Saatler gece yarısına yaklaşırken, kentin sokakları yavaş yavaş boşalıyor. Fakat bu saatlerde sokağa çıkanlar da var. Uzaktan bir el arabası görünüyor. Kayapınar İlçesinin en işlek caddelerinden birinin üzerinde duran araba, bir ciğer kebabı tezgahı. Bu tezgahlara Diyarbakırlılar yabancı değil. Ciğer artık kentle özdeşleşmiş bir damak tadı. Hem gece hem gündüz, şehrin her tarafında, onlarca ciğer tezgahına rastlamak mümkün.
Ancak gece açılan bu tezgahın bir farkı var. Bunun sahipleri iki kadın. Betül Kaya ve Yasemin Ayverdi Diyarbakır’ın ilk kadın ciğer kebabı ustaları. Kendilerine bir iş kurmak isteyen iki arkadaş, ciğer tezgahı açmakta karar kıldı. Gündüz çocuklarıyla ilgilenen Kaya ve Ayverdi, gece de ciğer tezgahının başına geçiyor. Önce arabalarını getiren iki arkadaş ardından mangalı yakıyor. Biri ciğerleri şişe takarken, diğeri salataları hazırlıyor. Hazırlıklar tamamlanınca müşterileri beklemeye başlıyorlar. Beklenen müşteriler de kısa sürede gelmeye başlıyor.
29 yaşındaki Betül Kaya bir çocuk annesi. Ciğere kadın eli değmesi gerektiğini savunan Kaya, VOA Türkçe’ye şunları söyledi:
“Yazın buralarda geziyorduk, çocuklarımızla yürüyüş yapıyorduk. Burada birkaç tane iş yapan insan vardı. ‘Neden biz de yapmayalım?’ dedik. Aslında önce ne yapacağınıza karar verememiştik. İkimizin de ortak olarak en sevdiği şey ciğer yemekti. Bence gerçekten ciğere kadın eli değmeli. Buradaki esnafın geneli erkek olduğu için, ‘Neden biz de yapmayalım?’ diye düşündük ve yaptık, çok da tuttu. İnsanların çok ilgisini çekti.”
Gündüz çocuğuyla ilgilenen Kaya, gece de ciğer tezgahının başına geçiyor. İlgiden memnun olan Kaya, ”Gündüz çocuğumla okula gidiyorum sonra eve geliyorum, evden buraya geliyorum, gece iki üçe kadar buralardayım. Bence bir kadın olarak başarmaktan öte hiçbir şey yoktur. Hem anneyim, hem bir iş kadınıyım. İnsanlar görünce çok güzel tepkiler aldım, özellikle de bayanlardan. Biz buraya ilk geldiğimizde yazdı. Bayanlar geldi, taburelerde oturdular. Muhabbet ediyorlardı, yeni insanları tanıyorlardı. Ciğerimizi yiyenler bir kaç defa daha istemeye başlıyordu, çevrenin tepkisi çok olumlu” dedi.
Yasemin Ayverdi de iki çocuk annesi. O da Kaya gibi gündüzlerini çocuklarına ayırmış, geceleri ise işine. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Ayverdi, küçük bir sermayeyle işe başladıklarını söyledi. Ayverdi, ”Sevdiğimiz işi yapmaya karar verdik. Buralara geldik gittik. ’Neden olmasın?’ diye düşündük. 1000 liramız vardı, ziyan edecek bir paramız yoktu. 500 liraya arabamızı aldık. 300 lirasını ilk günün sermayesini yaptık. 200 lirayla mangal aldık. Olağandışı bir tepkiyle karşılaşmadık. Yapınca, güzel yaptığımızı fark ettik ve devam ettik. İyi de oldu. Gece çalışmak zorundayız çünkü çocuklarımız var, sorumluluğumuz var. Daha öncesinde dönemsel başka işlerde çalıştım. Her yere çocuklarımla birlikte gitmek zorunda kaldım. Gündüz onlarla ilgileniyorum, okula götürüp, getiriyorum günlük bakımlarıyla ilgileniyorum. Akşamları onlar eve bıraktıktan, yemeklerini yedirdikten sonra buraya geliyorum” şeklinde konuştu.
İnsanların olumlu yaklaşımından memnun olan Ayverdi, “ ‘Biz kahramanız, bakın neler yapıyoruz’ demiyoruz, yapamadığımız zamanlar da oluyor. Mesela arabayı süremediğimiz zamanlar oluyor. Gençler genelde çok yardımcı oluyorlar Özellikle gece olunca biraz daha koruyucu yaklaşıyorlar dışarıya karşı, her şeye karşı koruyucu yaklaşıyorlar. Herhangi bir sıkıntıyla karşılaşmadık” dedi.
Diyarbakır’ın ilk kadın ciğercileri saat 22’de açtıkları tezgahlarını, saat 2’ye doğru kapatıp evlerinin yolunu tutuyor.