Erişilebilirlik

4 Ocak Amerikan Basınından Özetler


New York Times AB dönem başkanı Macaristan’da yürürlüğe giren basın yasasını, komünist dönemin sansür uygulamasına benzetiyor. Gazete, başbakan Viktor Orban’ı otoriter bir yönetim kurmaya çalışmakla suçluyor;

“Geçen yıl yapılan seçimlerde parlamentodaki koltukların üçte ikisini kazanan Orban’ın partisi, iktidar mücadelesinde bununla yetinmiyor. Demokrasiyi bir tek parti yönetiminden korumayı amaçlayan bütün kurumsal denetim mekanizmalarına karşı kapsamlı bir savaş yürütüyor. Ancak Macar halkı bu gidişi sessizce kabul etmeye yanaşmıyor. Yeni basın yasasının geçen ay parlamentoda kabul edilmesinin ardından, birçok gazete ilk sayfalarını boş bırakarak yasayı protesto etti. Bu gazetelerin güçlü ve sürekli bir uluslararası desteğe ihtiyacı var. Orban unutmuş olabilir ancak Macaristan’ın trajik tarihi Macar halkına özgür basının ve hükümetin denetlenmesinin çantada keklik olmadığını öğretti.”

Washington Post ise Beyaz Rusya’daki otoriter gelişmelere dikkat çekiyor. Gazete, Obama yönetiminden Aleksandır Lukaşenko yönetiminin muhalefete uyguladığı baskılara sert tepki göstermesini istiyor;

“Obama yönetimi ve Avrupalı müttefikleri Beyaz Rusya’daki muhalefe uygulanan baskıları sert bir dille kınadı. Ancak yapılan açıklamaların ardından, Lukaşenko’ya ve haydutça hareket eden işbirlikçilerine somut bir bedel ödetecek adımlar atılmadı. Oysa daha kapsamlı önlemler alınabilir. Öncelikle, Batılı ülkeler, 2008’de kaldırdıkları Beyaz Rusya’daki üst düzey yetkililere vize yasağı uygulanması ve mal varlıklarının dondurulması kararını yeniden yürürlüğe koyabilirler. Bu karar, muhaliflerin tutuklanması ve yargılanmasında görev alan yetkilileri ve devlete ait şirketleri de kapsayacak biçimde genişletilebilir. Obama yönetimi, verilecek hapis cezalarını bekleyen muhalif adaylar ve diğer tutuklular serbest bırakılıncaya kadar, Amerika’nın Lukaşenko’yla ve yardımcılarıyla bir temas kurmayacağını açıkça bildirmelidir.”

Christian Science Monitor Güney Sudan’ın bağımsızlığı için yapılacak referandumun ardından Obama yönetimine büyük bir sorumluluk düştüğünü vurguluyor. Gazete, bu sorumluluğu şöyle ifade ediyor;

“Referandum sonrasında Kuzey ve Güney Sudan’ın sınırların belirlenmesi, petrol paylaşımı, dış borçlar, Güneyli mültecilerin durumu ve petrol bölgesi olan Abyei’nin statüsü gibi konularda bir anlaşmaya varabilmesi için Amerika’nın 2011 yılı boyunca etkin bir biçimde devrede olması gerekiyor. Dünya, daha önce de farklı ülkelerin şiddet kullanılarak bölünmesine tanık oldu. Ancak Sudan’da işler daha farklı gelişebilir ve yabancı bir askeri müdahaleye gerek kalmayabilir. Sudan’ın iki farklı bölgesi barışçıl bir biçimde ayrılmayı başarırlarsa, Afrika’daki diğer etnik ve dini çatışmaların çözümü için bir örnek oluşturabilirler.”

Boston Globe Mısır’da Kıpti Kilisesi’ne yönelik bombalı saldırıda, Mısırlı yetkililerin duyarsızlığının etkili olduğunu savunuyor. Gazete yetkilileri, göz göre göre gelen saldırıya karşı yeterli önlem almamakla suçluyor;

“Azizler Kilisesi, Kıpti yetkililerin İslamiyet’i seçen iki Hristiyan kadını zorla tuttuğu yönündeki iddialar nedeniyle El Kaide bağlantılı bir örgütün hedef aldığı kiliseler arasındaydı. İddialar doğru değildi, ancak doğru olsaydı bile bir din savaşı çıkartmanın gerekçesi olamazdı. Buna rağmen, eğer Mısırlı sivil yöneticiler söz konusu iki kadının insan haklarına daha fazla saygı gösterseydi ve ülkedeki dini gerginliğin farkına varsaydı, İslamcı düşmanlarının bu olayı bir şiddet eyleminin gerekçesi yapmasını önleyebilirdi. İkisi de Kıpti rahiplerin eşi olan kadınlar, kocalarını kötü davranışlarından dolayı evlerinden kaçmışlardı. Birkaç gün sonra kadınları bulan Mısır polisi, onlara koruma sağlamak yerine Kıpti kilisesinin yetkililerine teslim etmişti. Oysa Mısır hükümeti bu kadınların özgürlük talebine cevap vermeliydi.”

XS
SM
MD
LG