Erişilebilirlik

1 Şubat Amerikan Basınından Özetler


Washington Post Mısır’daki protesto gösterilerinin, Batı’da yanlış bilgilenmekten kaynaklanan kaygılara yol açtığını öne sürüyor. Gazete, gösterilerde İslamcılardan çok laik grupların etkili olduğunu vurguluyor:

“Müslüman Kardeşler, Mısır’daki en örgütlü muhalif güç olmakla birlikte, şu ana kadar gösterilerde küçük bir rol oynadı. Uzun vadede Mısır’da İslamcı bir yönetim kurulması, demokratikleşme ve ülkenin modernleşmesi çağrısında bulunan, büyük bir kısmı laik orta sınıflardan gelen göstericilerin talepleriyle çelişecektir. Mısır’da son elli yılda serbest bir seçim yapılmadığı için, İslamcıların böyle bir seçimde ne kadar başarılı olabileceğini hiç kimse bilmiyor. Ancak birçok Mısırlı uzman, İslamcı partinin oyların sadece küçük bir kısmını alabileceğini ve kısa vadede İslamcıların iktidara gelmesinin pek mümkün olmadığını düşünüyor. Uzun vadede ise, böyle bir ihtimale karşı alınabilecek en iyi önlem, iyi örgütlenmiş ve dinamik laik partilerdir. Bu da ancak, mevcut otoriter rejimin devrilmesiyle sağlanabilir.”

Los Angeles Times Amerika’nın Mısır’daki gelişmelere müdahale etmemesi gerektiğini belirtiyor. Gazete, Mısır halkının kendi kaderini kendisinin çizmesi gerektiğini savunuyor:

“Her ne kadar bazı İslamcı partilerden daha ılımlı olsa da, Washington hükümetin Müslüman Kardeşler’in eline geçmesine sıcak bakmıyor. Pentagon da, hiç kuşkusuz, Mısır ordusuyla kurduğu ilişkileri sürdürmek isteyecektir. Ayrıca Obama yönetimi de, Mübarek’in devrilmesi durumunda Mısır-İsrail barış antlaşmasının ve Mısır’ın İsrail-Filistin görüşmelerindeki arabulucu rolünün geleceğinden kaygı duyacaktır. Mısır’daki krizin nasıl sonuçlanacağını bekleyen Amerika’nın bütün bu gelişmelere kayıtsız kalmasını beklemek saflık olur. Ancak bütün bu kaygılar, Mübarek’ten yana veya ona karşı tavır almayı ya da Mübarek’in yerine gelecek ismi belirleme çabasına girmeyi haklı çıkarmaz. Bu tarihi ayaklanmayı Mısırlılar başlattı, nasıl sonuçlanacağına da onlar karar vermelidir.”

Wall Street Journal Mısır’daki gelişmelerin Türkiye açısından ekonomik riskler taşımakla birlikte, Ankara’nın Ortadoğu’daki diplomatik etkinliğini artıracak bir fırsat olduğunu yazıyor. Haberde şu görüşlere yer veriliyor:

“Tunus, Mısır ve Yemen’deki rejim karşıtı protestolar, Türkiye’nin demokratik özgürlükler ile dini birleştirme konusundaki göreceli başarısını öne çıkartıyor. Dolayısıyla, Avrupa Birliği üyesi olmak için çaba harcayan Türkiye, yakında demokrasi ile İslami bir yönetim arasında bir tercih yapmak zorunda kalabilecek olan ülkeler için bir model olabilir. Uzmanlar, böyle bir gelişmenin Türkiye’nin Ortadoğu’daki etkinliğini daha da artırabileceğini belirtiyor. Washington da bu görüşe sempatiyle yaklaştığı izlenimi veriyor. Ancak Türkiye’nin, hızla büyümesine rağmen, hala yatırımcıların duyarlılığındaki ani değişimler karşısında kırılgan olan ekonomisindeki sorunları acilen çözmesi gerekiyor. Ekonomistler, petrol fiyatlarının artması veya bölgesel bir risk oluştuğu düşüncesiyle yatırımcıların Türkiye’ye akan sıcak parayı çekmesi halinde Türk ekonomisinin zarar görebileceğini kaydediyor.”

Christian Science Monitor de Türk ekonomisinin gidişini kaygı verici bulan bir yoruma yer veriyor. Andreas Hoffman imzalı makalede Merkez Bankası’nın olası bir krize karşı aldığı önlemlere şüpheyle yaklaşılıyor:

“Merkez Bankası önce faiz oranlarını indirdi ardından da bankaların zorunlu karşılık oranlarını yükseltti. Ne yazık ki, bu alışılmamış kararlar için geç kalınmış görünüyor. Kolay yatırım peşinde koşan para, devalüasyona karşı da son derece duyarlıdır. Merkez Bankası’nın faiz indirme kararından sonra Türk lirasının değer kaybetmesi yabancı yatırımcıların ellerindeki portföyleri satmasına yol açtı ve borsa % 20 değer kaybetti. Yani, Türk yetkililerin, para çıkışı riskini göze almadan sıcak para girişini durdurmaları mümkün değil. Tam anlamıyla köşeye sıkışmış durumdalar. Umarız, Türkiye’nin yaşadığı bu türbülans, açık ve güneşli bir gökyüzünde sadece küçük bir buluttur.”

XS
SM
MD
LG