Washington Post, Çin Devlet Başkanı Hu Jintao’nun ülkesinin insan hakları konusundaki eksiklerini itiraf ettiğini belirtiyor. Gazete, Çin lideriyle Beyaz Saray'da görüşen ABD Başkanı Obama’nın ise Çin rejimini savunan açıklamalar yaptığını öne sürüyor:
“Çin’in kendi halkının haklarını çiğnemesinin iki ülke arasındaki ilişkileri nasıl etkilediği sorulduğunda, liderlerden biri, kayıtsız bir tavır takınarak Pekin yönetimi adına mazeretler sıraladı. İnsan hakları konusundaki anlaşmazlığın diğer önemli konulardaki işbirliğini engellemediğini söyledi. Diğer lider ise, net bir şekilde, Çin’de insan hakları alanında daha yapılması gereken çok şey olduğunu söyledi. Ne yazık ki, konuşan ilk lider Obama’ydı, daha dürüst açıklamaları ise Hu Jintao yaptı. Hu, en azından demokrasi yönünde adım atılması gerektiğini resmen kabul etti. Obama’nın aynı tavrı göstermemesi başkanın, diktatörlüğe karşı Hu’dan daha hoşgörülü olduğu yönünde bir görüntü oluşmasına yol açtı.”
Boston Globe, Lübnan’daki hükümet krizinin Suriye ile Amerika arasında doğrudan ilişkilerin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu savunuyor. Gazete, bu nedenle Obama’nın Şam’a büyükelçi atamasına destek veriyor:
“Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu'nun Cumhuriyetçi Partili yeni başkanı Ileana Ros-Lehtinen, Robert Ford’un büyükelçi olarak atanmasını, Suriye yönetimine verilen büyük bir taviz olarak tanımladı. Oysa durum hiç de öyle değil. Suriye’nin İran ile ittifakını bozmak, Suriye-İsrail barışını desteklemek ve Lübnan’ın kendi iç sorunlarını Suriye hegemonyası olmadan çözmesini sağlamak hem Amerika’nın hem de Ortadoğu’daki müttefiklerinin çıkarınadır. Washington'un bu hedeflerine ulaşabilmesi için, Esad yönetiminin güçlü ve zayıf yanlarını, gizli düşüncelerini Şam’dan bildirecek bir büyükelçiye ihtiyacı var.”
Christian Science Monitor, dünyada gıda fiyatlarındaki artışa dikkat çekiyor. Gazete, Tunus ve Cezayir’deki protesto gösterilerinde gıda fiyatlarındaki artışın da etkili olduğunu öne sürüyor:
“Dünya nüfusunun önümüzdeki 40 yıl içinde altı milyardan dokuz milyara yükselmesi bekleniyor. Bu kadar çok insanın beslenmesini etkileyen değişik faktörler var. İklim değişikliği, zirai alanların biyoyakıt üretimine ayrılması, hükümetlerin piyasalara müdahalesi bunlardan bazılarıdır. Ortada farklı sorunlar bulunması, farklı çözüm yönetmelerini de gerektiriyor. Ürün miktarını artıran tohumların daha yaygın kullanılması, başta Afrika olmak üzere kalkınmakta olan ülkelerin kendi yetiştirdikleri ürünlere daha fazla önem vermesi, sulama ve ulaştırma yatırımlarına destek verilmesi ilk akla gelen önlemler… Gıda fiyatlarındaki artışlar, bütün dünyanın bu uzun vadeli soruna daha fazla dikkat etmesi gerektiğini gösteriyor.”
USA Today gazetesi, Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi’nde sağlık reformunun iptalini öngören bir tasarıyı kabul ettiklerini hatırlatıyor. Gazete, reformun iptal edilmesinin sağlık alanındaki sorunları çözmeyeceğini vurguluyor:
“Eğer yeni Kongre gerçekten verimli olmak istiyorsa, sağlık reformunun tamamlanmamış boyutları üzerinde birlikte çalışmalıdır. Sağlık harcamalarının ve sağlık sigortası primlerinin sürdürülemez biçimde yükselmesini önlemenin bir yolunu bulmalıdır. Ancak Kongre ne yaparsa yapsın, mevcut tablonun tam bir felaket olduğu gerçeğini hiç kimse göz ardı etmemelidir. Sağlık reformu, bu tabloyu değiştirmek için atılan kayda değer bir adımdı. Şimdi bu reformu ortadan kaldırmak yerine, onu daha ileriye götürmek en doğru yoldur.”