Şırnak’ın Cizre ilçesinde PKK’nın şehir yapılanması olan YPS’li grupların kazdığı hendekleri kapatmak ve barikatları kaldırmak amacıyla ilan edilen sokağa çıkma yasağı ve çatışmalarda meydana gelen ölümler AİHM gündemindeydi. AİHM, Ömer Elçi’nin "yaşama ve güvenlik haklarına aykırı olduğu" ile ilgili başvuruyu reddetti.
“AİHM, Anayasa Mahkemesi’nin etkisiz olduğunu kabul etmiş oluyor”
AİHM kararını VOA Türkçe’ye değerlendiren Elçi’nin avukatı Neşet Girasun, kararın gerekçesinin iç hukuk yollarının tüketilmemesi olduğunu söyledi. Girasun, “Cizre’deki ilk sokağa çıkma yasağı 4-12 Eylül tarihleri arasında ilan edilmişti. Bunun üzerine ben ve Tahir Elçi önce Mardin İdare Mahkemesine gittik. Mardin İdare Mahkemesi, yürütmeyi durdurma talebimize 2-3 günde yanıt vermeyince AYM’ye başvurduk. AYM ise tedbir talebini reddetti. Esasla ilgili hala bir karar vermiş değil. 15 Aralık’ta ilan edilen ikinci sokağa çıkma yasağı için 30 Aralık’ta, ben ve Avukat Erkan Şenses doğrudan AİHM’e başvurduk. Bununla ilgili AİHM Türkiye’ye savunma için süre vererek, tedbiri redetti. 13 Kasımda duruşma oldu. AİHM diyor ki ‘siz AYM’ye gitmeliydiniz. Bu yolu tüketmeden gelmemeliydiniz’. Oysa biz ilk günden AYM’nin etkili bir yol olmadığını söyledik. Kaldı ki, tedbir talebimizi reddederken de niye AYM’ye gittiniz demedi bize. Şimdi esas başvuruyu reddederken ‘Niye gitmediniz?’ diyor. Aslında o zaman AYM’nin etkisiz olduğunu zımnen kabul etmiş oluyor” dedi.
Ömer Elçi’nin avukatı: “AYM topu taca atıyor”
Anayasa Mahkemesinin, bekleyen dosya için karar vermesini bekleyeceklerini ifade eden Girasun, verilecek karar doğrultusunda yeniden AİHM’e başvurabileceklerini söyledi. Girasun, “AİHM aradan 3.5 yıl geçmesine rağmen AYM’nin bugüne kadar bunu karara bağlamamasını makul görüyor. Bu karar AİHM içtihatlarıyla uyumlu bir karar değil. AİHM deyim yerindeyse topu taca atıyor.Bu tür mevzularda, siyasi yönü olan hukuki ihtilaflarda AYM’yi etkili bir yol olarak görüp, kendini meselenin dışına atmak istiyor. Bu kuruluş amacı, kuruluş felsefesi ve geçmişteki pratikleriyle bağdaşmıyor. Bizim açımızdan her şey bitmedi. Biz AİHM’e doğrudan başvuru yapmadan, AYM’ye başvuru yapmıştık ve o başvuru hala derdest duruyor. Mahkeme hala karar vermiş değil. Eğer AYM ihlal tespiti yapmazsa yine AİHM’e gideceğiz, bu kez süreci tüketerek gideceğiz” diye konuştu.
AİHM’in reddettiği başvurudan biri de Orhan Tunç’a ait. Cizre’de mahsur kaldıkları bodrumda kardeşi Mehmet Tunç ile birlikte öldürülen Orhan Tunç’un avukatı Benan Molu, sürecin henüz tamamlanmadığını söyledi. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Molu, “Orhan Tunç ile ilgili AYM’de başvurumuz var,ölüm olayına ilişkin ve ölümüyle ilgili soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına dair karara ilişkin. Buna itiraz ettik, itiraz reddedildi ve iç hukuk yolları tüketilmiş oldu. Bunlar 2016-17’de yapılan başvurulardı. AYM o tarihten beri iki başvuru ile ilgili karar vermedi. Biz aradan çok uzun zaman geçti ve AYM’nin bu dönemde verdiği kararlara yaklaşımı ortadayken, AYM bir karar verse bile, bu mevcut cezasızlık yasalarıyla bu çok mümkün değil. 13 Kasımdaki duruşmada ve sonrasına mahkemeye argümanlarımızı sunduk.Bu karar bizim AYM argümanlarımıza cevap niteliğindedir. AİHM, ‘Başvurularınız hâlihazırda AYM’de zaten. AYM kararını bekleyin. Bizim içtihadımıza uygun değerlendirme yapmazsa ve eğer uzun bir süre daha beklerse, karar vermeyi geciktirirse o zaman yeniden bize başvuru yaparsınız’ diyor. Roboski gibi süreç bitti, geri dönüş yok gibi bir durum yok. Biz bunu bekliyorduk zaten. AYM karar doğrultusunda, içtihatlara uygun bir karar vermek zorunda. Makul bir süre içinde karar vermezse tekrar AİHM’e gitmek mümkün” diye konuştu.