New York Times başkan Obama’nın Kongre’ye sunduğu 2012 bütçe teklifini genel hatlarıyla olumlu buluyor. Ancak gazete, bütçe tasarısının Cumhuriyetçilerin açıkladığı önceliklerle çeliştiğine de dikkat çekiyor;
“Obama’nın sunduğu tasarı, bütçe açığını azaltma sürecini başlatacak ancak ekonominin düzelmesine zarar vermeyecek dengeleri içeriyor. Bütçe açığını kalıcı biçimde azaltabilmek için ise hem sağlık ve sosyal güvenlik sisteminde reforma gitmek, hem de hükümetin görevleri ile gelirleri arasında denge sağlayacak bir bütçe artışı yapmak gerekecek. Obama’nın bütçe tasarısı bu büyük sorunların doğrudan çözümünü içermiyor. Ancak böyle bir çözüme ulaşabilmek için de bu konuyu görüşebilecek bir muhatap gerekiyor. En azından şimdilik, Kongre’deki Cumhuriyetçi liderler arasında Obama’nın bu konuda muhatap olabileceği birisi bulunmuyor. Son bütçe tasarısı bir tartışmanın başlaması ve uzlaşmanın sağlanabilmesi için iyi bir başlangıç noktası oluşturuyor. Tabii bunun için Cumhuriyetçilerin de sürece katılmayı istemesi gerekiyor.”
USA Today Obama’nın açıkladığı bütçe tasarısının Amerikan maliyesinin yapısal sorunların çözmekten uzak olduğunu savunuyor. Gazete, Obama’nın siyasi bir riske girmekten kaçındığını öne sürüyor;
“Başkanların siyasi risk üstlenmediği dönemlerde, bütçe açığının ciddi biçimde azaltılması mümkün olmuyor. Başkan Bush, 1990’da yeni vergi koymama sözü verdiğinde ve başkan Clinton 1993’de bütçe açığını azaltacak kapsamlı önlemler aldığında büyük bir risk üstlenmişlerdi. Her ikisi de bunun siyasi bedelini ağır biçimde ödediler. Ancak onların bu cesur tavırları,1998’den 2001’e kadar dört yıl boyunca bütçenin denkleştirilmesini sağladı. Gelinen noktada, Obama’nın borç tehdidini çok fazla önemsemediğini veya 2012 seçimlerine kadar beklemeyi tercih ettiğini düşünmemek elde değil. Her iki tavır da utanç vericidir ve ekonomik açıdan risklidir…”
Boston Globe başkan Obama’nın Mısır’daki halk ayaklanması sırasında zor bir sınavı başarıyla geçtiğini yazıyor. Gazete, ayaklanmaların diğer ülkelere de yayılmasıyla, Obama’yı çok daha zor bir görevin beklediğini vurguluyor;
“Obama’nın şimdi hassas bir denge içinde hareket etmesi gerekiyor. Obama, hem Arap dünyasını ve İran’ı sarsan demokratik gençlik hareketinin yeni diktatörler ve teokratlar tarafından yolundan saptırılmayacağına, hem de Amerika’nın çıkarlarının yeni halk egemenliği dalgasıyla uyumlu olacağına güvenmek zorunda. Obama, yolsuzluğa bulaşmış, baskıcı yönetimlerden kurtulmak isteyen milyonları, Amerika’nın eski dostlarıyla değil kendileriyle davranacağına ikna etmelidir. Amerika belki, diktatörleri desteklediği dönemde olduğu gibi kolay bir destek bulamayacak. Ama Obama yine de, Amerikan halkına diğer ülkelerde demokrasinin gelişmesinin Amerika’nın çıkarına olduğunu anlatmalıdır.”
Christian Science Monitor IBM’in geliştirdiği süper bilgisayar Watson’un, Jeopardy’deki yarışta insan rakiplerini yenebileceğini kaydediyor. Ancak gazete, bu durumda bile bundan insanlığın kazançlı çıkacağını vurguluyor;
“Yapılan testlerde, Watson rakiplerinin büyük bir kısmını yenmeyi başardı. Ancak Watson bu nihai müsabakayı kazansa bile, karşılaşmanın asıl galibi insanlık olacaktır. Bu sayede, zekânın beyin dalgaları, duyular ve duygularla sınırlı, sadece insana özgü bir kavram olmadığı bir kez daha anlaşılacaktır. Watson gibi daha akıllı makineler üretmek, insan zekâsını test etmenin değil, daha da geliştirmenin bir yöntemidir. Bunlar, bizim yerimizi alacak değil, bizim düşüncemizi daha da yüceltecek makinelerdir. Zekâ nedir sorusunun cevabı, tıpkı Jeopardy’nin sonsuz oyunundaki gibi, hep daha fazla cevap aranmasında yatmaktadır.”