Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, dünya genelinde 150 Corona virüsü aşısı üzerinde farklı aşamalarda çalışmalar devam ediyor ve şimdiye kadar 23 aşı adayı insanlar üzerinde denendi.
İngiliz-İsveç ecza devi AstraZeneca, aşı geliştirmek için yarışan firmaların başında geliyor.
AstraZeneca, Oxford Üniversitesi’nin geliştirdiği çalışmanın ortağı. İlk klinik denemeler aşının güvenli olduğunu ve bağışıklık sağladığını gösteriyor.
Hatta bu aşı adayı, bünyenin hem antikor hem T hücresi üretmesini sağlayarak çifte koruma yaratıyor. Çalışmayı yürüten ekipten Oxford Üniversitesi Jenner Enstitüsü Müdürü Profesör Adrian Hill, “Covid-19 hastalığını kontrol altına almada sadece antikorların değil T hücrelerinin de harekete geçtiğine dair bulgular artıyor. Hastalığı geçiren ve bünyesi ölçülebilir miktarda antikor üretmeden sadece T hücreleriyle atlatan hastalar gördük” dedi.
Ciddi bir yan etki ise henüz gözlenmiş değil. Araştırmacılar aşının, parasetamol içeren ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlarla kontrol altına alınabilen hafif yan etkilere yol açtığını belirtiyor.
Oxford-AstraZeneca’ya göre, son aşama klinik denemelerin hızına bağlı olarak, Eylül ayına kadar 1 milyardan fazla doz aşı üretilmesi mümkün.
Amerikan Pfizer ve Alman BioNTech firmalarının birlikte geliştirdiği aşının, AstraZeneca-Oxford aşısına benzer şekilde, vücudun virüse karşı hem antikor hem T hücresi üretmesini sağladığı görüldü.
Pfizer Küresel Araştırma Geliştirme ve Medikal Başkanı Mikael Dolsten, “Elçi RNA aşısı denen yeni bir teknoloji platformuna yatırım yapma ve iki yıldır Alman ortağımız BioNTech ile, gribe karşı çalışma yapma şansımız oldu. Bu teknoloji ile çok ilerleme kaydettik ama gördük ki bu çalışmalarımızı yeni tip Corona virüsüne uyarlayabiliriz” diye konuştu.
Amerikan ecza devi Moderna da, süregelen çalışmanın erken aşamasında aşı adayının güvenli olduğunu ve 45 sağlıklı gönüllüde bağışıklık yanıtı oluşturduğunu açıkladı.
Moderna’nın aşısı insanlara enjekte edildiğinde hücrelere Corona virüsünün dış yüzeyini taklit eden proteinler üretmesi talimatını veriyor. Açıklamaya göre iki doz aşı olanların vücudunda virüsü etkisiz hale getiren antikorun oranı, virüsten iyileşenlerin antikor oranını aşıyor.
Moderna da AstraZeneca gibi gönüllülerden hiçbirinde ciddi bir yan etki görülmediğini belirtiyor. Hafif yan etkiler ise yorgunluk, baş ağrısı, üşüme ve iğne yerinde kas ağrısı olarak sayılıyor.
Çin inaktif hücre teknolojisini kullanıyor
Öte yandan Çinli Sinopharm, Sinovac, CanSino ve Çin ordusunun geliştirdiği aşı adayları da gelecek vadediyor.
Çin’de geliştirilen aşıların güvenli göründüğü ve üzerinde denenen birçok kişide bağışıklık sistemini harekete geçirdiği belirtiliyor.
Çin daha çok grip ve kızamık gibi hastalıklara karşı aşı çalışmalarında kullanılan inaktif yani ölü hücre teknolojisine odaklanıyor. Bu da başarı şansını artırıyor. Buna karşılık merkezi ABD’de bulunan Moderna, Alman CureVac ve BioNTech gibi rakip şirketlerse, elçi (mesajcı) RNA adı verilen yeni bir teknolojiyi kullanıyor.
Tüm bu aşı çalışmalarını yakından takip eden uzmanlarsa yeni teknoloji aşılar dahil tüm çalışmaların çok dikkatli şekilde incelenmesi gerektiği konusunda uyarıyor.
Vanderbilt Üniversitesi Bulaşıcı Hastalıklar Uzmanı Profesör William Schaffner, “Dikkatli olmalıyız. Bilim aceleye gelmez ve aşı geliştirmenin zor bir süreç olduğunu hepimiz biliyoruz. Her şey her zaman düz bir çizgide ilerlemez’’ dedi.
Her şeyin yolunda gitmesi durumunda milyarlarca doz aşının üretiminin ve dağıtımının nasıl yapılacağı, aşılamada önceliğin kimlerde olacağı ise, sağlık yetkilileri ve siyasetçilerden yanıt bekleyen diğer sorular.