Türkiye’yi vuran Kahramanmaraş merkezli şiddetli depremlerin ardından birçok ülkeden arama-kurtarma ekipleri geldi. Ancak, depremin etkilendiği 11 şehirde birçok depremzede arama-kurtarma ekiplerinin şehirlere geç ulaşmasından, yeterli ekipmanla destek bulunmamasından ve koordinasyonsuzluktan şikayet etti.
Peki bir felaket halinde doğru arama-kurtarma çalışmaları nasıl yürütülmelidir? Koordinasyon nasıl sağlanır? Mahsur kalan depremzedeleri aramaya ne zaman son verilir?
Kentsel afet bölgelerinde arama ve kurtarma, genellikle yerel acil durum yönetimi yetkilileri ve uluslararası ekipler tarafından ortaklaşa yürütülen metodik bir süreçtir.
Enkaz altında kalan insanlar genellikle birkaç günden daha uzun süre hayatta kalma mücadelesi verdiği için hız çok önemlidir.
BM şemsiyesi altındaki ülke ve kuruluşlardan oluşan bir ağ olan Uluslararası Arama ve Kurtarma Danışma Grubu (INSARAG), bu tür felaketlerde görev yapan uluslararası arama ve kurtarma ekipleri arasındaki koordinasyonu kolaylaştırmaya yardımcı olur.
Geniş alan değerlendirmesi
Etkilenen bölgenin ön incelemesi genellikle yerel acil durum ekipleri tarafından ek yardım ulaşana kadar yapılır.
Yıkım sadece bir şehri kapsayabilir ya da son depremlerde olduğu gibi birden fazla ülkedeki çok sayıda kasabayı içeren geniş bir alana yayılmış olabilir.
İlk görsel değerlendirmeyi yapan ekipler mobil kalır ve altyapı izin veriyorsa hava veya karayoluyla hızlı bir şekilde seyahat eder, kurtarma operasyonlarına katılmazlar.
Araştırma, olası kaynakların ve tehlikelerin yanı sıra arama ve kurtarma ekipleri için temel önceliklerin belirlenmesine yardımcı olur. Afet bölgesi daha sonra komutayı dağıtmak ve arama ekiplerini görevlendirmek için genellikle bölümlere ayrılır.
Alan triyajı
Bu değerlendirme, belirlenen bir bölgedeki uygulanabilir canlı kurtarma sahalarını tanımlar. Komuta merkezi bu bilgiyi kurtarma alanlarına öncelik vermek ve hangi ekiplerin nereye konuşlandırılacağına karar vermek için kullanır.
Kurtarma ekipleri her bir alanda bina büyüklüğü, inşaat malzemelerinin türü ve farklı hasar ve tehlike türlerini sınıflandırmayı amaçlayan "bina çökme kategorisi" gibi temel bilgileri toplamaya çalışır.
Kurtarma görevlileri ayrıca merdiven boşlukları veya kirişlerin altındaki alanlar gibi hayatta kalınabilecek boşlukları da arar. Bazı durumlarda insanlar yaşam üçgeni olarak da adlandırılan bu tür boşluklarda günlerce hayatta kalabilirler.
Eğer boşluk bir kişinin sürünerek geçebileceği kadar büyükse, hayatta kalma şansı daha yüksektir. Küçük boşluklar daha tehlikelidir çünkü içeride mahsur kalan insanlar enkazın daha fazla hareket etmesini veya yapısal elemanların çökmesini önlemek için daha az alana sahiptir.
Benzer şekilde, kurtarma çalışanları da devrilmiş elektrik hatları, gaz sızıntıları, sel ve diğer tehlikelere karşı dikkatli olmalıdır. Kurtarma ekipleri özel giysiler, eldivenler, maskeler ve hava kalitesi izleme cihazları gibi koruyucu ekipmanlar kullanmalıdır.
Hızlı arama ve kurtarma
Büyük bir depreme müdahalenin ilk aşamalarında, çok sayıda sahanın kontrol edilmesi gerektiğinde, acil durum ekipleri hayat kurtarma olasılığını arttırmak için hızlı aramalar yapar. Ekipler genellikle birkaç saat içinde bir sahada işlerini bitirir, ardından bir sonrakine geçerler.
Kurtarma ekipleri bu aşamayı, daha derin bir aramanın faydalı olabileceği bölgeleri belirlemek için de kullanabilir. Özel eğitimli köpekler, enkazda hızla hareket ederek yaşam belirtilerinin kokusunu almak için kullanılabilir.
Sesli sinyalizasyon
Karayip ülkesi Haiti'de 2021 yılında meydana gelen deprem gibi, birçok ülkeden ekiplerin bulunduğu büyük afetlerde, dil engeli nedeniyle afet bölgesinde güvenli operasyonlar için etkili acil durum sinyalizasyonu şarttır.
Tüm acil durum personeli, genellikle havalı kornalardan veya diğer selamlama cihazlarından gelen ses sinyallerine nasıl tepki vereceğini bilmelidir.
Tam arama ve kurtarma
Operasyonların bu aşaması, yerel kurtarma ekiplerinin, ilk müdahale ekiplerinin veya 3. seviye operasyonların ulaşamadığı daha az sayıda mahsur kalmış depremzedeyi bulur ve kurtarır.
Kurtarma ekipleri çöken yapıların içinde kalan hayatta kalınabilir boşlukların çoğuna ya da tamamına girmeye çalışır. Bu süreç birden fazla ekibi içerebilir ve birkaç gün sürebilir.
Karbondioksit detektörleri ve termal görüntüleme ekipmanları, bilinçsiz olsalar bile hayatta kalanları bulmak için kullanılabilir.
Uzman ekipler, binaların içindeki hareketleri tespit etmek için hassas ses ekipmanları kullanabilirken, enkaz altında gömülü insanların yerini tespit etmek için küçük video cihazları kullanılabilir.
Ağır ekipman kullanarak depremzedeleri ezmekten kaçınmak için enkaz genellikle elle kaldırılmalıdır. Aşağıda kurtarma ekipleri tarafından kullanılabilecek daha küçük kurtarma ekipmanı türlerinden bazıları verilmiştir.
Toparlanma süreci
Kurtarma çalışmaları sona erdikten sonra başlayan toparlanma süreci genellikle büyük moloz yığınlarının kaldırılmasını ve cesetlerin çıkarılmasını içerir.
Bu çalışma, uluslararası kurtarma görevlileri ayrıldıktan sonra yerel ekipler tarafından da gerçekleştirilebilir. Ağır makineler ve yıkım ekipmanları kullanan ekipler, çöken yapıların içinde kalan tüm boşluklara erişmeye çalışır.
Mahsur kalan depremzedeleri aramaya ne zaman son verileceğine dair zor karar, koordinasyonu sağlayan BM kuruluşu ve devlet tarafından verilir.
Suya erişimleri olduğu takdirde enkaz altında kalan depremzedelerin iki haftadan uzun süre hayatta kalabildikleri tespit edilmiştir.
Ancak arama ve kurtarma çalışmaları genellikle felaketten yaklaşık bir hafta sonra, önceki bir ya da iki gün içinde canlı kimse bulunamamışsa durdurulur.