman mı olduğumuzu anlamak zorundayız’ dedi. Aslında Amerika ve Pakistan ne dost, ne de düşman. Bu iki ülke, güvensizliğin kuşattığı tedirgin bir ittifaka zorlanmış durumda. Bu güvensizlik de Afganistan Savaşı’na ve küresel İslami terörle mücadeleye zarar verebilir. İki ülkenin bu sınır ötesi operasyonla ilgili anlaşmazlığı, geçmişteki benzer olaylarda olduğu gibi arkada bırakması gerekiyor. Bunun için de detayları konuşmaları ve birbirlerinin ortak çıkarlarını öne çıkartmaları gerekiyor. Ve eğer Pakistan sınır ihlallerinin azalmasını istiyorsa, Taleban’la mücadele konusunda daha kararlı hareket etmelidir.”