Erişilebilirlik

Cezaevindeki Demirtaş'ın Eşi Konuştu: 'Selahattin Risk Grubunda'


Mahkum Yakınlarından Çağrı: 'Siyasi Tutukluları da Bırakın'
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:06:37 0:00

Corona virüsü salgınıyla birlikte cezaevlerindeki mahkumların durumu tartışılmaya başlandı. Hükümet bazı mahkumları serbest bırakmak için yasa hazırladı. Hukukçular ve yakınları cezaevinde olan siyasi mahkumların da kapsama alınmasını istiyor.

Cezaevinde bulunanlar için planlanan düzenlemenin yapılması artık an meselesi. Yapılacak düzenlemeyle ceza indirimleri, denetimli serbestlik, salgın nedeniyle cezayı evde çekme gibi uygulamalar getirilecek. AKP Grup Başkan Vekili Cahit Özkan, düzenlediği basın toplantısında, düzenlemeden yararlanacakların sayısıyla ilgili şu bilgileri verdi; “Şu anda geçici ve kalıcı infaz düzenlemeleri kapsamında yaklaşık 45 bin kişi bundan yararlanıyor. Salgın hastalık nedeniyle açık cezaevinden konutta cezaya geçeceklerle bu sayı yaklaşık 90 bine ulaşıyor.”

Siyasi suçlar nedeniyle cezaevlerinde bulunanların kapsam dışında tutulması tartışmalara neden oldu. Corona virüsü salgını nedeniyle endişeli olan mahkum yakınları, siyasi suçlar nedeniyle cezaevlerinde bulunanların da kapsama alınmasını istiyor. Bunlardan bir de HDP’nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş. Bir süre önce rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, salgından sonra daha fazla endişeli.

Eşiyle en son 14 Mart’ta yüz yüze görüştüğünü söyleyen Demirtaş, salgından dolayı endişelerinin daha da arttığını söyledi. VOA Türkçe’ye konuşan Demirtaş şunları söyledi; “En son 14 Mart günü Edirne'de cezaevinde yüz yüze görüşebildik. Geçen Cuma günü de telefonla görüştük. Selahattin’in morali iyi ve kendisi çok güçlü. Ancak sağlığının iyi olduğunu söyleyemem. Sağlık problemleri devam ediyor. Selahattin'in kalp rahatsızlığı sonradan da devam etti. Şu anda yüksek tansiyon tedavisi de görüyor. Kalbi ve solunum ile ilgili rahatsızlıkları hala devam ediyor. Bütün bunları üst üste koyunca Selahattin’in iyi olduğunu söyleyemem. Şu anda dışarıda olsaydı bile Corona virüsü açısından en riskli grupta olacaktı. Buna bir de cezaevi koşulları eklenince gerçekten endişemiz birkaç kat daha arttı diyebilirim. Şu anda hem Türkiye'de hem dünyada herkes çok endişeli. Biz birkaç kat daha endişeliyiz. Şu anda Türkiye'de en güvenli yerler evler, bunun dışındaki yerler risk altında. Cezaevleri birkaç kat daha risk altında.”

Başak Demirtaş: 'Yasa bütün siyasileri kapsamalı'

Yapılan yasal düzenlemenin bütün siyasi tutuklu ve hükümlüleri de kapsamasını isteyen Demirtaş, “Bu konuyla ilgili hem Türkiye'de hem dünyada birçok sivil toplum kuruluşu uyarıcı açıklamalarda bulundu. Hatta birçok ülkede cezaevindeki tutsaklar serbest bırakıldı. Birkaç gün önce Birleşmiş Milletler de bu konu ile ilgili uyarıcı açıklamalarda bulundu ama maalesef gördüğümüz kadarıyla bunlar pek dikkate alınmıyor. Türkiye'de vaka sayısı 10 bini geçti hala cezaevlerinde etkin bir önlem alınmadı. Bunun vebali çok büyük olacak. Şunu da belirtmek isterim Adalet Bakanı cezaevlerinde herhangi bir Corona vakasına rastlanmadığını söylüyor. Ben daha önce de sordum, tekrar sormak istiyorum, bugüne kadar cezaevlerinde kaç test yapıldı? Test yapmazsanız vaka da olmaz. O nedenle herhangi bir cezaevinde herhangi birinin Corona virüsüne yakalanması ve yaşamını yitirmesi durumda Adalet Bakanı bunun hesabını nasıl verecek? Gerçekten de merak ediyorum. Bu konuyla ilgili bizim talebimiz nettir, Bununla ilgili bir yasal düzenleme yapıldı, yapılıyor. Bu yasa bütün siyasileri kapsamalıdır” dedi.

Demirtaş gibi kamuoyunun tanıdığı bir isim de geçen yıl görevden alınan ve tutuklanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı. 9 Mart’taki duruşmasında 9 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılan Mızraklı’nın Avukatlarından Muhsin Bilal endişeli. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Bilal, endişesini şu kelimelerle dile getirdi: “Sadece ben değil Selçuk Mızraklı’nın avukatları, değil bütün tutuklu ve hükümlü yakınları endişe yaşıyorlar. Gündelik hayatta Corona virüsü sebebiyle yaşam alanlarının ne kadar daraldığının farkındayız. Biz kendi özgürlüğümüzün daraltılmasından bu kadar şikayetçiyken haliyle kendi müvekkilimizle ilgili bu endişeleri maksimum düzeyde taşıyoruz. Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nde kalıyordu. Apar topar onu Bünyan cezaevine götürdüler. Bu kadar uzak bir mesafeden onunla görüşebilme imkanımız çok kısıtlı olduğu için biz endişeleniyoruz. Sadece biz değil Diyarbakır'daki insanların hatırı sayılır bir kesimi kendi Büyükşehir Belediyesi başkanlarının sağlığıyla ilgileniyorlar ve merak ediyorlar. Bu son derece doğal bir şey. Hukuk adına şunu talep edebilirim; infaz rejiminde ayrımcılığın kalkması, infazda adalet ve eşitliğin sağlanması.’’

Diyarbakır Baro Başkanı: 'Düzenleme olumlu ama eksik'

Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın ise düzenlemenin olumlu ama eksik olduğu görüşünde. VOA Türkçe’ye konuşan Aydın, düzenlemenin kapsamının genişletilmesi gerektiğini savunarak, “Bu düzenleme Corona virüsüyle alakalı bir düzenleme değil. Corona virüsü belki bu işi biraz hızlandırdı. Yaklaşık 1 yıldır Türkiye'nin gündeminde. İlk yargı paketinde bile bu konu konuşuldu. Bu meselenin ilk yargı paketinde de çıkması düşünüldü, ancak iktidar ortakları uzlaşı sağlayamadı. Sanırım 2 yargı paketi ile şu anda gündeme gelmiş durumda. Olumlu bulmakla beraber eksik olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin yargı sistemi son dönemlerde çok ciddi krizler yarattı. Son derece politik kararlar, son derece kötü yargılamalar, son derece kötü mahkeme kararlarıyla karşı karşıyayız. Cezaevleri ağzına kadar doldu taştı. 300 bine yakın mahpus cezaevlerinde. Bunların bu koşullarda sağlıklarının tam tesis edilmesi son derece güç görünüyor. O açıdan bunlar yan yana geldiğinde, bütün mahpuslar için ayrıntısız bir şekilde düzenleme yapılması kaçınılmazdır. Aslında şu anda iktidarın getirdiği infaz düzenlemesi de örtülü bir aftır. Özellikle politik mahkumları dışarıda tutan düzenleme var. Meclisin önündeki tasarı tam olarak buna tekabül ediyor. Bu adil değil, doğru değil, Anayasa’ya da uygun değil. Bizim talebimiz ve isteğimiz hiçbir ayrım gözetmeksizin bütün mahpusları kapsayacak bir düzenleme yapılmasıdır” diye konuştu.

Bu arada bünyesinde Kürt partileri ve değişik kesimlerden sivil toplum kuruluşları bulunan Demokratik Toplum Kongresi, düzenlemenin tüm kesimleri kapsaması için imza kampanyası başlattı.

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG