Erişilebilirlik

"HDP’yle Görüşülmesi Doğal ve Doğru Bir Adım"


MHP Lider Devlet Bahçeli
MHP Lider Devlet Bahçeli

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kapatılmasını talep ettiği ve “terörist” olarak suçladığı HDP’yle AKP’nin anayasa değişikliği teklifi gerekçesiyle görüşmesi hakkında “Son derece doğal ve doğru bir adımdır” dedi.

Bahçeli: "HDP’yle Görüşülmesi Doğal ve Doğru Bir Adım"
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:03:04 0:00


TBMM’de üçüncü büyük siyasi parti olan HDP ve yönetimine yönelik sıkça “terörist” suçlamasında bulunan Bahçeli, Anayasa Mahkemesi’nin HDP’yi kapatması talebini de sıkça yineleyerek “HDP’yi meşru organ görmek demek PKK’yı muhatap almak demektir. HDP meşru bir organ değil, terör örgütü PKK’nın mazbata almış maskeli halidir” gibi sözler sarf ediyordu. HDP’yle görüşülmesini sıkça “terör örgütü PKK’yla görüşmek” olarak yorumlayan Bahçeli, HDP’yle görüşülmesi gerekçesiyle muhalefet cephesi ve özellikle CHP’ye yönelik “terörizm ile işbirliği” suçlamasında bulunuyordu. Bu nedenle Devlet Bahçeli’nin, AKP’nin geçtiğimiz hafta anayasa değişikliği teklifi gerekçesiyle HDP yönetimiyle görüşmesine ne tepki vereceği merak ediliyordu.

Bahçeli, bugün Meclis’teki parti grubu konuşmasında, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın başkanlığındaki AKP heyeti tarafından anayasa değişikliği için 2 Kasım’da HDP’ye resmi ziyarette bulunulmasını değerlendirdi. AKP’nin HDP’yle aynı fotoğraf karesinde olmasını, Bahçeli’nin “doğal ve doğru” bulduğu görüldü. AKP’yle ittifak ilişkisini sürdüreceklerini vurgulayan Bahçeli, sosyal demokrat çizgideki ana muhalefet partisi CHP’yi hedef almayı sürdürerek CHP’yi, “terörizm” ile suçladığı HDP ile aynı gördüğünü söyledi.

Bahçeli ayrıca grup çıkışında erken seçim olasılığıyla ilgili soru üzerine seçimi zamanında yapmayı öngördükleri yanıtını verdi.

Sancar: AKP’yi İçişleri Bakanı’mı temsil ediyor?

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise, başörtüsüne güvence gerekçeli anayasa değişikliği teklifi için partilerini ziyaret eden AKP’ye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamaları ve uygulamalarıyla seslendi.

Sancar, “Yürütmeyi veya kabineyi kim temsil ediyor? Adalet Bakanı mı, İçişleri Bakanı mı? AKP, Adalet Bakanı ve grup başkanvekillerini gönderiyor, ertesi gün İçişleri Bakanı bize saldırılarını, hakaretlerini yükseltiyor. Önce karar verin, bu ülkenin başı Soylu mu, siz misiniz? Eğer İçişleri Bakanı ise, AKP politikalarının mimarı ve sahibi, neden heyet gönderiyorsunuz? Neden uzlaşma için partileri geziyorsunuz ve bize geliyorsunuz? Sürekli nefret, düşmanlaştırma ve hakaret konuşmaları yapan her türlü kumpasın arkasından çıkan, kirli işlerin içinde olan sayısız albümlere sahip bir kişi, İçişleri Bakanı sizi temsil ediyorsa, bize gelen heyet kimi temsil ediyor? Önce buna karar verin” dedi.

Sancar, “kıyamet koptu” diyerek, HDP’ye yönelik AKP’yle iş birliği yapılacağı iddiasına ilişkinse parti olarak iktidara en fazla kendilerince muhalefet yapıldığını söyledi.

“Anayasa değişikliğini sonuna kadar destekliyoruz”

Bahçeli, “MHP olarak başörtüsünü güvenceye alan ve ailenin korunmasını hedefleyen anayasa değişikliğini sonuna kadar destekliyoruz. Bizim görüşümüz bellidir. Karar ve irademizde bir değişiklik yoktur. Bu anayasa değişiklik teklifini ya geniş bir mutabakat halinde TBMM’de ele alıp sonuca gidelim ya da halkoylamasıyla milletimizin takdirine sunalım. Biz iki seçeneğe de varız ve hazırız. CHP dürüstse, sözünün arkasındaysa, başörtüsüne bez parçası demekten pişmansa buyursun, hep birlikte bu meseleyi köklü çözümle buluşturalım. Bu arada AK Parti Heyeti’nin anayasa değişikliğini görüşmek amacıyla Meclis’te grubu bulunan siyasi partileri ziyaret etmesi de son derece doğal ve doğru bir adımdır. HDP’yle niye görüşülmüş? Biz buna ne diyecek, nasıl bir tepki gösterecekmişiz? Günlerdir cevabı aranan marazi sorular bunlardır” diye konuştu.

AKP ve HDP milletvekilleri
AKP ve HDP milletvekilleri

“Demokratik çözümün nasıl olacağına bakıyoruz”

MHP’nin HDP’ye nasıl baktığını tekrar etmeye ihtiyaç duymadığını da kaydeden Bahçeli, “AK Parti Heyeti’nin CHP’yle kurduğu temasa ses çıkarmayanların bizim sırtımızdan HDP’yi dillerine dolamaları müflis ve müfsit bir tavırdır. Zira bizim gözümüzde HDP neyse, CHP’de odur ve aynısıdır. Biz kiminle görüşüldüğüne değil, makul ve demokratik çözümün nasıl olacağına bakıyoruz. Zarfla değil mazrufla ilgileniyoruz. Kabuğa değil öze odaklanıyoruz” dedi.

Bahçeli’nin “kiminle görüşüldüğüne değil makul ve demokratik çözüme baktığı” mesajını vermesi de dikkat çekti.

Sancar: AKP’yi İçişleri Bakanı mı temsil ediyor?

Sancar, “Yürütmeyi veya kabineyi kim temsil ediyor? Adalet Bakanı mı, İçişleri Bakanı mı? AKP, Adalet Bakanı ve grup başkanvekillerini gönderiyor, ertesi gün İçişleri Bakanı bize saldırılarını, hakaretlerini yükseltiyor. Önce karar verin, bu ülkenin başı Soylu mu, siz misiniz? Eğer İçişleri Bakanı ise, AKP politikalarının mimarı ve sahibi, neden heyet gönderiyorsunuz? Neden uzlaşma için partileri geziyorsunuz ve bize geliyorsunuz? Sürekli nefret, düşmanlaştırma ve hakaret konuşmaları yapan her türlü kumpasın arkasından çıkan, kirli işlerin içinde olan sayısız albümlere sahip bir kişi, İçişleri Bakanı sizi temsil ediyorsa, bize gelen heyet kimi temsil ediyor? Önce buna karar verin” dedi.

Sancar, “kıyamet koptu” diyerek, HDP’ye yönelik AKP’yle işbirliği yapılacağı iddiasına ilişkinse parti olarak iktidara en fazla kendilerince muhalefet yapıldığını söyledi.

“Kılıçdaroğlu Atatürk’ü itibarsızlaştırmakla görevli”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu çok sert sözlerle hedef alan Bahçeli, “Kılıçdaroğlu CHP’nin başına paraşütle indirilmiş ve özel görevle yetkilendirilmiş taşeron bir siyasetçidir. Bu görev, Atatürk’ü itibarsızlaştırma ve CHP’yi silme görevidir. Bu görevin temelinde Dersim isyanının rövanşını almak yatmaktadır” iddiasında bulundu.

Kılıçdaroğlu’nun eylemleriyle CHP’nin önceki genel başkanlarından farklı tutumlar sergilediğini savunan Bahçeli, “Kılıçdaroğlu zihnen tutsak, siyaseten de zincirlidir. Kendisi zalimlerin balmumundan mührü olduğunu, yalan ve iftiralarla bezenmiş parşömen kağıda basıldığını göremeyecek kadar şaşkın ve şuursuzdur. ABD’den sonra Birleşik Krallık’ta soluğu alan Kılıçdaroğlu, eşik bekleyip ışık bulacağını sanacak kadar hezeyan nöbetine girmiştir. Kayıp sekiz saatin ve hamburgerli gezinin hemen ardından Birleşik Krallık’ın sokaklarında kendisini ve partisini de rezil etmiştir. Biz bundan üzüldük, ama kendisi üzülmemiştir. Biz bundan hicap duyduk, ama kendisi duymamıştır. Bir ara Londra tefecilerine ağzına geleni söyleyen Kılıçdaroğlu, bu kez tefecilerin kafesine kanadı kırık bir kuş gibi girmiş ve yemlenmek için el avuç açmıştır. Özellikle söylemek isterim ki; kara para aklama ve terörün finansmanı konusunda eksiklikleri bulunan ve risk içeren ülkelerin yakın gözetim altında tutulması demek gri listeye dahil olmaları demektir. Türkiye’nin gri listede olduğunu saygısızca lanse eden Kılıçdaroğlu, bizim için simsiyah bir şahsiyettir, yalan fabrikasıdır, iftira madenidir” dedi.

Bahçeli, Birleşik Krallık’ın gri listede olduğunu öne sürerek, Kılıçdaroğlu’nun Londra’daki temasları için “kamera şakası”, “trajikomik bir film senaryosu” gibi benzetmelerde bulundu.

Kılıçdaroğlu’nu suçladı, kara para aklanmadığını savundu

Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucu ticareti ve kara para aklama trafiğindeki artış nedeniyle suçladığı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yla benzer tutum aldığı gözlemlenen Bahçeli, uyuşturucu sorunu yerine CHP liderini suçlayarak “Kılıçdaroğlu, Türkiye aleyhine kurulan sahnede figüranlık yapmıştır. Bu sahne, Atatürk’ün kurduğu partiye başkanlık eden şahsın nasıl kafa kola alındığını, nasıl tuzağa çekildiğini, tefeci ithamıyla mangalda kül bırakmadığı çevrelere nasıl da alın beni kullanın, Cumhurbaşkanı adayı yapın diyerek boyun eğdiğini ifşa eden maskaralık sahnesidir. Kılıçdaroğlu’nun anlata anlata bitiremediği temiz para mavrasının perde arkasında kanlı bir geçmiş, sömürülmüş coğrafyalar, yağmalanmış medeniyetler, çalınmış emekler, gasp edilmiş servetler vardır ve Kılıçdaroğlu işte böylesi bir dipsiz kuyuya merdivensiz inmiştir. Temiz para derken Türkiye’yi narko devlet olarak yabancı ülkelerde ispiyonlayan Kılıçdaroğlu bizim gözümüzde bu devrin Sait Molla’sı, Ali Kemali, sömürgeciliğin inzibat görevlisidir. Bir değil bin kere yazıklar olsun diyorum. Birleşik Krallık’ta kanun kaçaklarıyla görüşmesini de utanç vesikası ve suç ortaklığı olarak görüyorum” dedi.

Kılıçdaroğlu’nu FETÖ ile ilişkili olmakla suçlayan Bahçeli, Kılıçdaroğlu ve CHP’nin gelecek seçimlerde kaybedeceğini savunarak “Türkiye’yi sağda solda, ülke içinde ülke dışında, parti odalarında veya grup kürsülerinde kara parayla itham edenler, Türk askerine, Türk polisine uyuşturucu ticaretiyle ilgili çamur atan kim olursa olsun, bizim gözümüzde tescilli vatan hainidir. Cari açığı kapatmak için uyuşturucu ticaretine göz yumulduğunu iddia etmek çok kirli bir FETÖ ağzıdır. Bu ağız kanlı bir terör ağzıdır. Bu ağız Kılıçdaroğlu’yla bütünleşmiş bir ağızdır. Çömleğine göre turşu kurmuyor, müfterilikte sınır tanımıyor. Kılıçdaroğlu kara para görmek istiyorsa HDP’yi incelesin, bölücü terör örgütünün hunhar ve karanlık servetiyle ilgilensin. Türkiye’yi suçlamak şerefli bir tavır değildir. Kaldı ki doğru değildir, meşru değildir, adil değildir, haklı değildir. Sayın Kılıçdaroğlu, sandık Londra’da, Washington’da, Berlin’de kurulmayacak. Oylar Brüksel’de sayılmayacak. Demokrasinin er meydanı, Türkiye düşmanlarının nezaretinde açılmayacak. Türk milleti Türkiye’yi karalayanlara, yabancı ülke sokaklarında jurnalcilik yapanlara demokrasi meydanını dar edecektir. Sayın Kılıçdaroğlu, burası Türkiye Cumhuriyeti, burada sana ekmek yoktur, buradan sana çıkış da yoktur” ifadelerini kullandı.

ABD’nin küresel sahne dışına kayacağı öngörüsünde

ABD’de bugün yapılacak ara seçimleri de ele alan Bahçeli, ABD’nin siyasetteki kutuplaşmayla zayıflayacağı ve küresel liderlik iddiasında bulunamayacağı yönündeki görüşlerini aktardı.

Bahçeli, “Amerikan halkı 36 eyaletin valisini seçmekle birlikte, 435 sandalyeli Temsilciler Meclisi’nin tamamını ve 100 sandalyeli Senato’nun yüzde 35’ini oylarıyla belirleyecektir. ABD sosyal, ekonomik ve siyasi kördüğümün pençesindedir. Toplumsal uzlaşma kanama geçirmektedir. Siyasetteki sert kutuplaşma ABD’yi A’dan Z’ye kuşatmıştır. Başkan Biden, bugünkü ara seçimlerde Cumhuriyetçiler'in Temsilciler Meclisi ile Senato’da çoğunluğu kazanması halinde kendisi hakkında azil sürecini başlatacaklarını açıklamıştır. Biz ABD’de yapılan ara seçimlerde kimin kazanıp kaybettiğinden, azil sürecinin ne zaman başlayıp başlamayacağından daha çok demokratik süreçlerin harfiyen ve hassaten işlemesini, sandık sonuçlarına saygı ve riayeti tavsiye ve temenni ediyoruz. Kaos içindeki bir ABD’nin, bölünme ve ayrışma kulvarına girmiş bir küresel gücün dünyanın diğer ülkelerine de az ya da çok olumsuz tesiri olacağını düşünüyoruz. Ancak önümüzdeki yılların çok kutuplu dünya panoramasında ABD’nin parçalı ve zayıf güç yapısıyla küresel sahnenin dışına doğru kayacağını öngörüyor, dünya barışı ve beşeri huzur adına bunun ise kaçınılmaz olduğunu değerlendiriyoruz” ifadesini kullandı.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG