Erişilebilirlik

Dağlık Karabağ Türk-Rus İlişkilerini Nasıl Etkiler?


Amerika'nın Sesi Azerice Yayın Bölümü, Dağlık Karabağ'daki çatışmaların bölgesel jeopolitik sonuçları ve bunların Rusya-Türkiye ilişkilerine etkisi hakkında Washington Enstitüsü Rusya uzmanı Anna Borshchevskaya ve Hudson Enstitüsü bünyesindeki Siyasi-Askeri Analiz Merkezi Başkanı Richard Weitz ile görüştü.

“Doğrudan yüzleşmeyi ne Rusya istiyor ne de Türkiye”

Rusya uzmanı Borshchevskaya, Rusya ve Türkiye'nin Suriye ve Libya'daki anlaşmazlıklarda zıt tarafların safında yer aldığı düşünüldüğünde Kafkaslar'da da benzer bir yüzleşme yaşanıp yaşanmayacağı sorusuna, “Ne Rusya ne de Türkiye doğrudan bir yüzleşme yaşamak istiyor. Kafkaslar'daki durum biraz daha farklı çünkü Rusya, tarihsel olarak Ermenistan'ın yanında yer alsa da hem Ermenistan hem de Azerbaycan'la iletişim içinde. Ama Türkiye sadece Azerbaycan'la ilişki içinde” şeklinde yanıt verdi.

Washington Enstitüsü Rusya uzmanı Anna Borshchevskaya
Washington Enstitüsü Rusya uzmanı Anna Borshchevskaya

“Rusya'nın eli Türkiye karşısında daha güçlü”

Ankara ve Moskova'nın bir süredir yakınlaşma içinde olduğu, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'ün ise Ankara'ya yaptığı son ziyarette Türkiye'nin S-400 füze savunma sistemine alternatif çözüm getirmesi gerektiği, aksi takdirde yaptırımların devreye girebileceğini vurguladığı göz önünde bulundurulduğunda Rusya ve Türkiye ilişkilerinin ne durumda olduğu, Anna Borshchevskaya'ya yöneltilen sorulardan biriydi. Uzman, buna yanıt olarak, gergin bir işbirliğinden oluşan Rus-Türk ilişkisinin son derece karmaşık olduğunu vurguladı. Rusya ve Türkiye arasındaki farklılıkların giderek arttığına işaret eden uzman, iki tarafın da doğrudan çatışma içine girmek istemediğini, ancak bu ilişkiye geniş perspektiften bakıldığında Rusya'nın Türkiye karşısında daha fazla koza sahip olduğunun altını çizdi. “İster S-400'ler olsun, ister ibrenin Rusya'nın çıkarlarından yana durduğu ikili ticaret ilişkisi ya da Rusya'nın Sputnik aracılığıyla Türkiye'de yürüttüğü istihbarat faaliyetleri, büyük resme bakıldığında Rusya'nın sadece Güney Kafkasya'da değil, Türkiye'yle olan genel dengede daha ağırlıklı konumda olduğu görülüyor” dedi.

“Türkiye'yi sorunlu bir NATO üyesi haline getirmek Putin'in çıkarına işliyor”

Uzman, Rusya'nın özellikle Ukrayna'ya yönelik müdahalesinden sonra uluslararası arenada tecrit edildiği, bu nedenle Türkiye'ye ihtiyacı olup olmadığı yönündeki soruya ise “Rusya'nın Türkiye'yle çatışmaya girmek gibi bir ihtiyacı yok, iyi ilişki içinde olmaya ihtiyacı var. Rusya tecrit edildi, ama unutmamak gerekir ki Türkiye de tecrit edildi. Bu oldukça ironik bir durum çünkü Türkiye bir NATO üyesi ama gerçek şu ki Türkiye-NATO ilişkisi son derece sorunlu bir hal aldı. Rusya ayrıca NATO ittifakını bölme gayreti içinde. Bu nedenle Türkiye'yi son derece sorunlu bir NATO ortağı haline getirmek hem Putin hem Erdoğan açısından epey avantajlı oldu” şeklinde yanıt verdi.

“Sünni İslamcı savaşçılar, Dağlık Karabağ meselesinde Rusya'nın kırmızı çizgisi”

“Azeri-Ermeni askeri çatışmasında Rusya'nın kırmızı çizgisi ne olur? Böyle bir çizgiden söz etmek mümkün mü?” sorusuna “Rusya net bir kırmızı çizgi çekmedi” yanıtını veren Borshchevskaya, yine de Kremlin'in Rusya Dış İstihbarat Başkanı Sergey Narişkin aracılığıyla radikal Sünni İslamcı savaşçıların bölgeye akın etmesiyle ilgili bir mesaj verdiğini hatırlattı. Uzman, İslamcı savaşçıların bölgeye yönlendirilmesinin 'kabul edilemez' bir senaryo olduğunu, çünkü bu savaşçıların Rusya'ya da gideceğinin düşünüldüğünü vurguladı. Borshchevskaya, Rusya'nın Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışmanın kontroldan çıkmasını da asla istemediğinin altını çizdi. “Sabit zıtlaşma Rusya tarafından kabul edilebilir bir durumdur, ama geniş çaplı savaş, Rusya'nın istediği bir durum değildir” dedi.

Hudson Enstitüsü Siyasi-Askeri Analiz Merkezi Başkanı Richard Weitz
Hudson Enstitüsü Siyasi-Askeri Analiz Merkezi Başkanı Richard Weitz

“Dağlık Karabağ'da 1990'larda piyade savaşı vardı, bugünkü çatışmalardaysa yüksek teknoloji etkili”

Hudson Enstitüsü Siyasi-Askeri Analiz Merkezi Başkanı Richard Weitz'a ise Dağlık Karabağ'daki anlaşmazlığın askeri boyutunu nasıl değerlendirdiği, son çatışmaların Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrasında yakın tarihte yaşanan diğer anlaşmazlıklardan nasıl farklılıklar gösterdiği soruldu. Weitz, Dağlık Karabağ'daki çatışmaların Doğu Ukrayna'da yaşananlarla benzer, Suriye'den ise farklı olduğunu söyledi. Uzman, uzun menzilli top ateşinin, füzelerin ve insansız hava araçlarının ağırlıklı olarak kullanıldığını, ancak Dağlık Karabağ'da 1990'lı yıllarda yaşanan çatışmalarla bugünkü çatışmaların en büyük farkının geçmişte piyade savaşının ve milis çatışmasının etkili olması, bügünse daha yüksek teknoloji bazlı çatışmaların yaşanması olduğunu belirtti.

“Ermeniler dış güçleri de çatışmanın içine çekmek istiyor çünkü Azeriler şu anda daha üstün”

Uzman, Azerbaycan ve Ermenistan'ın askeri emellerinin ne olduğu sorusuna ise “Azerbaycan'ın basit bir amacı var, Ermeni işgali altındaki topraklarını geri almak istiyor. Sadece Dağlık Karabağ'ı değil, onun ilerisinde bulunan ve uluslararası arenada Azeri toprağı olarak kabul gören bölgeleri de. Ermenilerse bu bölgeleri korumak istiyor. Bunu yapmak için de dış güçleri çatışma içine çekmek istiyorlar. Örneğin Azerbaycan'ın ikinci büyük kentine füze attıklarını gördük. Eğer çatışmanın tırmanacağı korkusu uyandırırlarsa Rusya'yı ya da başka ülkeleri de çatışmaya dahil edebileceklerini düşünüyorlar çünkü Azeri tarafı şu anda daha güçlü. 1990'lı yılların başındaki başarısızlıklardan sonra Azerbaycan'ın kapsamlı bir askeri modernizasyona girdiğini, silahlı kuvvetlerine takviye yapmak için petrol zenginliğini kullandığını biliyoruz. Bu nedenle çatışmada üstünlük Azerbaycan'a ait, Ermeniler ise savunma hattında” şeklinde yanıt verdi.

“Azerbaycan üstünlüğü koruduğunu düşündüğü sürece savaşmaya devam etmek isteyecek”

Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışmanın 1990'lı yıllardaki gibi uzaması olasılığı ve ufukta ateşkes görüp görmediği konusunda ise “Azerbaycan savaşmaya devam ederek daha iyi konumda olacağını düşünüyor” şeklinde yorum yapan Weitz, Azerbaycan'ın kaybettiği toprakları geri istediğini, Ermenistan'ın ise Dağlık Karabağ'ın bağımsızlığı karşısında bir kısım topraklardan vazgeçmesinin söz konusu olabileceğini kaydetti. Uzman, Azerbaycan'ın askeri üstünlüğü koruyup topraklarını geri kazanabileceğini düşündüğü sürece savaşmaya devam edeceğini, Ermenistan'ın ise çatışmayı durdurma yönünde Azerbaycan'a ağır baskı yapmak için Rusya ya da Amerika gibi güçleri çekmeye çalışacağını öngörüyor.

“Barış için iki taraf üzerinde etkili olabilecek güçler, komşu ülkeler. İran ise joker”

Çatışmaları durdurmak için Batılı ülkelerin elinde yeterince koz olup olmadığı ise Weitz'a yöneltilen bir başka soru oldu. Uzman, bu soruya, “Batı araya girebilir. Henüz ellerinde koz yok, ama bunu oluşturabilirler. Bu durum, Suriye ve Ukrayna'da tanık olduğumuz duruma benziyor. Batı ateşkes istediğini açıkça ortaya koydu ama buna aktarılan kaynak miktarı çok sınırlı. İki taraf üzerinde en büyük etkiyi yaratabilecek ülkeler en yakın komşular olabilir. Türkiye Azerbaycan'a askeri ve diplomatik açıdan tam destek veriyor. Bu destek Azerbaycan'ın çok işine yaradı. Rusya ise Ermenistan'a tam destek vermedi. Rusya hem Azerbaycan hem de Ermenistan'la ilişkileri dengede tutmaya çalışıyor. Eğer kararlı bir biçimde Ermenistan'ın yanında yer alırsa bu, çatışmaların sona erdirilmesinde rol oynayabilir. Ara girebilecek üçüncü ülke olarak düşünülen İran ise daha çok joker konumunda. İran kendi iç meseleleriyle, Lübnan ve Suriye'yle meşgul. Bu nedenle İran, beklenenden çok daha edilgen bir rol oynadı. Bu üç ülkenin dışında Avrupalılar, Amerika ve NATO da araya girebilir ama bunu yapmak için yoğun çaba harcadıklarını görmüyoruz” şeklinde yanıt verdi.

“Azerbaycan-Ermenistan çatışması en çok Türkiye-Rusya ilişkilerini etkileyebilir”

Weitz, savaşın bölgesel anlamda yeniden düzenlenmesinde bir etkisi olup olmayacağı konusundaysa “Eğer Azerbaycan kazanırsa ve Dağlık Karabağ'ın kontrolunu ele alırsa bölgesel dengeler, bundan sonra ne yaşanacağına bağlı olur. Ermeniler'e otonomi verirler mi? Bu, uluslararası toplumun onayını almaları için yeterli olur mu? Ateşkes ilan edilir mi? Bana göre joker konumundaki ülke, Rusya. Rusya'nın iki tarafa karşı dengede duran tutumunun devam edip etmeyeceğini bilmiyoruz. Ruslar iki tarafı birbirine düşürebilir. Ya da Türkiye karşısında denge oluşturmak için kararlı bir şekilde Ermenistan'ın arkasında durabilir. Azerbaycan ve Ermenistan çatışmasının uluslararası çapta etkili olacağı nokta, Türkiye-Rusya ilişkileri olabilir. Türkiye ve Rusya, Suriye ve Libya gibi ülkelerde, şimdi de Dağlık Karabağ'da dengesiz bir zıtlaşma ve işbirliği içinde oldu. Rusya ve Türkiye'nin Dağlık Karabağ'da bir barış anlaşması dayatmak için kolaylıkla bir araya gelebileceğini görebilirsiniz ya da kararlı bir şekilde görüş ayrılığına düşüp karşıt tarafların yanında saf tutabilirler.”

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG