Wall Street Journal Fransa Dışişleri Bakanı Berdnard Kouchner’in Avrupa Birliği ile ilişkiler konusunda Ankara’ya istediği desteği vermediğini yazıyor. Haberde, Türkiye-AB ilişkilerinin geleceğine ilişkin karamsar bir tablo çiziliyor:
“Kouchner, Ankara’nın AB ile müzakereleri canlandırmak amacıyla başlattığı girişimin ardından Türkiye’yi ziyaret eden bir dizi Avrupalı liderin sonuncusu oldu. Başta Başbakan Erdoğan olmak üzere Türk yetkililer, Türkiye’nin daha önce hiçbir aday ülkenin karşılaşmadığı biçimde ayrımcılığa tabi tutulduğunu öne sürerek, dondurulmuş olan müzakere başlıklarından bazılarının yeniden açılmasını istiyor. Gelişmeleri yakından izleyen kaynaklar ise, bir yandan Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki kararlılığını sorguluyor, bir yandan da Ankara’nın süreci canlandırma girişiminin başarılı olmasının bir mucizeye bağlı olduğunu belirtiyor. Amerika ve bazı Avrupa ülkeleri ise, AB üyeliğinin Türkiye’yi kalıcı bir biçimde Batı’ya bağlayacağını ve İslam dünyasıyla sağlam bir köprü kurulacağını düşünüyor.”
Washington Post hafta sonu yapılan Uluslararası Para Fonu toplantısının bir kur savaşına sahne olduğunu belirtiyor. Gazete, toplantının ardından yeni bir ticaret savaşı ihtimalinin arttığını vurguluyor:
“IMF toplantısı bittiğinde, herkes için yıkıcı sonuçlar doğuracak bir devalüasyon yarışına başlanacağı düşüncesi daha da güç kazandı. Bunun nedeni ise çok basit; Amerika’dan, Japonya’ya ve Brezilya’ya kadar bütün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ihracatlarını artırarak büyümeye çalışıyorlar. Ancak Çin’in, para birimi Yuan’ın değer kazanmasına karşı çıkması, buna olanak tanımıyor. Bu da tıpkı 1930’lardaki gibi yıkıcı bir ticaret savaşını tetikleyecek şekilde, herkesin kendi para birimini devalüe etmesi düşüncesini gündeme getiriyor. Geçen hafta sonu, bu senaryoyu geçersiz kılacak hiçbir adım atılmadı.”
USA Today açık denizlerdeki petrol arama çalışmalarına getirilen yasağın, gerekli güvenlik önlemlerinin alınması koşuluyla kaldırılmasını doğru buluyor. Gazete, yasağın amacına ulaştığını savunuyor:
“Sondaj yasağının Meksika Körfezi bölgesine mali açıdan verdiği zarar ve Amerika’nın yerli petrole duyduğu ihtiyaç düşünüldüğünde, bu verimli bölgedeki sondaj çalışmalarının yaratabileceği riski almak gerekiyor. Elbette ki, çevreci örgütlerin istediği biçimde güneş ve rüzgâr gibi yeşil enerji kaynakları, petrol sondajına ihtiyaç bırakmasaydı, çok daha iyi olurdu. Ancak Amerika daha o noktaya ulaşmadı. Açık denizler, petrol bulmak için en uygun bölgeler olmaya devam ettiği sürece, yeni güvenlik önlemleri de hayata geçirilerek, sondaj çalışmaları sürdürülmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.”
Christian Science Monitor emeklilik yaşını yükseltmeye çalışan Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’yi bütün ülkelere örnek gösteriyor. Gazete, Amerikalı yöneticileri de Fransa örneğinden ders çıkartmaya çağırıyor:
“Amerikan Sosyal Güvenlik Sistemi bu yıl, 1983’ten bu yana ilk kez, topladığı primden daha fazla ödeme yapacak. 2037 yılında Sosyal Sigorta’nın ihtiyat varlıkları bitmiş olacak ve sistemin gelirleri, giderlerin sadece % 75’ini karşılayabilecek. Amerika’da eyaletlerin ve yerel yönetimlerin emeklilik fonlarının üç trilyon dolar açığı var. Kaliforniya Valisi Arnold Schwarzenneger’in emeklilik reformunda ısrarcı olmasının nedeni budur. Bu yıl benzer bir şekilde 15 eyalet emeklilik maliyetlerini azaltmak için harekete geçti. Washington da, bu gidişata ayak uyduracak mı? Emeklilik reformu için ne kadar çok zaman kaybedilirse, reform o kadar zor ve pahalı olacaktır.”