Erişilebilirlik

Hunter: 'Baba-Oğul Esad Şiddete Başvurmaktan Kaçınmadı'


Президент Сирии Башар Асад
Президент Сирии Башар Асад

Türkiye’nin güney komşusu Suriye, iki haftadır reform çağrılarının yapıldığı gösterilerle çalkalanıyor. Önce Dara’da başlayan, daha sonra büyük kentlere sıçrayan gösterilerde, güvenlik kuvvetleri halkın üzerine ateş açmaktan kaçınmadı ve çok sayıda kişi bu gösterilerde hayatını kaybetti. Suriye, halk hareketlerinin sert bir şekilde bastırılması olaylarına hiç yabancı sayılmaz. Eski Devlet Başkanı Hafız Esad, 1982 yılında Hama kentindeki ayaklanmayı kanlı bir şekilde bastırmış, Suriye ordusu kentte 10 bin kişiyi öldürmüştü. Amerikalı eski büyükelçi ve RAND Corporation uzmanlarından Robert Hunter, Amerika’nın Sesi’ne verdiği demeçte Suriye’deki son olayları değerlendirdi, 11 yıldır iktidarda olan Beşar Esad’ın, babası Hafız Esad’dan farklarını anlattı.

Büyükelçi Robert Hunter, Eski Devlet Başkanı Hafız Esad’ın da, oğlunun da rejimi korumak için kanlı yöntemlere başvurmaktan tereddüt etmediğini vurguluyor: "İktidara gelmelerinden bu yana hep böyleydiler ve bir seferinde Hafız Esad, 30 yıl önce bir kentte (Hama 1982) kimyasal silah kullanmaktan bile kaçınmadı. Beşar Esad’ın da bu yöntemlere başvurması pek de şaşırtıcı değil. Ama mevcut durumda, Esad ailesi, iktidarda olmalarından bu yana en büyük tehditle karşı karşıya bulunuyor. Beşar Esad, gözünü kan bürümüş babasına benzemiyor. Ama Beşar ayaklanmalarla nasıl başa çıkar bilemem. Beşar’ı bir düzeye oturtmam gerekiyorsa, kendisi Libya lideri Kaddafi’ye, Tunus’u terk eden eski diktatör Zeynel Abidin bin Ali’den daha yakın. Beşar’ın iktidardan uzaklaştırılması için Suriye’nin güvenlik kuvvetlerinin önemli bir bölümünün kendisi aleyhine dönmesi gerekiyor."

Büyükelçi Robert Hunter, Suriyelilerin de bölge ülkelerinde son haftalarda yaşanan demokrasi yanlısı ayaklanmalardan etkilendiğini söylüyor: "Suriye hep istikrarsızdı. Karışık unsurlara sahipler. İslam’ın değişik unsurları var: Aleviler var, Sünniler var. Suriye yaşananlar televizyon ve İnternet’in etkisi. Suriyeliler, başka ülkelerdeki halkların sokaklara döküldüğünü, değişim istediğini gördü. Sonra ‘Biz de isteriz’ dediler. Tunus’ta, Mısır’da, Bahreyn ve Libya’da yaşananları gördüler. Bu insanlar kendi yaşamlarını kendi kontrollerine alma konusunda evrensel bir isteklilik sergiliyor."

Suriye’deki olaylar bu ülkenin savaş halinde olduğu İsrail’e nasıl yansıyor. Rand Corporation uzmanı Robert Hunter’ın değerlendirmesi şöyle: "Suriye’de yaşananlar İsrail’i derinden etkiler. Suriyeliler çok defa İsrail’le savaştı ve kaybetti. Suriye Lübnan’da önemli role sahip. Hizbullah’a defalarca destek verdiler. Ama 1973 savaşından bu yana İsrail ve Suriye’deki Esad yönetimi birbirleriyle yaşamayı iyi öğrendi. Suriyeliler İsrail’i idare etmeyi daha iyi biliyor. İsrail 1982’de Lübnan’ı işgal ettiğinde o sırada bu ülkede asker bulunduran Suriye kılını kıpırdatmadı. İki devlet arasında sessiz bir uzlaşma var, birbirlerinin limitlerini iyi biliyorlar. Ama Esad giderse, İsrailliler Şam’daki yeni rejimin ya da karışıklığın kendilerine ne ifade edeceğini uzun uzun değerlendirecektir. İsrailliler Esad sonrası bir dönemde belirsizliğe, özellikle de silahlanmış bir komşuya hoşgörülü davranmayacaktır."

Suriye’de gösteriler sürüyor. Suriye’de rejim aleyhtarları Cuma namazından sonra başkent Şam dahil üç kentte gösteri düzenledi. Associated Press haber ajansı gösterilerin odak noktası olan Dara kentinde 5 bin kişinin toplandığını bildirdi.


XS
SM
MD
LG