Erişilebilirlik

Corona Seçim Kampanyalarını Nasıl Değiştirdi? 


Amerika’da 200 binden fazla ölüme ve 7 milyon kişinin hastalanmasına neden olan Corona virüsü salgını dört yılda bir yapılan başkanlık seçimiyle de aynı döneme denk geldi. Salgın başkan adaylarının seçim kampanyalarının öncelikli gündem maddesi haline gelerek sadece kamu sağlığı sorunu olmaktan çıktı, siyasi bir konu halini aldı. Beyaz Saray'ın salgına yaklaşımı, salgına müdahalede hızlı davranmadığı iddiaları ve Başkan’ın sağlık uzmanlarıyla çelişen açıklamaları eleştirilerin hedefi oldu. Demokratlar’ın maske kullanmanın zorunlu hale getirilmesini istemesi ve salgının yoğun olduğu eyaletlerde karantina önlemlerini kaldırmakta isteksiz olması nedeniyle hem kişisel özgürlüklerin ihlal edilmesi hem de ekonominin olumsuz etkilenmesi kaygıları gündeme geldi. Bu tartışmalar seçimlere kısa süre kala konunun her iki aday için de ne kadar önemli bir gündem maddesi haline geldiğini ortaya koydu.

Corona virüsü salgını, eğitim ve çalışma koşulları dahil ekonomiyi, sosyal ve kültürel etkinlikleri olduğu gibi siyasi faaliyetlerin de çehresini değiştirdi. Siyasi partilerin 2020 başkanlık seçimi kampanyaları da salgının yarattığı değişim rüzgarından nasibini aldı.

Partilerin, seçim kampanyası çalışanlarının ve eyalet seçim yetkililerinin işi bir yandan kamu sağlığına yönelik uyarıları dikkate alırken diğer yandan demokratik sürecin işlemesini sağlama konusunda zorlaşmış durumda. Seçmene yapılan “oy pusulası zarflarını yalayarak kapatmayın” uyarılarından, seçim kampanyası mitinglerinin düzenlenme biçimine kadar birçok konu; salgın nedeniyle geçen yıllara oranla daha farklı biçimde yürütülmek zorunda.

Salgının ilk günlerinde hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat Parti’nin kampanyaları salgın dönemine uyum sağlıyor gibi görünüyordu. Her iki parti de Mart ayında vakaların artmasıyla seçmenle biraraya gelinen seçim kampanyalarını ve kapı kapı dolaşarak destek isteme yöntemini bıraktıklarını açıkladı.

Demokrat Parti'den dijital girişim

Demokrat aday Joe Biden’ın kampanyası bunu takip eden üç ayda eski başkan Barack Obama’nın 2008’de öncülük ettiği temel teknikleri bir kenara bırakarak seçim kampanyasını büyük ölçüde dijital platforma taşıdı.

Biden, yaz ortasından itibaren daha fazla etkinliğe fiziksel olarak katılmaya başladı ve Eylül ayının ortasında seçimin kaderini belirlemesi beklenen birçok kritik eyalete haftada birkaç gün mitingler düzenledi.

Biden’ın etkinliklerinde büyük kalabalıklara yer verilmedi. Herkesin maskeli olduğu bu etkinliklere daha çok etkinliğin haberini yapan gazeteciler katıldı, bunlar da aralarında 2 metre mesafeyle oturtuldu. Biden maskesini yalnızca mikrofonda konuşurken çıkardı.

Biden, kampanyasının temeline Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ın Corona virüsüne yaklaşımıyla farklılıklarını oturttu. Reklam kampanyalarının çoğunda Trump’ı salgına karşı sağduyulu olmamakla ve salgını ciddiye almamakla suçladı.

Cumhuriyetçi Parti geleneksel yöntemlere hızlı döndü

Cumhuriyetçi parti ise Başkan Trump’ın seçim kampanyasında en çok önem verdiği konu olan yüz yüze iletişimi salgın döneminde de sürdürmeye gayret etti. Başkan Donald Trump, geleneksel yöntemlere hızla dönmeyi tercih etti.

Trump miting alanlarına Haziran ayında dönüş yaptı. Trump’ın Oklahoma eyaletinin Tulsa kentinde düzenlenen ilk mitingi uzmanlara göre beklenen kalabalık kitleyi alana çekmeyi başaramadı. Arizona’da birkaç gün sonra düzenlenen ikinci bir miting ise uzmanlar tarafından önerilen güvenlik önlemlerine uyulmadığı gerekçesiyle eleştirildi.

Trump, Ağustos ortasına kadar yeni bir miting düzenlemedi. Ancak o tarihten bu yana çoğu büyük açık hava alanlarında yapılan 15 kadar miting düzenledi. Bunlardan Trump’ın kampanya yetkilileri tarafından ‘‘miting’’ yerine‘‘konuşma’’ diye bahsedildi.

Bu durum seçim kampanyalarının harcamaları üzerinde de etkili oldu. Federal Seçim Komisyonu’na yapılan beyanlara göre Trump ve Cumhuriyetçi Parti, Ağustos ayında mitinglerin güvenliği için 6,8 milyon dolar harcarken Biden ve Demokrat Parti aynı ay yalnızca 240 bin dolar harcadı.

Trump’ın kampanyası bu etkinliklerin barındırdığı Corona virüsü riski karşısında katılımcılara bir sorumluluk belgesi imzalatma yoluna gitti. Buna göre katılımcılar hasta olmaları halinde Trump’ın kampanyasını bundan sorumlu tutamayacaklarına dair bir belgeye imza attılar.

Başkan’ın seçim kampanyası yaz aylarında kapı-kapı görüşmeleri, farklı grupların etkinliklerini ve gönüllü eğitim toplantılarını da yeniden başlattı.

Önceki yılların seçimlerine bakıldığında kapı kapı kurulan iletişimin, telefonla kurulandan daha fazla oy kazanılmasını sağladığı görülüyor. Ancak Vox internet sitesinin yaptığı incelemeye göre bu yıl durumun farklı olması bekleniyor, bunun nedeni pandemi nedeniyle seçmenlerin kapı kapı dolaşarak evlerine gelen yabancıları içeri alma konusunda eski yıllara göre daha az istekli olması.

Ayrıca dijital çağda sosyal ağlar üzerinden kurulan sanal iletişim de kapı kapı dolaşmaktan ya da televizyon reklamlarından daha fazla etki yapıyor.

Ulusal parti kurultaylarının çehresi değişti

Seçim kampanyalarının en önemli etkinliği olan Ulusal Parti Kurultayları da salgından nasibini aldı. Geleneksel olarak büyük kalabalıkların doldurduğu salonlarda, şölen niteliğinde düzenlenen kurultaylar bu yıl Corona virüsü nedeniyle farklıydı.

Demokrat Parti tarihinde bir ilk olarak kurultayını tamamen sanal ortama taşıdı. Ünlü oyuncuların sunduğu dört günlük sanal etkinlikte delegelerin, parti seçmeninin, yetkililerin önceden kaydedilmiş konuşmalarına yer verildi. Joe Biden da Demokrat Parti adaylığını, kurultayın ikinci gününde Delaware eyaletindeki evinden canlı yayında, salonuna kurulan kameranın önünde kabul etti. Etkinlikte eski Demokrat Başkanlardan Barack Obama, Bill Clinton, Jimmy Carter, 2004 başkanlık seçimleri adayı ve eski Dışişleri Bakanı John Kerry, Vermont Senatörü Bernie Sanders, Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, George W. Bush kabinesinde Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Colin Powell, Temsilciler Meclisi'nin 30 yaşındaki genç üyesi Alexandria Ocasio Cortez gibi isimler sanal ortamdan konuşmalar yaptı.

Polis tarafından gözaltına alındığı sırasında yaşamını yitirmesi nedeniyle ülke genelinde geniş çaplı protestoların başlamasına yol açan George Floyd’un kardeşleri Rodney ve Philonise Floyd da etkinlikte konuşma yapan isimler arasındaydı.

Başkan Trump’ın seçim kampanyası ekibiyse kampanyalarının geri kalanında olduğu gibi ulusal kurultayda da geleneksel yöntemleri kısmen uygulamayı tercih etti.

Cumhuriyetçi Parti, başkan adayının resmen belirleneceği kurultayı, başlangıçta Kuzey Carolina eyaletinin Charlotte kentinde yapmayı planlıyordu. Ancak Kuzey Carolina’nın Demokrat Partili Valisi Roy Cooper, Corona virüsü salgını yüzünden uygulanan kısıtlamalar kapsamında, kalabalık etkinlikleri yasaklayan önlemi kaldırmayı reddetti. Bu nedenle Cumhuriyetçiler Haziran ayında ulusal kurultayın önemli konuşmalarını Florida eyaletinin Jacksonville kentine taşıma kararı aldı.

Ancak 24 Temmuz itibarıyla Florida’nın 390 bin toplam vaka sayısıyla Amerika’da vaka sayısının en fazla görüldüğü yerlerden biri haline gelmesi bu kararda değişikliğe gidilmesine neden oldu. Bu dönemde Reuters haber ajansına göre Florida’da salgın nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 5.600’den fazlaydı.

Cumhuriyetçi Parti 24 Ağustos’ta Başkan Trump’ı Kuzey Carolina’nın Charlotte kentinde 2020 seçimleri için partinin resmi başkan adayı olarak ilan etti. Başkan, Corona tedbirleri kapsamında kısıtlı kişiyle yapılan etkinliğe, planlanmamış olmasına rağmen katıldı.

Cumhuriyetçi Parti Kurultayı’nın bir bölümü Kuzey Carolina eyaletinin Charlotte kentindeki kongre merkezinde yapılırken, siyasi liderler aralarında başkent Washington’un da olduğu farklı noktalarda konuşmalarını yaptı.

Charlotte kentindeki kongre merkezinde delegelerin ateşleri düzenli olarak ölçüldü, katılımcılara her gün Corona virüsü için test yapıldı. Katılımcıların eyaletlerinden yola çıkmadan önce de test olmaları şart koşuldu. Etkinlik boyunca da delegeler salgının yayılmasının önlenmesi için üzerlerinde tedbir amaçlı temas kontrol cihazları taşıdı.

Cumhuriyetçi Parti’nin dört gün süren kurultayında Başkan Donald Trump’ın partinin başkan adaylığını kabul ettiğini açıkladığı, bir saat on dakika süren konuşması Beyaz Saray’ın bahçesinde yapıldı. Davetlilerin, Trump’ın konuşmasını sosyal mesafe kuralına uymadan ve maskesiz izledikleri gözlendi.

Siyasi reklam giderleri rekor düzeyde arttı

Corona virüsü salgını 2020 seçimlerinde partilerin kampanyalarının da masrafını arttırdı. Sadece seçim kampanyalarının değil alınan ek önlemler nedeniyle seçimlerin genel masrafı da eski yıllara oranla arttı. Center For Responsive Politics (CRP) araştırma kurumu, bunun ABD tarihinin en pahalı seçimleri olacağı görüşünde.

Oy pusulalarının basılmasından, posta hizmetlerine, evlere gönderilen oy pusulalarının atılması için belli noktalara kutuların yerleştirilmesinden uzaktan kullanılacak oyların sayılmasında çalıştırılacak ek görevlilere veya sandıklara konulacak el dezenfektanlarına kadar birçok Corona virüsü önlemi, seçimin masrafını arttıran kalemler arasında yer alıyor.

Seçimlerin toplam maliyetinin CRP’ye göre 11 milyar dolara yaklaşması bekleniyor. Bu rakam enflasyon da hesaplandığında 2016 başkanlık seçimlerinin harcamalarının iki katına denk geliyor.

Center for Responsive Politics Başkanı Sheila Krumholz, ‘‘2018 ara seçimleri için toplanan bağışlarda rekor kırılmıştı, 2020 ise daha önce gördüğümüz ya da tahmin ettiğimiz her şeyi geçecek’’ diyor.

Center for Responsive Politics’in araştırmasına göre Corona virüsü seçim kampanyalarının para harcama biçimini de değiştirdi. 2016 seçimlerine göre seyahate ve etkinliklere daha az para harcayan adaylar medya üzerinden yaptıkları kampanya ve reklamlara daha fazla para ayırdı. Trump ve Biden yeni bağışçıları çekmek ya da seçmenlerinin posta yoluyla oy kullanmasını sağlamak gibi nedenlerle yaptıkları reklamların sayısını arttırdı.

Politico haber sitesinin Advertising Analytics şirketinin modellemesinden aldığı verilere göre 2020 seçim döneminde partilerin toplam reklam harcamalarının 6,7 milyar doları bulacağı sanılıyor. Corona salgınından önce öngörülen reklam harcaması yaklaşık 6 milyar dolardı.

Siyasi reklam kampanyalarına yapılan yatırımın artma nedenlerinden biri yüz yüze yürütülen etkinliklerin sayısının azalması ve buradan tasarruf edilen paranın siyasi reklamlara yatırılması.

Partilerin adaylarını belirlediği ön seçimlerin dışında Başkanlık seçimindeki siyasi reklam harcamalarının bu dönemde yapılan tüm siyasi reklam harcamalarının üçte birini oluşturması ve 2,2 milyar doların biraz altında olması bekleniyor.

Rapora göre 4,9 milyar dolar TV yayını, kablolu yayın ve radyo reklamlarına, 1,8 milyar dolar ise dijital videolara harcanacak. Bu dijital harcamaların büyük kısmının da Facebook ve Google platformlarında olması bekleniyor.

Dijital reklamlara da 2018 ara seçimlerinden iki kat fazla harcama yapılması bekleniyor.

  • 16x9 Image

    Pınar Sayar Kızılçalı

    Galatasaray Üniversitesi Gazetecilik ve İnternet Yayıncılığı mezunu Pınar Sayar Kızılçalı, aynı üniversitede Uluslararası İlişkiler yüksek lisans eğitimi aldı. Meslek hayatına 2008 yılında NTV’de dış haber editörü olarak başlayan Kızılçalı, daha sonra Al Jazeera Turk İstanbul bürosunda web editörü olarak çalıştı. Kızılçalı 2017 yılından bu yana Amerika’nın Sesi ekibinde yer alıyor.
XS
SM
MD
LG